İSTİKRARLI BİR ÜLKE OLABİLMEK

04-04-2018

Hangi ülke olursa olsun fark etmez.

İstikrarlı bir ülke olabilmenin bir takım olmazsa olmazları var.

Satır başlarıyla ve bilgim becerimce anlatmaya çalışayım.

Öncelikle en önemli faktörler: Ağır sanayiye geçmiş ve üreten bir ülke olması, eğitime çok önem vermesi.

İleri demokrasiye mutlak surette geçmiş olması.

Bağımsız hukuk ve adaletin mutlak surette hukuka ve dünya normlarına denk olması.

Ekonomisinin çok iyi olması.

Uluslararası ilişkileri ve diplomasiyi çok güzel ve yüksek standartlarda uyguluyor nitelikte olması.

O ülkenin yaşam konforunun yüksek standartlara olması, iç işleri ve dış işleri ilişkileri adeta iktidarların yönetim politikalarının da üstünde olması ve bekası yani sürekliliği fazlasıyla önemlidir.

Evrensel hukuk normlarını yakalamış olması gerekmektedir diye düşünüyorum.

Peki aslında detaya girmeden ancak eksiklerimle birlikte ancak satır başlarıyla ele aldığım bu konunun zaafı ve saydığım ilkelerden yoksun olmasının ne gibi sakıncaları ve tahribatları olabilir diye sorgularsak…

Hukuk kavramının bağımsız ve adil olmaması sosyal sosyolojiyi ve psikolojiyi olumsuz etkiler ve suç işleme potansiyeli artar suçluları koyacak hapishaneler bulamazsınız.

Hapishaneler dolar taşar.

Eğitimi rayına koyamamışsanız eğitimde dünya normlarının çok altında kalır ve beyin göçüne neden olursunuz.

Zira eğitim konusunda çok geride kalmış ve eğitimin istenilen standartlarda olmaması mevcut ve sayıları az olan zeki ve bilim adamı konusunda kendilerini bir şekilde yetiştirmiş ve ülkenin hayati problemlerine deva olacak nitelikteki insanlarınız da yurt dışına giderler ve gittikleri ülkeye hizmet ederler parlak zekaları ve buluşlarıyla.

Çarpık bir ekonomi hayat pahalılığına davetiye çıkarır.Bırakın konforlu huzurlu bir yaşam tarzını insanlar fiziksel ihtiyaçlarını bile karşılamayıp toplumsal gerginlikler ve anti kapitalist akımlar dans etmeye başlar ve toplumda huzur kalmaz.

 

Üreten değil de tüketen bir toplum konumundaysanız bütçeniz her zaman açık verir ve bir çok ihtiyaçlarınızı ithal etme konuma düşersiniz.

Para biriminiz döviz karşısında hep düşer.Yani değer kaybına erozyona uğrar adeta.

İstihdamı ve istikrarı yakalamayıp sorunlu bir ülke olmuş olursunuz.

Ben deniz ekonomi eğitimi aldım ve kendi branşımda yazmaya çalışıyorum.

Şimdi hiç kimseleri suçlamadan ve negatif atmosferin kapsam alanına girmeden siyaset ve felsefe yapmadan öz eleştirimizi korkmadan çekinmeden ve son derece rasyonel bir tarzla masaya yatıralım.

TL döviz karşısında ne âlemde?

Ülkemizde kitap okumak için kütüphane sayısı ile hapishane sayısını istatistikî olarak karşılaştıralım.

Hatta hapishanelerde çeşitli suçlarla yatan tutukluların sayıları ile kütüphanelerde kitap okuyanları da karşılaştıralım?

Yargı ve adalete olan güven ile güvensizlik hakkında yapılan anket sonuçlarını hatırlayalım.

Türk yargısı ve adaleti olması gereken standartlarda mı?

Revize ve toparlanmaya muhtaç mı? Bunu da kamuoyunun düşünce ve vicdanına bırakalım.

Ekonomimiz ne âlemde kalkınmış bir ülke miyiz?

Yoksa kalkınması halen devam etmekte olan bir ülke miyiz?

Üstelik bu kalkınması devam etmekte olan bir ülkeysek ne zamandan beri bu kalkınma süreci devam ediyor.

Neden bitmiyor?

Sorun ne?

Ne zaman son bulacak?

bu ve buna benzer soruları çoğaltmak listelemek çok kolay kolay olamayan şu kontra soruya mertçe korkmadan, çekinmeden sormak ve konuyu bir gazeteci olarak ama ülkesini ve halkını seven bir birey olarak yakın takibe almak olmalı.

Soru şu;

İstikrarlı bir ülke olabilmek için ne yapmalı?

Ne yapmamalı?

El pençe durmak, yalaka olmak, birilerine itaat etmek yahut biat etmek ve her gerçeğin üstünü örterek araziye uymak o kadar kolay ki…

Her zaman ilke edinmişimdir şunu yazmayı siyasiler ve iktidarlar gelip geçicidirler aynı zamanlarda makam ve koltuklar ve siyasiler…

Ama ülke ve millet bakidir, diye düşünüyorum.

Bu yazdıklarım ve düşüncelerimden kimler rahatsız olurlarsa olsunlar umurumda değil.

Bana ülkemiz ve milletimiz, her şeyden ve herkesten daha değerlidir düşüncesi her zaman daha ağır basmıştır.

Bu benim olmazsa olmazımdır.

Gücümü ve cesaretimi de saf ve katıksız olan inancımdan alıyorum başka da kimseden inanmayanlar araştırabilirler hodri meydan.

Bu arada içinde bulunduğumuz mübarek 3 ayların tüm İslam âlemine hayırlı, uğurlu olması dilek ve dualarımla, Allah 3 aylarınızı mübarek eylesin efendim…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?