KADINA ŞİDDET

31-01-2018

Defalarca yazdım, yine yazıyorum kadına şiddet konusunu.
Üzülerek diyorum ki belki de ilerde yine de yazmam gerekecek.
Ülkemizde erkeklerin dominant olduğu ve kadına şiddet devam ettiği sürece bu konu her zaman güncel olarak kalacaktır.
Oysa İslam dininin kadına vermiş olduğu değeri hiç bir sistem, hatta kadın hakları savunucuları bile vermemiştir. 
“Cennet, annelerin ayakları altındadır” diyen bu son din olan İslam, kadınlara verilmesi gereken değeri apaçık ortaya koymuştur.
Kadın eştir, annedir ve yeryüzünü cennete dönüştürebilecek vasıflara sahiptir.
Şöyle bir düşünelim;
Kadınsız bir Dünya olabilir mi?
Aslında kadınların kadrini kıymetini bilmeyen ve onları geri plana atan toplumları, ülkeleri şöyle bir gözlemleyin.
Ne kadar geri, ilkel ve eğitimden yoksun olduklarını, ileri demokrasiye geçememiş olduklarını hemen fark edeceksiniz.
Çarpıcı örnekler vermek istiyorum;
Adam alkol alıyor, eşini, çocuklarını ihmal ediyor ve evde bir tartışma başlıyor.
Ne yazık ki tartışma sonucunda eşini öldürüyor.
Hatta yalnız eşini değil, çocuklarını da öldürüyor.
Bizler bu ve buna benzer değişik öldürmelere şahit olmuşuzdur.
Haberlerde, TV kanallarında bu ve benzer haberleri izlemişsinizdir.
Üstelik kadınlar, aile ekonomisine katkıda bulunmak için her tür legal işlerde fedakârca çalışıp, yıpranıyor.
Buna rağmen kadınların acı sonlara uğradığı, halen siyasilerin, bu konuda daha titiz yasalar ve önlemler almadıklarına şahit oluyoruz.
Kadın konusunu istimal eden siyasiler, kadını ancak oy potansiyeli olarak görüp minik makyajlarla, göz boyamalarla geçiştiriyor.
Oysa isteseler kadına şiddet konusunu adam akıllı ele alıp, toplumu bu konuda bilinçlendirebilirler.
Bana kalsa kadın ve anne, milli eğitim müfredatına alınıp, ilkokul, ortaokul ve liselerde bile zorunlu ders olarak işlenebilir.
Toplum, bireylerden oluşuyorsa ve aileler, toplumun en küçük topluluğuysa ailede kadına verilmesi gereken saygınlık verilmiyorsa ve korunmuyorsa, çok çabuk skandallara konu olup öldürülebiliyorsa, o halde toplum nasıl olur da huzur bulabilir ki?
İstatistiklere bakarsanız her yıl ülkemizde yüzlerce kadın, eften püften, basit nedenlerle şiddete uğrayıp öldürülüyor.
Tam tersine yüzlerce erkek, kadınlar tarafından şiddete uğrayıp öldürülselerdi durum ne olurdu? 
Siyasiler ve kanun koyucular ne tür yasalar ve caydırıcı önlemler alırlardı diye hiç merak ettiniz mi? 
Üstelik bu kadınların öldürülmeleri, yaralanmaları, şiddete uğramaları, yıllar bazında azalıp sıfıra yaklaşacağına, tam tersine gittikçe artıyor.
Kadına şiddet konusu ülkemizde ciddiyetle ele alınıp durdurulmaması halinde huzur ve demokrasiden söz edilemez ve toplum huzur bulamaz.
Bu, her şeyden de önemli olan kadın hakları, kadının yaşamı ve mutluluğunu ele almayan siyasiler, mutlak surette önce yüce yaradana sonra da topluma hesap vereceklerdir.
Allah’ın cennetini bile ayaklarının altına serdiği anneleri, kadınları korumayıp, gereğince ilgilenmeyip, hayatını cehenneme çevrilen bu vahşete karşı ciddi ve caydırıcı önlemlerin ele alınmaması, faillere göz yumulması ve kadını ucuz görmek anlamına gelmiyor mu

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?