Türkiye'de iki gündem var.
Birincisi: Halkın gündemi.
İkincisi de siyasetin gündemi.
Halkın gündemi, ekonomik kriz,
siyasetin günde mi genel seçim.
Nereden bakarsanız bakın iki gündem ikiz kardeş gibidirler.
Ekonomik kriz ve seçim hep birlikte anılır ve birlikte takılırlar.
Güçlü iktidarları götüren yegâne güç ekonomik krizdir.
Ekonomik kriz muhalefette olan partilerin de sarıldıkları en önemli argümandır.
Ortada tam bir ironi var.
Halk inim inim inlerken, muhalefet sevinçten bayılıyordur.
İşte ironi de tam da burada.
Türkiye'de ekonomik bir kriz yaşanıyor bunu iktidarda kabul ediyor.
Lakin bütün dünyada küresel ekonomik bir kriz var bunu da muhalefet çok iyi biliyor.
Eşyanın tabiatına uygun bir süreç yaşanıyor.
Kriz bahane asıl olay Genel seçimlerde.
Türkiye'de bugün Genel seçim meselesi ekonomik krizin önüne geçmiş durumda.
Yani Siyasetin gündemi halkın gündeminin bir adım önünde.
Tarihe dönün bakın hep böyle olmuştur.
Güçlüler güçsüzleri istedikleri gün yönlendirmişlerdir.
Bakın siyaset halkın ne durumda olduğu ile ilgili değil, kendi ikbal ve gelecekleri ile ilgilidirler.
Maalesef ki bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde siyaseti yapanlar böyle politik davranabiliyorlar.
Sizin gündeminizin canı cehenneme deyip kendi gündemini dayatan bir halk olmadığı sürece bu ülkede yaşanan orta oyunun adı siyaset olur.
Maalesef hepimiz siyasetçilerin orta oyununda figüranlarız.
Üzücü ama gerçek bu...
Anlayın artık halkın ne çektiği siyasetin ve siyasetçinin çok umurunda değil.
Tek dertleri iktidara gelmek ve yönetecekleri bir koyun sürüsüne sahip olmak.
