KİM BU BATMANLI KADINLAR?

01-09-2020


Gün doğmazdan evvel uyanıp güneşi doğuran kadınlar şehri: Batman.
Başaklar bereketini ve bolluğunu fedakârlıkta sınır tanımayan bu kadınların ellerinden alır. 
Kokusuyla insanı cezbeden tandır ekmeğini şefkatiyle yoğuran bu kadınlardır.
Gencecik yaşında boynuna asılan hayat yükünü ağır aksak taşırken, aynı yükün altında çocukları bükülmesin diye canla başla hayata tutunan kadınların yurdudur. 
Bir hayata kaç öykü sığar bilmem. 
Ancak bu diyar sayısız öykünün ve vazgeçilmişliğin ana yurdudur. 
Bu diyarda kadınların savaşı doğdukları gün başlar.
Teni kavruk, yüreği yanık, gözü kara kadınların şehri… 
Cesaretlerini kah dağa kaçırılmış evladını ararken namluya siper olan göğüslerinden tanırsınız. 
Kah kızını erkenden evermemek için tüm aileye diklenen başlarından. 
Yaşamak onlar için şefkatle ilmek ilmek ördükleri bir kazaktan farksızdır. 
Sabırları uysallıklarından değil, güzel günlere olan inançlarındandır.
Yazgıları tülbentleri gibibeyaz olmayan fakat zılgıtları nevruz ateşi misali neşeli ve hoyrattır.
Bu şehrin kadınları yaşamayı boyunlarının borcu bilirken, yaşatmayı aşk bilmişlerdir. Yeryüzünde varolan tüm terkedilmiş yüreklere yetecek kadar adanmışlıkları vardır. Ve hürriyete sevdalılardır.
Yer sofralarının yetersiz kaldığı zamanlarda kurdukları gönül sofraları, hayatlarındaki herkesi gözetecek kadar geniştir. 
Kocayı, oğlanı, anayı, babayı, kayınvalideyi, kayınbabayı ve dahasını idare edebilen her birinden bir rızalık almak için kendinden vazgeçen meyve verdikçe azalmayan ulu çınarlar gibidirler.
İşte bu kadınların kızları memleketlerinden binlerce km uzaklıkta okumakta. 
Aldıkları ilmin ışığıyla geleceğe kandil olmanın telaşına düşmektedir. 
Ayakları yere daha sağlam basmanın, hayallere daha sıkı tutunmanın, hürriyetin yolunu okumakta bulmuşlardır.  
Onlar gayrete aşıktır. 
Gayret onlara…
 Kader ise her ikisine…
“Beni öldürende yoktur din, iman” diyerek katillerine yaşarken seslenen gül yüzlü ŞehidAybüke’nin davasını sırtlanan Batmanlı bir kadın olarak şunu belirtmek istiyorum ki ışığını ruhundan alan hiçbir kadını ne baskılar ne buyruklar yıldıramaz. 
Bizim hayattan vazgeçişimiz bir öğle süresi kadardır. 
En karanlık gecelerde yıldız olur yine ışırız insanlığa. 
Ekmeğin hasına insanın namusluna hasret kaldığımız şu günlerde sığınılacak en güvenli limanlarız biz. 
Tüm kırgınlıklarımızın bir özürlük canı var. 
Bir çiçekle bahara dönen mevsimlerimiz var. 
İşte bu yüzden bizi bize sorun. 
Bizi bizden bilin.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?