KIRIK SALINCAK

21-11-2014

Gecenin uykusuzluğunu atamamıştı gözlerinin üzerinden. Halkalar oluşmuştu gözlerinin çehresinde. Kim bilir hangi saate kadar ağlayıp durmuştu titreye titreye yetimliğini hissederken. Sabahın erken saatlerinde, iki elini cebine koyup salına salına yürüyordu okula doğru. Bir çocuğun yetim olduğunu anlamak kadar kolay o anı unutmak kadar zor bir durum yoktur zannımca. Hep bir mahcubiyet telaşı, boynu büküklük vardır çerçeveyi  dolduran. Ne zaman görsem kanar yüreğimin derinlikleri. Okula bazen çocuğunu görmeye gelen anne ya da babadan birini çocuğu ile birlikte görürse eğer bakışları donar  donar da eritir ciğerimin bir yerini, bakışları. O ufacık omuzlarına çocuk yaşta kocaman bir yük yüklenmiş babasızlık ya da annesizlik. Sonra akıveririm onun düşlerine.

Acaba en son ne zaman okul çıkışı eve koşa koşa gitmişti.

Acaba en son ne zaman koşup terlediği için şimdi kokusuna hasret annesinden tatlı bir azar işitmişti.

Acaba en son ne zaman gecenin bir vakti üstünü örtmüştü anneciği.

Acaba en son ne zaman ‘’Gel buraya babasının bir tanesi.’’ lafını duymuştu.

Acaba, acaba, acaba…

Söylesene be çocuk hangi söz dindirir yürek yangınını

Söyle hele hangi oyuncağın tutabilir annenin ya da babanın yerini

Başını okşasam aynı duyguları hisseder mi yüreğin?

Gözlerinin yaşını silsem yaşlar kurur da kan revan gönlünün pınarları durulur mu?

Benimki de laf işte…

Sahi yediğin çikolata o talihsiz günden sonra dilinde tatlı bir iz bırakıyor mu?

Kışın sobayı yaktığınızda ısıtıyor mu körpecik bedenini, babanı senden ayıran o kara kömür.

Sarı baretli maden işçilerini görünce gözlerinin babanı aramadığı anın oldu mu?

Yahut vatanını, namusunu korumak için Kobane’de, Filistin’de canını veren babanın son gidişini hatırlıyor musun?

Sahi söylesene baban eve al kanlar içinde bir tabut içinde gelirken bedeni parçalanmış mıydı?

***

Zor ama sabret her gecenin bir neharı var, her kışın da bir baharı

Elbette Rabbim hesabını koymaz yerde

Hesabını sorar elbette mahşerde

Rant için seni yetim bırakmaya neden olanlar elbette hesabını verecekler mahşerde

Sil şimdi gözünün yaşını ve eğme sakın dimdik tut başını

Kavuşursun babana bir gün babana elbette cennete.

Hoşça kal ağrıyan düşüncem.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?