İnsan dünyaya kendi isteği ile gelmedi.
Kendi isteği ile de ahirete gitmeyecek.
Yaratılış gayesi, bir gün veya daha kısa süre ifade edilen dünya hayatında sınavdan geçmektir. Bu mülk suresi 2.ayette şöyle ifade edilmektedir:
“O ölümü ve hayatı hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için yaratmıştır. O mutlak üstün ve yüce olandır. Eşsiz benzersiz bağışlayandır”
Dünyada verilen ömür kredisi, insanın sonsuz ahirethayatında, konumunu, mevkiini, rütbesini tespit edecektir.
İnsanın dünyadaki hali ne ise, ahiretteki durumu da odur.
İnsanın hayatını tanzim ve ahireti makbul hale getirmenin anahtarı Allah’ın nur Kur’an vahyidir.
Peki, Müslüman olarak bizim Kur’an-la alakamız nasıl?
Kur’an hayatımızı inşa ediyor mu?
Bu soruların muhatabı olmalıyız.
Kur’an nuru bize hayatın şifrelerini veriyor.
“Bilmediğin bir şeyin peşinden gitme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bütün bunlardan dolayı (hesap günü) sorumlu tutulacaktır” (isra;36)
Yine insanın azaları kendisi hakkında şahitlik edecektir.(nur suresi;24)
Var mı düşünüp ibret alan?
Allah(c.c) hoşumuza gitmese de dünyanın fani olduğunu, müminin kalben ona bağlanmaması gereğini bildiriyor.
Dünyanın hangi makamında, mevkiinde olursa olsun, insanın dünyada misafir olduğunu unutmaması gerekir.
İnsanın dünyadaki vazifesi; Allah’a kulluk, hadimlik, hizmet karlıktır.
İnsan kimseye karşı üstünlük hissi taşımadan, sırtına aldığı vazifenin zerresinden hesap verme endişesi ve korkusuyla, hakkıyla yerine getirme gereğini bilmelidir.
İnanan kendi aleyhine dahi olsa, her kardeşini bağrına basmalı, misafir olduğu dünyadan her ayrılma duygusu ve düşüncesiyle.
“Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltmeye bakın!
Siz doğru yolda olduktan sonra.
Sapanlar size zarar veremez. Hepiniz dönüp dolaşıp Allah’ın huzurunda toplanacaksınız. O da yaptıklarınızı size bir bir bildirecek” (maide;105.ayet.) Emri ilahisini özümlemeli. Hücrelerimize geçirmeliyiz.
Vahiy; insan hayatını inşa eder. Küfrü yürekten çıkarır.
Gönüllere huzur verir.
Hayatı tesbin ile buluşturur.
İman sahiplerini fedakârlıkta öne çıkarır ve bütün işleri düzenler.
Hayatı tanzim eder. Vahiy insana haddini bildirir.
İnsan tabiat kitabının ayetidir.
Tabiat ayeti, Allah’ın varlığının, birliğinin, kudretinin, azametinin delilidir.
Allah’ı tanımak isteyen, tabiat ayetini tefekkür etmelidir.
Tabiatta her şey yaratılış gayesine uygun, düzenli ve yerli yerinde hareket etmektedir.
Ey insan sende kendi yerini al.
Yaratılış gayesine uygun yaşa!
Kıyamet, ahiret mahşer olaylarının başına geleceğini unutma!
Kıyamette sığınacağın ve son durağın cennet olanlardan olmaya çalış.
Allah’ın vahyini hatırdan çıkarmamaya çalış.
“O Büyük olay gerçekleştiğinde, işte o gün insan oğlu (dünyada) neler yaptığını hatırlayacaktır” (Naziyat; 34-35.ayet)
“Kim azgınlık yapmış, dünya hayatını tercih etmişse, cehennem onların sığınağıdır” (Naziyat;37-38-39.ayetler)
“Rabbinin makamından korkan, kendi arzularına uymaktan alıkoyanlara gelince işte böylelerinin sığınağı da cennettir” (Naziyat;40-41.ayetler)
“Sen sadece ondan(son saatten) saygı ile korkanları uyarırsın” (naziyat;45.ayet.)
“Mahşeri gördükleri gün(dünyada)sanki bir gece veya kuşluğa kadar kalmış gibi olacaklardır” (naziyat;46.ayet)
Dostlar: Allah’ın verdiği akıl nimetini yerinde ve zamanında kullanmalıyız.
Dünya hayatı oyun ve eğlenceden ibarettir.
Bu oyun ve eğlenceden boğulmaktan kurtulmak, dünya okyanusunda, Allah’ın kitabı Kur’an-la yüzerek, Allah’ın limanına ulaşarak, dünya ve ebedi saadeti kazanmalıyız.
En yakınlarımızdan başlayarak, ilişkili olduğumuz veya olmadığımız bütün insanlara tebliğ yaparak, Allah’a kulluk bilincine ulaşmalarını, bu bilince göre hayatlarını yaşamalarına vesile olmalıyız. Ancak o zaman cenneti kazanırız. İnşallah. Selam ve dua ile.
