Bazıları instagramda özlü sözler yayınlıyorlar; sanki çok özlü ve sözlülermiş gibi.
Gönül ferahlatmaya, ‘bak ben nasıl da iyiyim’ çekmeye intikam almaya…
Kocaman lafların altına imza atıyorlar; sanki o lafların altında ezilmeyeceklermiş gibi.
Oysa kendilerine dürüst olsalar, o kadar mükemmel olmadıklarını, güçlü olmadıklarını, kişisel gelişime takla attırmadıklarını, aslında fena kanadıklarını kabul etseler rahat edecekler, sahteliğin acısını çekmeyecekler.
En azından bu dürüstlükle temiz bir başlangıç yapabilecekler.
Ruhlarıyla bir özlü sözleri olmasa da insan olduklarını sindirebilecekler… Kusurlarıyla, hatalarıyla, pişmanlıklarıyla…
Yani demek istiyorum ki bana özlü sözlerle gelme, özünle kendi samimi sözünle gel arkadaş.
Kırgınlıklarınla, acınla, yaranla… Gerçek olmayan ne varsa batıyor, itiyor, yakışmıyor arkadaş.
Mutluluğu Aramak Mutluluk Getirmiyor
Yapılan bilimsel bir araştırmaya göre, mutluluk için çabalamak boşuna.
Mutlu olmak...
Yeryüzündeki insanların çoğu, hayatlarındaki en önemli hedefi mutluluğu yakalamak olarak tarif ediyor, bunun için çabalıyor.
Ancak yeni yayımlanan bir araştırma, mutluluk için çabalamanın tam aksi yönde bir etkiye sahip olabileceğini ortaya koyuyor.
Araştırma, Birleşmiş Milletler'in 2013 yılında dünya genelindeki insanların yaşamlarında mutluluğun önemine dair farkındalığı artırmak için ilan ettiği 20 Mart Uluslararası Mutluluk Günü öncesi yayımlandı.
Zaman baskısı mutsuz ediyor
Sonuçları Amerikan bilim dergisi Psychonomic Bulletin &Review'de yayımlanan araştırmaya göre, mutlu olmak için çok fazla çaba gösteren ve çok sayıda faaliyette bulunan insanlar, negatif bir sarmalın içerisine düşebiliyor ve bu sarmaldan eskisine göre daha mutsuz olarak çıkıyor. Buna neden olarak söz konusu kişilerin bu faaliyetler için yeterli zamana sahip olmadığı hissine kapılması ve zaman baskısı hissetmesi gösteriliyor.
Rutgers ve Toronto Üniversitelerinden bilim insanlarının ortaklaşa yürüttüğü dört internet araştırmasına 100 ila 300 kişi katıldı.
Araştırmaya katılanlar mutlu olmak adına çabalamak ve çeşitli faaliyetlerde bulunmak zorunda hissettikleri için zaman kaybı yaşadıkları şikâyetinde bulundu.
Buna karşın kendisini mutlu olarak gören kişilerin ise daha az zaman kaygısı olduğuna dikkat çekildi
