MASKELİLER

12-06-2018

Nice maskeler ve maskeliler gördüm şu kısa ömür periyodunda.

Kimi kurt maskeliler, etrafı sis pus hale getirip koyun kafalılara saldırıyor, parçalıyor ve afiyetle adeta etlerini kafasız kafalarını yiyor.

Kendine kayıtsız kuralsız esir ediyor.

Ben bu tiplere kurt maskeli diyorum ve demeye de devam edeceğim.

Eylemler ve icraatları bana böyle dedirtiyor.

Kimide çakal ve çakalizm felsefesi güderek her fırsatı sinsice yahut çakalca değerlendiriyor. Fırsat olmasa da fırsatların oluşmasına çakalca tuzaklar hazırlıyor, zemin yaratıyor adeta.

Yalanlar, iftiralar havada uçuşuyor.

Günümüz Dünyasında maalesef profesyonel görünümlü maskeli siyasiler, artık maskeli baloyu oynuyor.

En başta da Donald Trump ve Netenyahu aynı zamanda o kategoriye giren yerli yabancı birçok siyasetçi böylesi bir ruh halinde.

Aynı zamanda bunların uşakları yalakaları ve yardakçıları da aynı yolu aynı tarzda oynuyorlar.

Üstelik de yüzlerine gözlerine bulaştırarak maskeli baloda oynuyorlar.

Hem de karanlıkta.

Sanıyorlar ki hep karanlık olacak ve karanlık sanki bitmeyecek.

Gözlerini Güneşe kapayarak Güneşi görmezden geliyorlar ama Güneş eninde sonunda doğacak ve yağacak olan ilahi yağmurlar, o ile gerçekler, o makyajlı maskeleri mutlaka ama bir gün mutlaka düşürecek.

İşte o zaman o melek masumiyeti görünümlü şeytanımsı yüzlerine belki de tükürmek isteyeceğiz.

Fakat o kirli ve yüzsüz yüzlerinde inanın tükürüklerimiz kirlenecek.

Göreceğiz…

Yaşayanlar mutlaka görürler.

Zaman, maskeleri belgelerle imzalarla net olarak ortaya çıkaracak.

Şafaktayız az kaldı, gün ağaracak.

Göreceğiz kimin kim olduğunu yahut kim olmadığını.

Tilki maskeliler de yok değiller.

Kargaya sesin ne kadar da güzel deyip, kargaya türkü söyletme bahanesiyle ağzından peyniri düşürüp sinsi ve kurnazca yiyen tilki maskeli siyasiler de ortalıkta cirit atıyorlar.

Tavuk kümesine saldırıp şimdilik kendilerine ziyafet çeken bu tilkiler, eninde sonunda tavukların sahipleri tarafından cezalandırılacaklar.

Tilkiler her ne kadar kurnaz olsalar bile yaptıkları ve yapacakları tahribatlar kim bilir belki de beklenmeyen bir son’la onları yüz yüze getirebilir.

Tarihte çok örnekleri var.

Bir de ayı postlu ayı maskeliler de var ki ye ye doymak nedir bilmezler.

Hep yerler.

Fil’lere inat onlar hep yerler, doyma nedir bilmeden yerler.

Ortalığı tarumar ederek yerler.

Yetmez.

Doğayı ve doğanın doğal ürünlerini de yerler.

Onları da avlayanlar elbette çıkar.

Belki de çıktı da.

Henüz av mevsiminde değilizdir.

Temel Karadenizli olup saf değildir.

Tarlasına babasının çiftliği gibi saldırıp tüm mahsulü tarumar eden bu ayılar elbette temelin tuzaklarına düşerler.

Gafil bir şekilde.

Dedim ya Temel ne eder eder bu tarumarların hesabını sorar, mutlaka sorar.

Ayı şimdilik rahat.

Ama şimdilik rahat.

Bu maskelileri saymakla ve zararlarını, icraatlarını anlata anlata yaza yaza bitiremem.

Çünkü çok fazlasıyla yemişler çalmışlar, el-ikram etmişler.

Üzümü ye bağını sorma atasözünü ilke ve prensip edinmişler.

Yalnız bu zavallılar, bu çakallar, bu kurtlar ve ayılar çok önemli bir şeyi unutmuşlar;

Benden hatırlatması…

Üzümü ye bağını sorma her ne kadar kulağa hoş gelse de; bir de kulaklarını ve olmayan beyinlerini fazlasıyla rahatsız edecek, uykularını kaçıracak, konforlarını zindana çevirecek bir atasözü var ki hayatları boyunca unutamayacakları bir atasözü…

Bağ sahibi, üzümünün hesabını sorar.

Üstelik bir realite var ki asla karşı koyulamaz;

Savunma yapılamaz inkâr edilemez.

O da;

Mülkün maliki olan Yüce Allah da sorar öylesine bir sorar ki…

Yazık olacak bu maskelilere.

Maskelerin düşeceği bir anın olduğunu anladıklarında çok geç kalınmış olacak.

Bunun da tarihte ve siyasette çok anlamlı belgelere dayanan ve iz bırakan örnekleri var.

Gördük yaşadık ama gösteremedik, anlatamadık.

Ne görmek istediler ne de anlamak.

O halde sonuçlarına da katlanacaklar bir gün mutlaka…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?