MENFAATSİZ YAŞAMALAR DİLERİM.

09-06-2014

Aldanma insanlarım samimiyetine!

Menfaatleri gelir her şeyden önce.

Vaat etmeseydi Allah cenneti;

Ona bile etmezlerdi secde!..

Bugünkü yazıma istiklal şairi Merhum Mehmet Akif Ersoy’un insanlık ile ilgili demiş olduğu bu dörtlük ile başlamak istedim. İstiklal şairinin bu dizelerinde peşin hüküm verilmiş gibi    bir önyargı sezilse de; aslında mesele pekte öyle değildir. Bu dörtlük aslında olup ta söylenilemeyen bir olgunun, bir yürekli tarafından cesaretlice dile getirilmesidir. Allah’a edilen secdenin karşılığını uman insanın, yeryüzünde ki Halide elbette menfaat entrikası üzerine kurulmuş bir tükenmişlikten başka bir şey değildir. Akif bu dizelerde bir genelleme yapmış gibi görünse de asla bir genelleme yoktur. Belki de buradaki asıl konu dizelerin muhatabı olmayan toplum kesiminin azınlık durumuna düşmesidir. Yani azgın toplum kitlesi çok daha fazla sayıda olduğundan dolayı bu dizeler bütün topluma bir hitap gibi algılanır. Bir başka şekli ile de belki de bu dizlerin bütün toplumu ve insanlığı kast ediyor gibi algılanabilir olmasının sebebi, menfaat için değil de ilahi rıza için yaşayanların yapmaları gereken şeyleri yapmıyor olmaları ve toplum üzerindeki vazifelerini yerine getirememelerindedir. Bir diğer yönü ile de bir sözcüğü bir sözcüğe milyon anlam ile bağlama kabiliyetine ulaşmış İstiklal şairinin bu dizelerde ki bütün insanlığı kast ediyor gibi bir anlamı açık şekilde belirtmesinin sebebi, insanlığın içinde bulunduğu yanlış durumdan kurtulabilmesi için bir alev yaratma isteğidir. Muhtemelen son yazmış olduğum olgunun niyet edilmiş olması yüksek bir ihtimaldir. Çünkü İstiklal şairinin Yakın ülke tarihinde yüksek İslami şuuru ile toplumun gidişatından endişeli olduğunu ve memnun olmadığını bütün dizlerinden sezebiliriz. Bu şekilde bir endişe ile ömür süren şair elbette insanların İslam şuuru dışında bir şuura olan teslimiyetlerinden doğacak tehlikeleri de iyi biliyordu. Mehmet Akif ERSOY’ un dizelerinde dile getirmiş olduğu menfaatçi insan durumun gerçekleşme zamanı da, toplumun başlangıç hali değil aslında, her şeyini yitirmiş olduğu ve sonuca ulaştıktan sonra kaybetmiş olduklarının yerine kazanmış olduğu hal, tavır ve alışkanlıktan sadece biridir.

Manevi kimliğin kaybı ve milli şuurun asimile edilmesi ile var olan bir toplumun edinmiş olduğu, yeni zaman ve çağdaş toplum kesimlerinin bedenleri ile maddi unsurları ile reklam ettikleri hayata dair bütün unsurların aciz bir kişilik ile kabul gören bir toplumun kendisine ait neyi kalmıştır? 

Düşünce sistemlerinin çökertildiği, ahlak yapısının yer ile bir edildiği, kendi değerlerinden gururla utanma psikolojisine girmiş, en doğruyu bile en doğru yerde söyleyemeyen insanın nedir değeri?

Aç kalmaktan korkan bir hal ile bedenini ve tüm şahsi fikirleri ile beraber karakterini menfaat ve rahat bir yaşam uğruna feda edebilen bir bahtsızın değeri kaç kuruştur?

Bedenine bir fiyat biçme düşüncesi ile topluluklara ve oluşumlara kabul görülmek uğruna, yanlışa taraf olan, haksızın yanında hiçbir anlam ifade edemeden, suskun kişiliği ile gereksiz yere duran bedbahtın ne olacak en son ki hali?

Temeli menfaat üzerine kurulu, zengin bir dünya uğruna yapılan menfaat temelli bir evliliğin Allah katında değeri nedir?

İşte İstiklal şairinin bu dizelerde rahatsız olmuş olduğu toplum olgusundan birkaç örneklemeyi yukarıda yapmış oldum. Çünkü İstiklal şairinin ahlak yapısı ve insanlıkla ilgili düşüncesi asla menfaatçi bir anlayışı haklı bulmamaktadır. Menfaatçi anlayışın insanlık için ne kadar da kötü bir durum olduğunu dörtlükte ki son iki dize ile de daha can alıcı bir hale getirmiştir. Çünkü menfaatçi kafa, secdeye de menfaatçi giderse, kafanın sahip olduğu beden maalesef bu yaptığı ile sadece eğilip kalmış olacaktır. Bu hareketinden dolayı da bir ödüle değil, cezaya muhatap kılınacaktır. Kulluk asla cenneti kazanmak için yapılmaz, ilahi rıza çok daha değerlidir. Cennet ise, ilahi rızanın kuluna bir küçük armağanıdır. İlahi rızaya ulaştıktan sonra, cennet olsa da olur, olmasa da. Hangimiz cehenneme girmedikten sonra, neden cennete girmedik diye şikâyet ederiz. Tabi ki de hiçbirimiz.

Ya Rab;

Bir şey gözeterek, yaptığım bir şeyden sonra,

Beni hiçbir şey gözetemeyecek kadar, nefessiz kıl.

ERCAN KALKAN

Çaldığım zamanınız ve yorduğum zihniniz için âcizane beni mazur görmenizi istiyor ve Sizi en özel duygular ile bir çıkar gözetmeden kucaklıyor. Güzel yüreğinizden öpüyorum sevgilerimle.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?