MERHAMET BİR DUYGUDUR, TIPKI AŞK GİBİ.

08-05-2015

İnsan düşsel ve düşünsel bütün her şeyin yaratılma sebebidir.

Bu o kadar aşırı bir ilişkidir ki bir karıncanın varlığını bile insanın varlığından ayrı düşünemezsiniz. Bütün mevcudat insanı işaret eder.

Bütün yaratılmışlıklar insana hizmet edip ciddi bir bağlılık gösterir.

Bitkisinden, havasına, hayvanından, soyut âlemine kadar bütün var olmuşluklar bu ilişki içerisinde bulunurlar.

İnsan bu bütün yaratılmışlıkların içerisinde en ciddi önem arz eden varlık olarak yerini korur. Diğer yaratılmışlıkların çoğu onun dünyevi rolüne bürünüp daha iyi bir hal alması için adeta bir araç görevi görürler.

İnsan bu şekilde bu var olmuşluklardan yararlanır onlardan istifade eder.

Doğadan nimetlenir, hayvanların etinden sütünden beslenir ve diğer var olmuşlukları da hayatının devamı için kullanır ve bu şekilde bir hayat serüveni yaşar.

Bu hayat serüveni o kadar çeşitlilik gösterir ki belki de milyarlarca insanın her birinde az bir şey benzerlik ve çok büyük bir farkındalıktan bile bahsedilebilir.

Bütün bu döngü insan için ibretlik bir mevzudur.

Tamamen insanın bakış açısına, dünyayı algılama ve kabullenme tarzına göre bu döngü insanda anlam kazanır.

Nihayetin de kendisi için bir döngü yaratılan insan bu döngüde ki düşünsel ve düşsel bütün öğelere karşı mutlak bir sorumluluk taşır ve taşımalıdır.

Yaratılanına nazaran çok aciz bir durumda ki insanın bu haline benzer olarak ta insan hizmet için yaratılmışların hepsi insanın merhametine ihtiyaç duyar.

Çünkü insanın sahip olduğu düşünce mekanizması araç üretme konusunda ve hayat serüvenini kolay kılma yollarında çok ciddi önem arz eder.

Araç üretir, üretim yapar, hafıza tekniğinin güçlülüğüne ve bilgilerin depolanmasına bağlı olarak dünyada yaşanılan zamanlar ve bu zamanlarda yapılması gerekilen şeyler hakkında ciddi gelişimler gösterir.

Durum böyle iken diğer var olmuşluklar, bir yerden bir yere taşınmak veya en olmazsa olmazlardan olan yeme içme ihtiyacı için bile insana ihtiyaç duyar.

İşte bahsedilen o ihtiyacın sağlanması için gerekilen tavıra verilen ad ise; merhamettir. Merhamet; Günlük hayatımızın birçok yerinde karşılaştığımız, genellikle olumsuz durumların birer kurtarıcı sözü olarak hep anılır.

Ben ise ona bir insanın, insan olmayı gerektirecek davranışlarda bulunduğunda hissettiği his olarak algılarım.

Benim algılamamdan çok merhamet ile ilgili toplum nezdinde bulunan eksikliklerin ve ya normal davranış olarak kabul edilmesi gerekilen hareketlerin bile merhamet olarak kabul edilmesi toplumu merhametten uzaklaştırmasa da merhameti toplumun içerisinde ciddi şekilde azımsanacak bir seviyeye getirmiştir.

Hal böyle iken toplumu var eden bireyler merhamet etmede de bu seviyeyi önemsemiş ve merhamet bireyler için sadece bir belediye otobüsünde bir yaşlıya yer vermekten daha öte bir davranış olamayacak kadar azımsanmıştır.

Halbuki merhamet bir toplumun hoşgörüsüdür. Merhamet kaos ortamına karşı bir zırhtır. Merhamet dinleri ve dilleri ne olursa olsun, komşusu aç iken tok yatmam diyenlerin yüreklerinde taşıdığı duygudur.

Merhamet savaş karşıtı olanların, hayatlarından yaptıkları fedakârlıktır.

Merhamet tek bir yol bile olduğu sürece doğrudan, hakkaniyetten şaşmadan, insanlığı sahiplenmektir.

Dünyanın daha iyi bir yer olması için didindiği iddia eden siyasilerden, halkın ihtiyaçlarını gidermek için esnaflık yapanlara ve toplumu var eden bütün bireylere kadar bir bütünlük içerisin de herkesin yüreğine merhamet duygusu bir gerekliliktir.

Evet, merhamet bir duygudur, tıpkı aşk gibi…

Elle tutulur hiçbir yanı yoktur fakat ağrısından beden titrer. Hiç tanımadığımız, hatta belki hiçbir zaman tanışamayacağımız insanların başına gelen bir felaketi bir ağrı ile hissettirebilecek kadar canlı bir duygudur. İnsanlığı düşünsel ve düşsel bir bütün olarak yaşatacak ve yüreğinde bulunduğu insanı iyilikten yana kılacak kadar vefalı bir duygudur. Merhamet bir toplumun huzuru için olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Birçok olumsuz ve kötü denilebilecek toplum dinamiklerini bertaraf etmek için tek başına bile yeterlidir. Çünkü merhamete yönelen bireylerin, aynı zamanda kaostan, menfaatten ve toplumu rahatsız edici olumsuzluklardan yana tavır takınmaları mümkün değildir. Durum böyle olunca merhamet kötülükler için adeta bir panzehir görevi görür. Elbette bu hoşgörü toplumun üzerine yapılacak bir zülmu kabullenecek kadar asla olmamalıdır. Bahsetmiş olduğum seviye insanlığa tek bir yol bile olduğu sürece, insanlığın çıkmaz sokağa hapis edilmemesinin gerekli olduğudur. Bu anlayış bir sadece tek bir dine tabi olanların taşıdığı bir anlayış ise asla olmamalıdır. İnsanlık bakış açısını geliştirmeli ve merhamet insanların insanlığa davranışlarında bir rehber olarak kabul edilmelidir. Bu durum çok zormuş gibi algılanabilir ama aslında öyle değildir. Merhamet bir duygudur, tıpkı aşk gibi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?