NANKÖR KEDİ...

NANKÖR KEDİ...
16-06-2021

Sevgili dostlar;

Bilirsiniz nankör dedik mi akla ilk gelen kedi olur; amma velakin işin başında kedi değil insan var. Yeryüzündeki en nankör canlı insandır.

İnsan olarak dünyadaki düşünen tek canlı olsak da, çok da dürüst olduğumuz söylenemez! Kendimize yakıştıramadığım için Nankör Kedi desek de, aslında bu cümlenin altında yatan gerçek biz insanların nankör bir canlı olduğumuzun bir sıfatıdır; atasözleri boşa söylenmiş sözler değil, hiçbir zaman kaybolmayan ve yeri ve zamanı geldiğinde kullandığımız bazı cümleler anlamını hiçbir şekilde bozmadan günümüze kadar gelmiştir. Nankörlük de, bunlardan bir tanesidir. Dolayısıyla nankörlük insanın insanı yaptığı en büyük saygısızlıktır. Kurunun yanında yaş da yanar misali bazı insanları 40 yıl sırtımızda taşıyın; koruyun, kollayın, bir gün indirin sizi hemencecik orada arkanızdan vurur. Küser. Oysa geçmişte ona yaptıklarınız sırtınızda taşıdığınız günler yardım ettiğiniz günler, hemencecik unutulur rafa kalkar yeri ve zamanı gelince bana kimse bir şey yapmadı der. "Ben kendi ayaklarımın üstünde durdum, beni kimse korumadı,  kimse taşımadı" demekten de kendini alıkoyamaz.  Çünkü artık size ihtiyacı kalmamıştır ya başka bir dostu arkadaşı vardır ya parayı bir şekilde bulmuştur ya kendine yeni bir para babası bulmuştur;  iş bulmuştur sizi elinin tersiyle iter sırtını da dönüverir. Böyle nankör insanlar da var aramızda ama bazı nankörler var ki, ne baba dinlerler ne anne dinlerler ne kardeş dinlerler ne amca dinlerler ne de başka bir kimsenin kıymetini bilirler. Onlar için sadece kendileri var sanki, onları kimse doğurmadı, onlara kimse babalık yapmalı kimse Ona amcalık yapmadı ya da kardeşlik yapmadı sanki! Peki, kim bunlar? Genelde mal mülk ortaklığı olan, başkasının malında mülkünde gözü olan, kalitesiz, Helal süt emmemiş kişilerdir. Bir arsa uğuruna bile anasını babasını kardeşini amcasını gözünün yaşına bakmadan bile katleden insanlar var. Bazen dünya malı ve hırs insanlığımızı bize unutturur. Dünyada varoluş sebebimizi unutturur. Oysaki Dünya ve dünya üzerindeki her şey, Biz insanlar bile Allah'a aidiz. Yeryüzünde ve gökyüzündeki her şey Allah'ındır. Biz sadece emanetçiyiz. Bir karış toprak için, bir avuç para için yaptığımız şeyler bir Müslüman olarak bir insan olarak doğru şeyler değil. Hakkımızın hukukumuzun, adaletimizin aranacağı yerler Adalet Sarayıdır.  Olmadı yan yana gelinir, gönül birliği edilir. Büyüklerin sözü dinlenir sorun tatlıya bağlanır. Herkes adaletin verdiği kararlara saygılı davranmalı! "Hep bana hep bana" olmaz. Zira adalet illaki gelir. Böylelikle imanlarını da rafa kaldırılmış olurlar biz bunları genelde nankör insanlar diye tabir ederiz nankörlük çeşididir bir çeşidi var ki, hani o annesini, babasını, kardeşini sokağa atanlar; terk edenler eziyet edenler, tanımayanlar, işte bu nankörlere Allah öyle bir ceza verir ki, büyüklerine kardeşlerine ne yaşattıysa aynısını ve daha beterini Allah onlara da yaşatır. Ahirette de gereken cezalarını çekerler. Allah kimseyi bu duruma sokmasın.  İnşallah bir diğer nankörlük çeşidide ortaklıkta yaşanan nankörlüklerdir.

 Allah Kur'an'da şöyle buyurmuştur : "2 kişi ortak oldu mu, üçüncüsü benim." Yani insanların ortaklığa, beraber çalışmaya davet etmiştir .Fakat maalesef ortaklar hiçbir zaman doğru olanı yapmaz. Bir ortaklarının da Allah olduğunu unutur ve birbirlerinden her zaman şikayetçi olurlar. Çoğu ortaklık maalesef karşılıklı birbirlerini suçlayarak nankörlükle hitap ederek ortaklığı bozarlar. Bunun tek sebebi insanların birbirlerini çekememeleri ve güvenmemeleri. Bunun sonucunda birçok ortaklık bitiyor. Bazen her iki tarafta zarar edebiliyor yani araya Nankör Kedi giriyor bu Nankör Kedi ya bir eş dost akraba hatta kanka bile olabiliyor. Bu nankör kediler yüzünden birçok insan değer verdiklerini düşman olarak görüyor. Tıpkı Leyla ile Mecnun arasına giren Nankör Kedi gibi. İnsanlar istedikleri emele ulaşmak için en sevdiklerini bile harcamaktan geri kalmazlar. Bu davranış biçimi sadece insanlarda var. Ülkemizin yüzde 98'inin Müslüman olmasına rağmen maalesef bir düşünür Gezgin Çelebi şöyle bir cümle kurmuştur " Avrupa'ya gittim Müslüman çok cami yok Müslüman Türkiye'ye geldim Cami çok Müslüman yok" Bu kurduğu cümle hakikaten çok mana teşkil ediyor. Yoksa bizim birçoğumuz Müslüman değil de süslüman mı? Ne Peygamberimizi örnek alıyoruz birçoğumuz, ne Kur'an'dan ders alıyoruz, ne de Hz Ali'nin adaletinden kendimize pay çıkarıyoruz. Kendimize göre fetvalar verip yalan dolan düşünceler içerisinde hareket ediyoruz. Bunun neticesinde şunu söyleyebilirim: Bir Müslüman olarak cennette çoğumuzun yeri olmayacak kimse kusura bakmasın bizde bu nankörlük ve vicdansızlık olduğu sürece Allah değil cenneti, toprağı bile zor gösterir. Allah hepimizi affetsin Bugünlük de benden bu kadar Suç-u lisan ettiysem affola, hoşçakalın değerli dostlar…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?