NE OLDUĞUNU BİL!

16-07-2014

Kendini bilmek, Nefsin terbiye edilmesidir. Bedendeki ihtirasın, cehaletin, taassubun, nefretin, her türlü uç duygunun kontrol edilmesidir. Zıtlıklardan tamamlayıcılığa yani denge yolunda iyi, doğru ve güzele gidiştir. Kendini tam anlamıyla bilen kişi, kendi vicdanında Allah'ın tecelli ettiğini idrak edecektir. İşte aranan en önemli unsur o’dur.

Kendini bilmek; hayata dair yolda doğru olmanın ve doğruları yaşar iken saygı ve sevgi ölçülerinde denge kurabilmenin birinci ve en önemli kuralıdır. Konuyu biraz daha açarsak bir insanın maddi ve manevi unsurlar itibari ile kendini tanımlayabilme kabiliyetine kendini bilmek diyebiliriz. Bu husus bireyler için vicdani, aile için hassas ve toplum için bütünleştirici kavramlar içerir. Birçok kez bahsetmiş olduğum ve bana göre bir toplumun varlığı ile devleti güçlü kılan bireyden aileyi ve aileden toplumu terbiye eden insan için genel karakteristik özelliklerden bir tanesi de bu bahsetmiş olduğum ve edeceğim kendini bilmek hususudur. İnsan kendini doğru şekilde tanımladığı vakit, isabetli kararlar verebilir.

Kendini bilmek ve kendimizi tanımak en temel görevimizdir. Kendini biliş yolunda birey; kendini öncü ve örnek bir insan olarak yetiştirir. Bu yaşam okulunda başlıca görevimiz; kendini bilmek, uygar ve çağdaş olmak, bilim ve bilginin ışığında, tüm insanlıkla bütünleşerek, daha çok sevmek ve sevilmektir.

İnsanoğlu, sürekli gelişimin, evrimin çocukları ve evrenin yurttaşlarıdır. Bunun bilincine eren birey, gereksiz bağlarından, isteklerinden kurtulur, yola koyulur. Kendini bilmeli, Yaradanı bilmeli ve insan-ı kamil olmalıdır. Doğru bilgi, insanın evrim yolunda donanacağı bilgidir. Kendini biliş; içimize seyahattir ve kendini bilip, bulmak gibi zıtlıkların bir bütün olduğunun idrak edilmesidir. Nefis muhasebesini objektif şekilde yapabilmektir. Bu aşamalardan geçen birey, vicdanını tesis etmiştir. Artık yaşam tarzını değiştirecek ve kendi için yaşama lüksünü bir yana bırakarak, ölçülü, adil ve dengeli biçimde insanlık için de çalışmaya başlayabilecektir.

İnsanoğlu kendinin ne olduğunu bilirse ancak başkalarının ne olduğuna doğru karar verebilir. İnsanlar hakkında düşünce ve yaptırımlarında başarı sağlayabilir. Nitekim bu hususun hem bilimsel hem felsefi hem de mantıksal yönden de doğru olan tarafı bu şekildedir. Eşeğe et yedirmeye çalışan bir insanın akıl uzvu var mıdır? Yaşlanan bir ömür ile var olan bir insanın zamana hükmedemediği halde ölüme inanmamaya devam etmesinin mantıklı bir açıklaması var mıdır? Elbette yoktur. Bu yokluk sadece benim öznel doğrum değildir.  Bu yokluk nesnel özellik gösterir ve toplumun tümü için aynıdır. Çünkü kendini bilmek yaratılışa iman demektir. Yaratılıştan sonraya imanı içinde barındırır. Yani insan evet ben bir kulum nimete muhtaç, ölümlü, yaşlanmaya mahkûm ve kaderin gerektirdiği gibi yaşamaya mecburum dediği vakit bu dedikleri de kendini bilmenin birer parçasıdır.

İnsanın hayatı boyunca yaşadığı bütün şeylerin de içinde biraz kendini bilmek vardır. Yaşadığı sevgide mesela kendini bilmek vardır. Aşkının sınırını kendisi belirler, aşkın ateşi kendini bildiği büyüklükte yakar kendini bilenin yüreğini ve kendini bilen yandığı kadar büyür. Aileye duyulan saygıda, yaşlıya gösterilen hürmette, bir hayvana duyulan merhamette ve daha birçok şeyde tek başına olmamakla beraber bu özelliğin çok büyük bir etkisi ve önemi vardır. Zaten daha önceki yazılarımda bahsettiğim üzere insanın her özelliği bir zincirin halkasını oluşturur ve bu halkalar bir zinciri tamam edip insanı vicdanı yönden huzura, insanı yönden doruğa ve manevi yönden mutluluğa eriştirir.

Ne olduğunu bil, Sen insansın! Diyor ve

Kendini bilmek ile ilgili Hz. Ali'nin bir sözünü yazıp yazımı bitirmek istiyorum.

Diyor ki İlmin Kapısı: ‘’Sen Kendini ufak bir nesne sanırsın, hâlbuki sende koca bir cihan dürülmüştür.’’

Sevgilerimle.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?