NEFSİME NASİHATİM

02-12-2014

Dinle beni ey nefsim!

Birazdan söyleyeceklerim şüphesiz hoşuna gitmeyecektir. Çünkü senden hevaperestlik rüzgarının ardından sürüklenmemeni isteyeceğim. Fanisin ve fani şeylerden medet ummamanı isteyeceğim. Acizsin aciz olandan vezirlik beklemenin muhayyel olduğunu söyleyeceğim. Demem o ki sen bundan sonra susacaksın. Zira ne zaman ki seni dinledim o zaman bin pişman oldum ve çıkış kapısı aradım. Senin sermayen fani bir ömür iken fani lezzetlerin peşine düşüp rezil oluyorsun. Makam, şan, şöhret ve daha birçok hoşuna giden şey seni memnun ederken beni karanlık girdaplara sürüklüyor. Oysa bilmez misin yirmi beş yıl önce yoktun ve belki bir dakika sonra da olmayacaksın. O halde bu yersiz koşuşturma niye? Yaşamak için çalış, çalışmak için yaşama.

Söylesene her an alıp verdiğin nefesin şükrünü eda etmek için ne yapıyorsun?

Senin hizmetine sunulmuş bunca hayvan ve nebatat görevini bir an bile olsa terk etmeden ifa ederken, sen kendini ne sanıp dünyaları isteyip ahreti unutuyorsun?

Evet, bir derbi maçına yer kapmak için bir saat öncesinden kahvehanelerde beklemeyi ve ardından doksan dakikayı bıkmadan usanmadan beklemeyi bilirsin de günde bir saat namaz mı ağır gelir sana?

Sen ki eğlenceler için bir oturuşta dudak uçuklatan para savururken bir yetimi sevindirecek beş lira mı ağır gelir eline?

Heyhat ki heyhat.

İçinde bulunduğun durumundan şikâyetçisin kendinden beterini düşündün mü hiç?

Sofradaki yemeği beğenmezken zulüm altında aşsız kalan Müslüman kardeşini düşündün mü hiç?

Bir ay giyip sonra eskidi diye ayakkabını atmaya yeltendiğinde yırtık ayakkabı bile bulamayan insanları düşündün mü? 

Acaba dünyaya gelişin senin iradenle midir ki (haşa) fani dünyada baki kalma düşünde yaşıyorsun?

Her gece uyumak için başını yastığa rahat koyarken yarına uyanma garantisini kim verdi ki sana, sen iki rekat şükür namazı kılmadan yatıyorsun?

Söyle şimdi bana bir daha helallik isteme garantin var mı ki çok kolayca kalp kırıyorsun? Senden önce dünyadan göç edenlerin ne kadarı halinden memnun biliyor musun?

Elinde fırsat varken, yarın değil şimdi al eline telefonu suçlu sen ya da karşındaki fark etmez, ara ve helallik iste incittiğin kim varsa.

Zemheri soğuğunda soğuk su ile abdest al secdede bul kendini. Sakın ola amellerine güvenip cenneti isteme Rabb’inden. Merhametini iste ve affına sığın. Çok günah işledin, hatalar ettin amma af edenlerin En Merhametlisine nedametini yakar ve yalvar. Seher vakti uyan ve ‘’Ben günahkârım bir o kadar da tövbekarım affeyle beni Allah’ım.’’ de. Belki o zaman kurtuluşa ermen için güneşin doğar.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?