NERDESİN YARI DEVRE?

30-11-2015

Petrolspor geleneği bozmayarak bu haftayı da puansız kapattı. Ligin dibine hızla yaklaşan temsilcimiz için biran önce ilk yarının bitmesi gerekir. Bu kan kaybını durduracak ya da bu kangreni durduracak tek çare yarı devrenin bitmesi olacaktır.

Hafta arası Petrolspor’un yeni teknik heyeti ve yönetimin açıklamalarıyla umutlanmıştık. “Antalya’ya Manavgat deplasmanına mutlak galibiyet için gidiyoruz” denilince her zaman yüreğimin bir tarafında sakladığım acabaya güvenerek heyecanlanmıştım.

Gerçi Sabahattin Usta’nın sakatlık nedeniyle oynamayacağını duyunca, heyecanım yerini birazcıkta olsa tedirginliğe bıraktı. Malumunuz takımı ayakta tutan oyuncuların başında geliyor Sabahattin Usta. 10 numarasından yoksun nasıl bir futbol sergilerler diye düşünüp durdum. Samet Taş ve Fazlı Ayan’ın zaten olmayışı büyük sorunken takım o deplasmandan galibiyet alması büyük sürpriz olurdu.

Bir gerçek vardır ki futbolda sürprizler nadir yaşanır. Petrolspor’da da bunun örneğini verdi ve sürpriz yaşatmayarak 3-1’lik net skorla mağlup oldu.

Süre gelen sıkıntılar, eksiklikler ve kadronun yetersiz oluşu bu seri puan kayıplarının nedenlerinden sayabilirsiniz.

Şimdi herkes şapkasını önüne koyacak elbette. Ve elbette söyleyeceklerimi ya da düşündüklerimi takımın değerli teknik heyeti de düşünecektir.

Takımın neden bu durumda olduğu, puan kayıplarının nedenleri ve çareleri, hangi bölgelere ne transfer gerekli vs. Ama bunun yeri ve zamanı iki hafta sonra gireceğimiz yarı devrede olacak sanırım.

Bunlardan önce Petrolspor’un kalan iki maçı mutlaka ama mutlaka kazanması gerekir. Rakipleri deseniz biri içeride ve puan sıralamasında altında olan Tavşanlı Linyitspor, diğeri de deplasman dahi olsa dişine göre takım Dardanelspor. İç saha maçını kayıpsız geçeceğini düşündüğümden direk son hafta deplasmanda oynanacak Dardanelspor maçına yönelmek istiyorum.

Buradan ilk düşünce elbette 3 puan olmalı ama alınacak 1 puanda merhem olur kanısındayım. Yani işin özü kalan iki maçtan en az 4 puan çıkarmak gerekir ki 2.yarı devreye umutlu girelim. Bu karşılaşmalar sonrasında transfer için nerde, nereye ihtiyaç varları yazıp çizeriz. Ama altını çizerek son kez söylüyorum biran önce yarı devreye kayıpsız yetişmemiz gerekir.

Tüm bu gelişmeler ile birlikte her zaman ki gibi takımın sahipsiz oluşuna da değinmek istiyorum.

***

Ortada bir kulüp var ama bu kulübe gerekli desteği verecek kimse yok. Yönetim ve yönetime yakın birkaç isim dışında ağzında bile Petrolspor lafı geçen cümle kurmayan bu şehrin İş Adamları, esnafları, siyasetçileri, insanları var.

Bazı ortamlarda Petrolspor mu kaldı diyenler var. Şaka gibi değilmi! Kendi şehrinin takımına bu şekilde yabancı kalmak neyin nesi! Hiçbir şey yapmadan takım başarılı olsun demek midir sahiplenme. Ya da takım sadece başarılı ve güzel dönemler geçirirken tribünlerde olmak mıdır taraftarlık.

Hayır iyi günde, kötü günde takımının yanında olmaktır taraftarlık.

Şartsız ve karşılıksız sevmek, bu şehir için bir şeyler yapmaktır.

Takım bu haldeyse bununda sorumlusu birazcıkta biziz diyebilirim.

Gelin geç olmadan bu şehrin dinamiğine, bu şehrin profesyonel ligde oynayan tek takımına sahip çıkalım. Bakın görün sonra neler oluyor.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?