NESİLE DARBE, ZULÜM OLUR.

20-07-2016

Yazmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Doğrusu güneşin doğmasına sebepler arar iken, gözlerim karanlığa bürünen bir sonsuzluğa dalıp gidiyor.

Yarınlara, yarınlardan sonralara, varlığımın olmayacağı zamanlara da dalıp dalıp gidiyorum.

Tuhaf bir korku var içerimde, anlam veremediğim bir tedirginlik. Bir çocuğun düşü var gözlerimin önünde, çocuğun gözlerinde yaş, hava da bir mutsuzluk esiyor. Çocuğun Yüreğine dokunayım diye yaklaşıyorum, gözleri bir ayna çocuğun ve ona iyi bir gelecek bırakamayan benim yüzüm. Utançtan başka ne olabilir, şimdi benim hissedebileceğim.

Varlıkların var oluş amaçlarından en önemlisi kulluk, kulluğun huzurlu devamı için dünya da mutluluk, mutluluk için de insanlığa devam gerek. İnsanlığın devamı içinde yarınlara umutlu ve mutlu çocuklar gerek. O çocukların mutluluğu içinde, bugünlerden o günlere iyi bir zihniyet, birikmiş bir kültür, toplumsal bir refah, aydınlık bırakmak gerek.

Farkında mısınız bilmiyorum?

Nesillerimiz yok oldu. Çanakkale’ de yok oldu, 60 darbesinde yok oldu. 80 darbesinde yok oldu. 68 kuşağında yok oldu. Her birisi sinemizde tarifi imkânsız acılar bıraktı. Dile güzel kolay yetişmiyor ki be kardeşim; Mehmetler, denizler, mahirler, Sinanlar, uğurlar ve daha niceleri… Çocuklara değil yarın, an bile bırakmaktan uzak bencilce kendi varlığımızın menfaatlerine hizmet ediyoruz. Her devir de her nedense bir hain türetiyoruz içerimizde bütün yaşadıklarımızı ona fatura ediyor, ondan sonraya kalacak neslin içerimizde ki halini ne düşlüyor, ne düşünüyoruz. Mesela deniz gezmişin bir kardeşi vardı; Hamdi GEZMİŞ. Deniz asılırken kardeşine veda mektubunda bilim adamı olmasını vasiyet etmiş, lakin o hep bu ülkede ‘’Anarşistin Kardeşi’’ olarak kalmış. Bütün engel ve olumsuzluklara rağmen Hamdi GEZMİŞ bilim adamı olmak için gayret etmiş. En son 1977 yılında doktora yaptığı hocası ‘’her gün Tehdit mektupları alıyorum, seni ateşe atamam’’ deyince de doktorayı bırakmak zorunda kalmış. Sonrasında tercüme yaparak hayatını kazanmaya başlamış. 1978’de İETT ‘de Müfettiş olarak göreve başlayan Hamdi GEZMİŞ, belli bir süreden sonra Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir olarak hayatına devam etmiş. 2011 yılında çıkarılan üniversite affından sonra da tekrar doktoraya devam ederek, vasiyeti yerine getireceğinin kararlılığına bürünmüş.

Yani demek istediğim özet ile mağdur var etmek kolay, ama nesilleri yıkmamalı.

Suçlu olabilir bir insan ama onun çocuğu bu ülkenin geleceğidir. O çocuğa bu toplumun içerisinde, babasının suçluluğundan dolayı sıkıntı yaşamayacak şartları sağlamak gerek.

Yani illa kazanmak için birilerinin kaybetmesi gerekmiyor.

Vatansever olmak içinde, vatan haini türetmek gerekmiyor.

Kimsenin kaybetmeyeceği bir kazanç ile insanlık ölmeden, insanı yaşatmayı mutlaka öğrenmeliyiz.

Herkesin değerleriyle yaşadıklarına hainlik demeden, onlara tahammül etmeyi öğrenmeliyiz.

Suçluluk şahsidir. Hukuk böyle öngörür. Bir hukuk devleti olan Türkiye cumhuriyetinde de yaşanan bu başarısız darbe girişiminin sonuncunda, suça bulaşmışların cezalarına dair uygulanacak yaptırımların gelecek nesli etkilememesine dikkat edilmelidir.

Yani Deniz asılırken bir çocuk olan Hamdi’ye  ‘’Anarşistin Kardeşi’’ diyenler, Bu darbeden bir zaman sonra, hiçbir çocuğa bu toplumda ‘’Darbecinin Oğlu’’ demesinler, diyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?