ÖĞRETMEN OLMAK

25-11-2018

Bir taş at.

Bir taş daha...

Bir şiir ateşle.

Bu taşı atma kudretini ilk veren... Ateşe ruhunu üfleyen öğretmenlerimiz.

Yakmak için yanmak...

Yaşatmak için ölmek bu yüce gönül işi.

Bizim yolumuz dikenli ayağını seven gelmesin diyor ya İkbal...

İşte böylesi bir fedakarlık örneği öğretmen olmak. Gözündeki yeni bir bilgi parıltısı, uyanmışlık hissini görme uğruna sabrını, nefesini, sesini adamak.

Öğretmen olmak; şu kötürüm, bozuk, üstünlerin ve zalimlerin haklı rolü oynadığı bu dünya düzeninde maskeleri indirecek olanların yetiştirdiğin fidanlar olabileceğine inanmak demek.

Elbette bunun için her bir tohum sevgiyle ekilmeli.

Yeşermeli.

Rengarenk açan sardulyalar misali is karası gönüller renk vermeli.

Bil ki öğretmenim çok kıymetlisin! İlk tohumu atan eller senin. Bu çocuklar hayalimizdeki dünyanın söz sahipleri olacaklar. Şimdi sen matematikten önce merhameti öğret ki iki kere ikinin her zaman dört olamayacağını...

Sınırların haritalarla ve zihinlerde sınırlı olduğunu...

İnsanlığa ve merhamete sınırlar çizilemeyeceğini...

Sevmenin ve merhametin evrensel ve en üst dil olduğunu...

Ana dilimizin sevgi olduğunu...

Kurduğun bir düşün bir insanlığı uykusundan uyandırabileceğini...

Cehaletin Mekke’de kalmadığını hala ırkçılık, ötekileştirme gibi insanlık dışı eylemlerin cehalet putu olduğunu, bize öğretilen verdikçe azalır paradoksunun en büyük yalan olduğunu, bereketi ve vermenin kutsallığını bilsin bu çocuklar...

Biliyorum ki öğretmenim en sihirli cümleler senden...

Kalbe heyecan veren en kırmızı kurdaleler de senden...

İnan kimsenin takdiri senin bir baş okşaman kadar kıymetli de değil. Bu özel his ancak senle mümkün. Bizleri bugüne getiren tüm özel öğretmenlerimizin...

Şehid öğretmenlerimizin..

Genç gönüllü öğretmenlerimizin gününü kutlarım...

Sevgiyle kalın...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?