Kendine güvenen güçlü boksör ring'e çıktığında yiğitçe rakibiyle mücadele edip galip gelmeye çalışır.
Kendine güvenmeyen sinsi ve fırsatçı olansa rakibin kanayan bölgesine çalışır o lokasyona vurarak maçı kazanmaya çalışır. Çünkü kendine güvenmiyor, rakibin zayıf bölgesini bulmuş kanayan kısma çalışır da çalışır.
Ailelerin olmazsa olmazı çocukları ve çocukların istikbalidir fedakâr olan ebeveynler biricik çocukları için her türlü sıkıntıya ve cefakârlığa katlanırlar. Ne de olsa evlat bu ciğer bu. Çocuklarının istikballeri için yapmayacakları fedakârlık yok, bunu çakallar da çok iyi biliyorlar.
Bunu teşhis eden çakallar da özel dershane, özel kolej, özel üniversite açarlar. Bu özeller gelişir, büyür devasal bir eğitim (!) ve ticaret sektörü olur. Aileler de ortadaki o “özel yem”e kendilerini kaptırır, av olurlar.
Bu arada devlet, MEB ne iş yapar? Eğitim reformları projelerini makyajlayarak yazısal ve görsel medya'da anlata anlata bitiremezler. Oysa başarılı hiç bir projeleri yok. Olsaydı bilim adamlarımızın sayıları ve icatları artardı.
Onları dinlediğinizde ikna olur ve bu ülkede eğitim sorunu çözülmüş artık çocukların geleceğin bilim adamları, mucit olmalarını bekler de beklersiniz.
Sonuç o özel okullara, dershanelere, özel ders veren hocalara ödemiş olduğunuz kamyon dolusu paraların heba edildiğini geç olsa da fark edersiniz.
Bunu nasıl anlarsınız ÖYS sonuçları açıklandığında bir de bakarsınız ki Anadolu’nun en ücra bölgesinden bir keçi çobanı Türkiye birincisi olmuş.
Hayatında dershane ve kolej görmemiş bilmemiş bir başka öğrenci Türkiye ikincisi olmuş. Yıllarca bu tür sonuçlara şahit olduk.
Yandaş medya o özel sektörden sınırsız para kazanan baronlar, x'ler, y'ler şu sıralarda Milli Eğitim Bakanlığı'nın kararlarına tepki olsun diye afra tafra yapıp duruyorlar.
X gibi ekrana çıkıp dershaneler olmasaydı ben şimdi psikiyatr olmazdım diye çanak tutuyor o psikiyatr'a git psikiyatriye tedavi gör ona göre konuş demek geliyor içimden neden mi?
Ey doktor görünümlü cahil dershanelere, özel okullara, kolejlere gitmeyip üniversiteleri kazanmış mezun olmuş yüksek makamlara gelmiş milyonlarca insan var.
Bu realite inkar edilebilir mi? Örneğin bendeniz Mardin'in mağaralarından da beter anormal şartlarda eğitimimi bitirip üniversiteyi kazanıp dönem kaybım olmaksızın birincilikle bitirdim.
Devlette üst düzey yöneticiliği görevlerinde yıllarca çalıştım sayısız ödül ve plaketlerle ödüllendirildim. Hayatımda ne özel okul ne de dershane var. Değerli okurlar devlet yani MEB misyonunu hakkıyla yerine getirse bu parazitlere ihtiyaç olur mu?
Devlet kaşımızı kanatıyor rakip boksör de hazır kanayan kaşı bulunca o bölgeye çalıştıkça çalışıyor. Altını çizerek yazıyorum yıllarca dershanelere, özel okullarda bir servet pahasına eğitim alıp ÖYS’yi kazanamayanlar yok mu? Onlara ne demeli?
Batman Sonsöz’ün bir yazarı olarak MEB’e odaklanmış, Bu siyasileri yakın takibe almış durumdayım. AKP Hükümetleri dönemlerinde kaç Milli Eğitim Bakanı değişti? Niçin değiştirdiler? Eğitime katkıları oldu mu? Olduysa ne oldu?
Bu insanüstü zekâya sahip olan Bakanlar Milli Eğitim müfredatını yeterince ve gerektiği gibi rehabilite etmeyi başarabilselerdi bu özel eğitim sektörleri bunca çoğalır mıydılar? Aldıkları ücretler bu kadar yüksek olur muydu?
Asgari ücret komik iken Özel kolejlerin öğrenciden yıllık aldığı para ortalama 40.000 TL bu özellere giden özel sınıfa mensup ailelerin çocukları da ilahi adalet'in özel mekanizmasına takılıp kazanamıyorlar bu realiteye bir çok isim verebilirim ama mahremiyet sayılacağı için isimleri bende gizli kalsın.
Eğitimin olmazsa olmaz yegâne kuralı ailelerin çocuklarıyla ilgili ve planlı programlı ders çalışmalarına birebir yardımcı olmalarından geçer ilkesine inanıyorum.
İkincisi Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim müfredatını
Siyasallaştırmaktan çıkarıp hükümetlerin ideolojileri doğrultusundan yola çıkmayı derhal bırakıp olması ve yapılması gereken reformları cesurca yapmasıdır.
Eğitimde ideoloji ve siyasi parametreler olmamalı eğitim eğitimdir, bilimdir, fen ve teknolojidir, bağımsızdır, evrenseldir.
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Sonsöz okurlarımız.
DİP NOT: ''Kırık Terazi, Kırık Kalpler adlı Makaleme yorum atan İstanbul’daki okurlarım olan İşkadını Gökçe Hanım ve ekibine firmasında çalışan tüm ekibine gerek kendi adıma gerekse gazetemiz adına şükranlarımı belirtir, Sonsöz'ü takip etmelerini ve vermiş oldukları değerin devamlılığını diliyorum”
