PERDELEME

01-04-2016

CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun masayı devirdiğini ve yeni Anayasanın yolunu kapattığını AKP’liler söylüyor.

Hatta bir adım daha atıp “Masa Kaçkını”, “Anayasa Kaçkını” söylemleriyle itham ediyorlar.

CHP’ye bu konu ile ilgili sorular sorulduğunda, irdelendiğinde Kılıçdaroğlu ve yardımcıları ile parti sözcüleri ağız birliği yapmışçasına “Ortada veya masada Anayasa yok kişiye özel yeni yasalar çıkartıp gaye Cumhurbaşkanını Başkan yaptırmak AKP Başkanlığa oynuyor. Biz bu oyunun figüranları olmayız” diyorlar.

Kamuoyu şaşkın!

Neden mi? Ortada bilgi kirliliği var. Kime inanılacak? Doğru açıklamayı AKP mi yapıyor? CHP mi? Çok net değil de ondan.

MHP’ye soruyorlar TV kanallarında. Masanın CHP tarafından devrilmediğini beyan ediyor MHP’li vekiller.

MHP de çok güvenilir değil zira MHP Genel seçimlerin seçim meydanlarından söylemleri ile seçim sonrasındaki tutum ve davranışları bir birini tutmadığı gibi, tezat ve çelişkilerle dolu… Anlayacağınız net değil hatta güvenilir, inanılır gibi değil.

Birçok olaylara, siyasi oluşumlara birlikte şahit olduk. Nelerin olup bittiğini gördük acıdır ki gördüklerimize ve olup bitenlere de adeta şaştık inanamadık desem doğruyu söylemiş olurum.

Şimdi Başkanlık için referandum var mı, yok mu ufukta? Beklemedeyiz…

“Wait And See” “Bekle Ve Gör” modundayız.

Şu kesin ki Cumhurbaşkanı Erdoğan Başkanlığı çok istiyor. Hatta sık sık ve her gün anket çalışmaları yaptırdığını söyleyen bir çok popüler, meşhur gazeteciler var. Doğru mu? Değil mi? Yakın bir gelecekte göreceğiz.

Yeni Anayasa yapılacak mı? MHP ve kilit parti ve asistan konumundadır.

Ama MHP’ye güven olmaz AKP’yi ters köşe yatırabilir. Gün günlerini tutmuyor.

Bu anlamda Başbakan da MHP’den yana dertli ve net davranmalarını istiyor.

Siyasiler, parti liderleri bu frekanslarda dans ediyorken orkestra şefi müziği beğenmiyor. Notalarla oynayarak olması gereken akış oluşumu değiştirmekle meşgul hem de yoğun olarak.

Kamuoyu şaşkın… Milli irade öfkeli… Kime inanacağını bilmiyor.

Ufukta erken seçim olabilir. Olmayabilir de. Ama bu güveç kabında lezzetli bir yemek pişirmek adına güveçte yok yok.

Midelerini düşünenler bilmeliler ki beyin açlığı mide açlığından daha evladır, daha faydalıdır. Beyni doyurmak, Beynin ihtiyaçlarını karşılamak, beyni beslemek inanılmaz ve kalıcı yararlar sağlar.

Birçok olaylar ve atraksiyonlar perdeleniyor, gizleniyor yahut makyajlarla gerçekler örtülmeye çalışılıyor.

Bilinmeli ki maskelerin zaman aşımına uğrayacağı, makyajların yağmurlarla akıp gideceği söylenen ve söylenecek her tür yalanın yalan olduğunun anlaşılacağı zamanlar vardır.

Bu tür oynayanlar kamuoyunu oyalayanların büyük ve ağır bedeller ödeyeceklerini de hesaba katsalar doğru yapmış olurlar.

Çünkü dönem itibariyle, şartlar itibariyle dâhili ve harici profesyonelce oynanan oyunların sinsiliği, kirliliği amaç ve hedefleri amatörce davranmamayı gerektiren bir dönemdeyiz.

Siyasilerin tümü kimlerin tarafından ve hangi amaç ve beklentilerle bulundukları statüye gönderildiklerini ama asıl olarak değil vekil olarak asla bunu unutmayıp asli görevlerine dönmeliler.

Ömür boyu o mevki ve makamlarda kalacaklarını sanıp gerçeği salt hakikatleri perdeleyip perdeleme oyununu kendilerini de kandırarak oynamaya devam ederlerse kaybeden kim olur?

Bu sorumun cevabı gelecek ve ileriki zamanlarda siyasiler anlayacaklar korkarım ki iş işten geçmiş olur hem de yazık olur.

Çok ağır ve ödenmesi hayli güç bedeller var.

Mevsimsel olarak şu an Bahar mevsimini yaşıyorken ülkemiz ve milletimiz her yönüyle her daim, her mevsim niçin baharı yaşamasın?

Biz ebedi bir baharı ülke olarak, millet olarak hak etmiyor muyuz?

Bu yaşamın gönüllü ve hırslı mimarları hep birlikte olamaz mıyız?

Gücümüzü ve bilgi becerimizi inancımızdan, kardeşliğimizden almamız gerekmiyor mu? Huzur, barış ve kardeşlik kutsal dinimizde olan güzel bir değer değil mi?

Kullara mı kul olalım? Yüce Allah’a mı kul olalım?

Doğru seçeneği seçip Yüce Allah’a kul olmaktan başka seçenek var mı? Olmalı mı?

Her şeye rağmen hakkı bilip, haklıyı kollayıp irşat yolunun yolcusu olamıyorsak kayıp vakayız diye düşünüyorum. Perdelemeye gerek yok.

Beğeneceğinizi umduğum bir şiirimle bitiriyorum.

 

ARAYIŞ

 

Sen saraylısın,

Ben mağaralı

Sen asilsin

Ben sıradan

Sen sevilensin

Ben seven

Ama sana hiç ulaşamadım

Hep serap gören

Çöllerde, sahralarda

Seni arayan

Benim, Ben!

O aşık ki

Kanına ve Günahına girilen

 

08/03/2016 İstanbul

M. Ekmen

 

Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?