-Sen hiç kapı çarptın mı Polly Teyze?
-Hiç sanmıyorum Pollyanna!
-Ah Polly Teyzeciğim, ne yazık!
-Yazık mı?
-Tabii.Eğer içinden kapıları çarpmak gelseydi,çarpardın. Hiç çarpmadığına göre bugüne kadar hiçbir şey seni mutlu etmemiş.Yoksa kesin kendini tutamazdın."
Pollyanna, Eleanor H. Porter
Günlerden kara kış günü
Zemheri gönülde kuş düşkünü
Pollyanna ile Alice yanlarına çok sevdikleri arkadaşları Yumurta ve Domates'i de alıp harikalar diyarı Diyarbakır, Batman, Mardin ve Siirt'e gezmeye gitmişler.
Dünya bütün insanlığa kardeş diyerekten lay lay lommm düm teke düm teke düm tek....
Pollyanna ile arkadaşları sihirli kapıdan geçip Harikalar diyarına yeni dostluklara kapılar içinde kapılar açmışlar ve dört günlük gezilerinde müthiş güzelliklerle karşılaşmışlar…
Sanat edebiyat ve kültür turneleri düzenlemişler, hiçbir engelle karşılaşmamışlar; hiçbir sıkıntı yok, soru yok, soran yok; huzur var boran yok… in-san hakları üst seviyede insanlar her her yerde kahkahalarla katılırcasına gülüyorlar...
İşsizlik yok herkes işinde gücünde her yerde sinemalar tıka basa, tiyatrolar her gece dolu salonlara mesai yapmakta...
Demokratik atılımlar sürekli yapılmakta, insanlar konserler düzenlemekte, sokaklarda/parklarda korkmadan kitap okuyanlar, kitap satanlar ve özgürce tartışan insanlar...
İlk defa geldikleri bu harikalar diyarında tam bir gelişmiş dünyaüstü demokrasisi yaşanmakta...
Pollyanna şarkılar söyleyip halay çekerken mutluluklar içinde arkadaşlarına baksanıza insanlar ne kadar mutlular tam yaşamamız gereken yer burası, bu sabrın son noktası insanlardan mutluluğu öğrenmeliyiz demiş.
Yumurta, Polyanna’ya sormuş;
Mutluluk nasıl bir şey bana anlatır mısın?
Pollyanna;
Hiçbir şey anlatmıyorum anlatmayacam ahan da gördüğünüz gibi bay yumurta şırıl şırıl demokrasi...
Her şey mükemmel her şey harika, her şey wanderful, Tey tey tey...Werin séva Werin séva hey...Tiririririiiii ki paşa ki paşa hey... Yok yok yok hiç zorlamayın beni lütfen hiçbir şey konuşturamazsın bana hiçbir şey anlatmayacağım... Kahkahalarla hoplaya zıplaya demokrasinin ve insan haklarının ne demek olduğunu öğrenen Pollyanna “iyi ki buralara gelmişim ve buralarda yaşıyorum demiş...
Polyanna’nın en üzüntü verici ve sıkıntılı durumda dahi, iyimserliğim kaybetmeyip, mutlu olmayı becerebilmesi, Nancy’i şaşkına çevirdiği gibi Alice'yi de şaşkına çeviriyordu. Pollyanna’ya bunun sırrını sorunca, “Mutluluk oyunu” dedi. “Bunu bana babam öğretmişti.” Ben küçükken, yardımsever bir hanım, hediye olarak bize koltuk değnekleri göndermişti. Sebebini sorduğumuzda ise “Bu değneklere bakıp bakıp, sakat olmadığınız için sevinebilmeniz için” diye cevap vermişti. İşte o günden beri babam ve ben, en zor durumda dahi mutlaka bir iyi yan bulup mutlu olabiliyoruz...
Bay domates hemen lafa girip: Hımmm galiba ben şimdi anladım bu harikalar dünyasında insanlar neden bu kadar mutlu; çünkü bu insanlara da küçükken yardımsever bir hanım makarna dağıtmış ve bu güzel insanlar da babalarıyla "MUTLULUK OYUNU" oynuyorlar... En sıkıntılı ve en zor anlarında makarnalara bakıp makarnasız günleri hatırlayıp mutlu oluyorlar...
Ve Pollyanna arkadaşlarına dönüp: " Uyurken de nefes alırsınız ama yaşamazsınız. Ben yaşamaktan bahsediyorum" dedi