QARDAŞ ÜLKEM AZERBAYCAN

06-10-2020

 “Boraltan bir köprü, 
Aşar geçer Aras'ı, 
Yuğsan Aras suyuyla, çıkmaz yüzün karası. 

Karası, karası, merhamet fukarası,
Düşman bekler karşıda, önüne kattı beni can alınan çarşıda.
Kardeşim sattı beni. Dönüp seslendim geri. 
Merhametsiz birine, beni siz vursaydınız şu gavurun yerine.”
***
İkinci Dünya Harbi esnasında Türk karakoluna sığınan 140 Azerbaycan vatandaşının İsmet İnönü’nün talimatıyla geri gönderilmesini ve aynı gün kurşuna dizilmelerini konu alan Boraltan türküsüyle merhaba demek istedim.
Tabirini Avrupa’nın yaptığı bir rüya üzerine Karabağ’a doğru yola koyulan Ermenistan başbakanı Pashinyan ve askerleri pişman. 
Türk’ün toprağına göz dikmek kendine bir mezar taşı kazmak demektir. 

Ermenistan ki tarihi serüveni içerisinde varlığını kurmuş olduğu çete birliklerine borçlu bir terör devletidir. 
Bağımsızlık ve hürriyet kavramlarını tüm Dünya gibi onlarda Türk’ün Tarihinden öğrenmişlerdir. 
Tasmaları kanlı ellerde olan bir it sürüsünün bağımsızlığı için kanat çırpan güvercinler ordusuna karşı mağlubiyetini izleyeceğiz. 
Ebabiller bir kez daha kazanacak.

Türkiye dünya vicdanı olarak kardeşinin yanı başında. 
Gönül gönüle, omuz omuza cephede. 

Bugün Azerbaycan lideri Aliyev’in bu dik duruşunun arkasında sırtını sıvazlayan bir dost eli var. 
Hem cephede hem gönüllerde kazanılan bu savaşın en büyük mimarı hiç kuşkusuz Türkiye’dir. 
Ve bu ülkeyi aşkı bilmiş, bir mazlumun can yangınına uykusuz geceler hibe etmiş vizyon sahibi lideri Recep Tayyip Erdoğan’dır. 
Avrupalı Devletler karşısından iki büklüm olmuş bir Türk lider değil; tüm dünyanın çekindiği bir dünya lideri var. 

Dünya çarşısına elini kolunu sallayarak giren bir Avrupa yok; attığı her adımın hesabının kendi meclislerinde sorulacağını bilen bir Avrupa var. 
Karşımızda kendine sığınan öz gardaşlarını gavur ellerine teslim eden şecaat yoksunu bir lider değil; sırtına aldığı mazlumun duasından hırkasıyla ayazda kalmış nice Aylan’lara vatan olmuş bir lider var. 

Tüm gözlerin üzerinde olduğu ve üzerine yapılmış binlerce harici ve dahili hain planlara karşı hala dimdik olan bu ülkeye ve liderine mazlum duasından başka hangi zırh kalkan olabilirdi? 
Siyasi arenadaki yiğit duruşumuzu Siha’larımız ile taçlandırıyoruz. 
Yerli kara, deniz ve hava savaş teçhizatlarımızı; sondaj gemilerimizi üretiyoruz. 

Hop! Ben de varım diyoruz. 
Belki de tüm mesele bu.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?