REFERANDUM ÜZERİNE 2...

08-05-2017

Türkiye de yeni sistem ile değişen şey bin yıldır yağmur yağmayan çöle bir anda kar yağması gibi gelir geçer şok bir değişim değildir. Yaşanan şey milattan öncelerine dayanan kızgın kumları bağrında barındıran sahra çölünün amazon ormanlarına dönüşme halidir ki; bu değişim radikaldir, kalıcıdır ve karşısında direnecek bütün unsurlara ciddi planlar gerektirir.

İşte bundan ötürü birinci yazıda bahsettiğim üzere ben direnecek unsurların bir plana sahip olmadığını, olmasının da ancak ortak mutabakatlarla mümkün olacağını söyledim. Lakin bu ortak mutabakatta belli noktalara gelip, ciddi uyumlar yakalamakta çok kolay olmayacaktır. Nitekim yazımdan hemen sonra, gündemden edindiklerim muhalefet partisinin referandumda çıkan oy yüzdesinin büyük bir çoğunluğunu sahiplendiği ve onları korumak için stratejiler geliştirmek peşinde olduğu izlenimini edindim.

Bana göre; referandumda çıkan oy yüzdelerine partilerin kampanyasının etkisi yüzde on bile değildir. Bunun aksini iddia edenler yanılmak için bir daha kaybetmeyi göze alırlarsa, bu onlar için bildikleri bir son olacaktır. Referandumda seçmen tavrını iki şey belirledi.

Evet, tercihine verilen destek te Sayın Cumhurbaşkanın ve onun desteklediği görüşün ülke geçmişinden bugüne söz etmiş olduğu çeşitli mağduriyetlerin ortaya çıkardığı bir oy bloğu vardı. Mesela eskiden, annesi türbanlı olanın asker olamaması referandumda bir taraftı.Bu tercihin içinde ki diğer önemli madde de Sayın Cumhurbaşkanına var olan, ilgi, sempati ve ciddi destekti. Hatta bana göre sağ ile sol bloğun net olarak taraf olduğu ve ayrıştığı en net seçimlerden biri referandum olmuştur.

Hayır, için ise verilen destek te çok çeşitlilikten söz etmek mümkündür. Mesela Osmanlının devamı olmadıklarını iddia eden aşırı cumhuriyetçiler, ılımlı bir siyaset ile katı bir düşüncede ısrar eden Atatürkçüler, başarısız darbeden geriye kalan içirişinde birçok görüşü barındıran kesimler,  hak ısrarında ve mağduriyet iddiasında bulunan HDP seçmeni ve bunlardan düşüncede ılımlı olarak ayrılan çeşitli sol dernek ve sivil toplum kuruluşları ve ciddi bir seçmeni içerisinde barındıran Kürt solu…

Kısacası hayır tercihinin içerisinde sol ağırlıklı fakat düşünce olarak birçok türden seçmen var. Bununda en açık sebebi uzun süren iktidarın ülkenin sosyolojik yapısı üzerinde bıraktığı etkidir.

Böyle bir tablodan çıkan hayır oylarını ana muhalefet partisinin kendi oyu ve kendi başarısı gibi lanse edip bunun üzerinden politika ve kampanya yapmaya devam edeceğinin sinyallerini vermesi ise son derece yanlıştır, çünkü bu oyların yüzdelik olarak yarısı bile ana muhalefet partisinin ve kampanyalarının olmasının mümkünü gözükmemektedir. Bundan ötürü böyle bir oy potansiyelini birlikte tutmanın tek bir yolu var. Var olan bu çeşitliliği ortak bir görüş ve ortak bir blokta buluşturmak. Bunun dışında ki hiçbir çaba sisteme karşı bütün yöntemlerini geliştirmiş ve adayı belli bir iktidar partisini etkilemeyecektir.

Tabi dediğim gibi bunun kolay olmadığının da altını çizerek söylüyorum. Çünkü ciddi bir oy potansiyeline sahip olup, nasıl bloğun içine katılacağı belirsiz bir HDP var. Ana muhalefet partisinin onlar her ne kadar demese de halkın gördüğü net kırmızıçizgileri var. Mesela sağ siyasetin var ettiği bir siyasi kimliğin ana muhalefet partisinin içerisinde var olabilmesi bence ana muhalefet partisi seçmenin kırmızıçizgisidir. Yine sol bloğu diyebileceğimiz ama bir koalisyon olarak özellikle CHP seçmenin nasıl bir tepki vereceği gerçi bana göre belli ama temelde belirsiz bir CHP ve HDP koalisyonun kurulması gibi mümkün gözükmeyen ama oy yüzdeliklerine bakıldığında şart olan bir durum var.

Kısacası nerden bakarsanız bakın, bence asıl zafer evet bloğu için referandumdan çıkan sonuç değildir. Sonrasında hayır cephesinde olan partilerin içine düştüğü şaşkınlık ve plansızlık halidir. Bu ciddi bir hezimettir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?