SAYGI…

29-06-2015

Şüphesiz ki saygı; toplumu var eden ve toplumu toplu tutan en önemli dinamiklerin başında gelir. Bir davranıştan daha bir kapsayıcı olması itibari ile insanlık açısından hayati önem taşır. Bu önemlilik en basit hayat akışında dahi başkalarını rahatsız etmekten çekinme gibi incelikler ile başlar, çok daha öte tutumlar ile devam eder.

Toplumun birlikteliği açısından olmazsa olmazlar olarak kabul edilebilecek, dinlerin ve dillerin kardeşliği, bu kardeşliğe ön yargısız ve yansız bakabilen insani bakış açısı ve bu bakış açısı ile tesis edilen huzur ortamının en değerli unsuru elbette ki saygıdır.

Nitekim kişi saygı duyulmayan objeyi anlayabilme ve bu objeyi objektif bir şekilde değerlendirebilme konusunda olumsuz ayrıntılar neticesinde, negatif sonuçlar alır.

Saygı;

Zulme uğrayan milletlere destek veren toplumların gösterdiği paylaşımcı duyarlılıktır.

Deprem de evini kaybedenlerin acısını dindirme özverisine katılanların, belki az yemek yiyerek, az bir şey dertlenerek, üşüyenlere bir battaniye göndererek, dua ile destek vererek gösterdikleri insani tutumdur.

Sokakta ki hayvan ve ya insan fark etmez, muhtacın yanından tok bir duyarlıkla geçmeyenlerin göstermiş olduğu insani merhamettir.

İnsanlığı, anlamaya çalışmak, sabır ile kötünün ıslahı için dua edebilmek, iyiliğin var olması için ısrar edebilmekte ki insani sorumluluktur.

Çocuklara temiz bir gelecek için doğayı koruma alışkanlığını çocuklarına aşılayan babanın, geleceğin çocuklarına bırakmak istediği dünyadır.

Etnik kimliği ve dili ne olursa olsun, insanın insana sadece insan olduğu için değer verir olduğunu gösteren, insani davranışlar bütünüdür.

Bizden olmayanın öz değerlerine müdahale ve tecavüzde bulunmadan, insanı ve insanlığı ortak insanlık paydasında bizleştirebilen insan zihniyetidir.

Egolarından sıyrılmış, insani vasıflarının farkına varmış, ötekileştirme uğraşında ve niyetinde olmayanların gösterdiği ahlaki performanstır, saygı.

Şüphesiz ki saygı; gönüllü sergilenmekten çok, mecburi uyulması gerekilen bir olgu olma özelliğini kendi kendisine olan ilişkisi ile yok eder.

Yani kötüye olan karşıtlık, kötüyü anlayabilme özelliğinden ötürü, daha doğrusu saygının mecburi kıldığı kötüye bile fikir belirtebilme hakkı, kötü olanda bile bir zırh olarak karşımıza çıkar.

Bu şekilde kapsayıcılık ve objektiflik saplayan, muhteşem bir unsurun çok yönlü ve genel kapsayıcı durumunu göz ardı etmek hiç kimsenin yararına olmayacaktır.

Sizler farklı bir şeye inanabilirsiniz, farklı bir dili konuşabilirsiniz, farklı pencerelerden hayata bakabilirsiniz, çocuğunuzu farklı görebilir, büyüklerinize farklı davranabilir hatta en ayrıntılı hali ile yemeğinizi bile herkese aykırı tüketebilirisiniz.

Nihayetinde bu yaptıklarınızın başkaları tarafından sizde benimsenmesi ve kabullenmesi ancak sizden apayrı olan farklılıklara saygı ile mümkün olur.

Hiçbir irade saygı göstermediğinden, saygı bekleme hatasına düşmemeli böyle bir bedbahtsızlığın adını ise saygı olarak belirtmemelidir. 

Özellikle günümüzün hür toplumu, özgür demiyorum çünkü benim özgürlük tabirim, öze uygun davranış ve yaşayış biçimlerini kapsar. Öze uygunluktan kasıt ise, yaratılışın gayesine uygun hareket etmeyi tarif eder. Bu yüzden hür diyorum.

Hür’de ise kişinin istediğini, bir başka ile nefsine hizmet etmesi diye düşünebilirsiniz. İşte o hür toplum Allah'ın emrettiklerine bile uyup uyumamaya saygı beklerken, maalesef kendilerinden olmayanlara karşı ciddi bir hazımsızlık ve tahammülsüzlük sergilemektedirler. İşte tam olarak ta bu hazımsızlığın sözlükteki en kapsayıcı karşılığı, saygısızlıktır.

 

Yani anlayacağınız, ne erken öten horoz olmalı canlar, ne de bitlenmiş it, ne kediyken aslan rolü yapmalı, ne de oğlak iken tekeye kafa tutmalı…

Tabi yazı İlginç bir hal aldı, sonuna ekleme yapmak istediğim cümleler duygusal bir hal ile beni en başına çekmeye çalışsa da, ben her zaman yaptığım gibi bitişi size bırakıyorum. Sanırım demek istediğimi diyebilecek özgür bir ortamın olmadığını biliyorum. Daha da kötüsü özgür bir tavra tahammül edemeyecek saygısızların da varlığından da haberdarım. Ama bütün olanlara rağmen, insanlığı saygıya davet ediyor, iradeye saygı duymayanlara bile inat ben top yekün insanlığa ve ondan var olmuşlara saygı diyorum, gerisini de size bırakıyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?