SENSİZLİK:

31-08-2018

Kiralık gözyaşlarında ölüm bekleyen satılık bir balık

Seni sevmek

Kıbleden şaşmamak gibi bir şey

Seni Sevıyorum'un ortasına

Bağdaş kurmuş, oturmuşum

Gözlerinin mavisine...

Bak un hamura,

Hamur ekmeğe,

Ekmek şiire

Bense sana dönüyorum hep;

Sen Kibeleye değil

Kıbleye dönmüş

Oturuyorsun hep

Bir kerecik bile olsun

Şaşmıyorsun kıblene...

Yoruldum çok yoruldum artık ne takatim ne de gücüm var bitmişim; kolum kanadım kırılmış, hiçbir şekilde kendimde güç bulamıyorum.

Yalnızım, çaresizim, kimsesizim üstelik bütün duygularım otizmli.

Kaybolmuşum karanlıklarda.

Elini uzatan yok, karanlıklar üstüme üstüme geliyor üstelik sen de yoksun.

İsyanlardayım.

Seni seviyorum, sevgim yetmiyor kendimi anlatamıyorum.

Kendimi sana anlatabilmek seni sevmek İsrail’in elini ayağını Filistin'den çekmekten zor.

Dolar yükseklerden uçmaktan Trump turp satıp aşkımıza karantina uygulamaktan vazgeçmiyor sense kapitalist triplerinden.

Gözlerinde bir çay içsem

Sigaranın dumanında kaybolsam

Olmaz deme desem

Ve sadece Bir gecelik Sende ölsem desem diyorum sen geceyi çalıp gidiyorsun ömrümden.

Sonra bırak ay gitsin sen kal diyorum ayı da kalbine alıp gidiyorsun bense ayı ayı ortalarda kalıyorum, sensiz aysız bir de geçersiz...

Hastayım, ölüyorum, tek ilacım sensin...

Migrenim azdı, geceler azdı.

Diskolar taştı, sular seller bedenleri bentleri aştı neşensizce/nedensizce.

Sokaklar koynumda ayıp, sen bensizlik zirvelerinde kayıp; ha düştün ha düşeceksin.

Dünya üstüme üstüme geliyor, evren daralıyor bana...

Bunalımlardayım, depresyonlardım Putin'le resim çektiren bir kaplan ızdırabındayım.

Antibiyotiğim sendin.

Migrenime yoksun artık, mideme de ilaç değilsin artık.

Kalbim kedilere kış, beynim köpeklere yem edilmiş.

Ezilmişim, eğilmişim, çıkmazdayım tekrardayım.

İlişkimiz uçurumlarda,intihara meyleden bir Afgan çocuğu.

Çöplerden ekmek toplayan bir çocuğun yalvaran gözlerinde Yılmaz Güney gözleri.

Sen anlamamaların anlamsızlığında yüzü sararmış bir layla gecesi.

Virüsler sarmış dört bir yanımı.

İnsanlığım prangalı, hayvancılığım kelepçeli; sigortam da yok.

Su yine can aldı, sevdiğimi eller aldı.

Kübra'dan acı haber geldi, Küba'da Maduro vuruldu yine binbir yerinden.

Ben bir ay için gözyaşları döktüm Kiralık ağaç oldum, kesildim, balık oldum her oltaya atladım satılık.

Kiralık gözyaşlarında ölümü bekleyen satılık bir balığım ben artık sensizliklerde, sessizliklerde.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?