Son günlerin gündemi ekonomi.
Ekonomi sıkıntı çeken vatandaş, her şeyi irdelemeye başladı.
Yetkililer, temel gıda maddelerinde fahiş fiyat uygulayan marketleri buldu ve bastı cezayı.
Tarlada 5 TL olan mercimek markete 15 TL.
Buda yetmezmiş gibi, 500 gr. olması gereken ürün 400 gr. çıkıyor
Hem fiyata kazık ,hem gramajda kazık.
Bazı marketleri indirim marketi sanmışız yıllarca, indirim değil bindirme marketiymiş meğerse.
Son günlerde vatandaş artık araştırma yaptıktan sonra alış verişe çıkıyor.
Bunun farkına varan yetkililer marketler zincirini takibe aldı ve ceza vermeye başladı.
Verilen para cezaları yeterli mi.
Bence değil, çünkü bazı marketler kazandıklarını kazammışlar, para cezaları onlara vız gelir tırıs gider bence.
Bu tür marketler tespit edilip, defişre edilmesi gerekir.
Vatandaş kazıklandığı bildiği zaman o markete alış verişe gitmez o zaman.
Yani bu ülkede bir tepsi baklava çalma cezası 15 yıl iken, haksız kazanç elde edenlere büyük cezaların verilmesi gerekir.
Sen kalk tarladan tüccar aracılığı ile temel gıda maddelerini ucuza kapat, kendi tesislerinde ambalajla, gramajını düşür, piyasaya sür, oh ne alla.
Sonra indirim market diye hava at.
Diyecek laf bulamıyorum.
Eğer bu hayat pahalılığı ile bu marketlerin bir parmağı varsa, ki ceza kesildiğine göre ki var.
Bunun adı gıda terörüdür.
Ben bu marketlere ödül gibi kesilen cezadan memnun kalmadım.
Bir yapan, bir daha yapar.
Bu gıda terörünün önünü almak lazım.
Bu haksız kazanç elde edenleri deşifre edersin, vurursun kilidi kapısına, sahibini yargıya havale edesin ki, bir daha kimse kendi halkına kazık atmayı düşünmez.
Tabi ekonomide zor günler geçirmenin tek sebebi marketler değil.
Ülke olarak üretmiyoruz.
Yediğimiz ceviz bile Rusya’dan geliyor, buğday İsrail’den, Kahve Yemen’den.
Üretime dayalı politikalar geliştirmemiz gerekir.
Yani, bağcıyı dövmek yerine üzüm yetiştirmemiz gerekir.
Ekonominin en kısa zamanda düzelmesi, haksız kazançların önüne geçilmesi dileğiyle sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
