TOPLUMUN DAVRANIŞ ANALİZİ

18-05-2017

İnsan davranışlarının oluşum kaynaklarını göz ardı eder ve eylemin doğru ve ya yanlış olduğu değerlendirmesinde sadece davranışın sonuçlarını sanık olarak kabul ederseniz, bir sorun var etmiş olursunuz.

Lakin bu sorun süregelen bir şekilde tekrar etmeye devam edecektir. Çünkü tespit doğru olsa bile eylemin ıslahına yönelik bir adım değildir. Hâlbuki davranışların değerlendirilmesinde asıl yapılması gerekilen şey, davranışın sergilenmesinde etkili olan kaynakların tespitidir. Böylece davranışın neden sergilendiği ve bundan sonra ne şekilde yapılırsa sergilenmeyeceğine dair bir çözüm noktası var etmiş olursunuz. Bu tespit toplumu sosyal yönden kontrol etme gayretinde olan siyasetçiler için de bir siyasi rota belirler. Nitekim sandığa yansıyan şeyde bir insan davranışıdır.

Bana göre seçmenler tavır siyaseti yapıyor. Siyasetçiler ise tanımlayamadıkları seçmen tavırları karşısında fantastik siyasi sloganlar geliştirmekten öteye bir gelişme kat edemiyor. İşte bu yüzden bu ülkede siyaset fanatizm anlayışına göre iktidarlar var ediyor. Seçmen şaşırılacak şekilde parti tutuyor. Yani sağcı ve solcu olmak ayrı şey ve bir görüştür. İnsanların bu görüşlere yönelik eğilimler göstermesi normal kabul edilebilir, fakat partiye fanatizm seviyesinde bağlılık göstermesi ise davranışların çokta kolay vazgeçilemeyecek olan huya dönüştüğüne işarettir ki; buda uzun uzun süren yanlışları ısrarla yaşamaya devam eden toplumların, içlerinde kemikleştirdikleri ve vazgeçmedikleri yanlışları olduğunu gösteriyor. Bunun da en önemli sebebi davranışlarının kaynakları göz ardı edilen topluma, davranışlarının sonuçlarına göre yaptırım ve yaklaşım gösteren tavra işaret ediyor.

***

Sonuçta insanların edindikleri ve kendileri ile büyüttükleri değerleri azımsanmayacak ölçüde önemlilik gösterir. Gösterdikleri davranışlar ise edindiklerinden ortaya çıkan eylemlerden başka bir şey değildir. Bu yüzden insanların gösterdiği davranışları bir tek sonuçları ile değerlendirmek, çok yüzeysel bir değerlendirme olur ki; bu da görmezden gelinen bir geçmiş demektir. Bahsetmiş olduğumuz şey yeryüzünde coğrafya değiştiren kahverengi bir farenin, ulaştığı yeni yerde beyaz renge dönüşmesi gibi bir olay değildir. Değişmesini istediğimiz şey ve ya her neyse bizim gibi olmasını ve davranış göstermesini istediğimiz şey, zihninde ve yüreğinde bir dünya yaşatan insandır. Onun yüreğine ve zihnine ulaşmanın bir yolunu bulmadan, onun tavırlarında değişiklikler ön görmek ve bunun için radikal yaptırımlar uygulamak o gücün karşısında sanıldığı kadar güçlü olmayacaktır.

Bu yüzden; insanı ve insanlığı kendisine has özel değerleri ile kabul etmekten başka çaremiz yok. İnsanların gösterdikleri davranışlar ile ilgili olası bütün şikayetlerimizin ve yanlış tespitlerimizin çözüm kaynağı, onların gösterdiği davranışlara yönelik içe doğru bir etüt yapmak ve davranışın kaynaklarına yönelik ıslah çalışmaları geliştirmek olmalıdır.

Sosyolojik dengenin iyileşmesinin, siyasi istikrarın sağlanmasının, insan haklarının ve adaleti sağlayan modern hukuk sistemlerinin gelişimin bana göre en birincil şartı toplumun davranış analizinin yapılmış olup, buna yönelik ıslah çalışmaların yapılmasıdır.

Son olarak şöyle bir düşündüren cümle ile Sonsöz’ün, sonunu diyeyim.

“Sen uzun isen eğer, senden bir kısa olan olduğu içindir.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?