TRUMP NEDEN NÜKLEER SIĞINAKTA?

04-06-2020

Merhabalar değerli okurlarım, hepiniz hoş geldiniz. Irkçılık tarih boyunca değişik şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Bu durum insanlar arasındaki eşitliğe ve bütünlüğe zarar vermektedir. “Irk” kavramı insan türü, soy anlamına gelse de bunlar dikkate alınmadan insanlar arasında ayrım yapılmaktadır. Maalesef ki Amerika’da ve Avrupa'da ırkçılık geçmişten beri yaygındır. Ancak Amerikan Hükümeti bununla ilgili kayda değer hiçbir şey yapmamaktadır. Hâlbuki bütün kutsal dinlere ait kitaplarda insanlara eşit davranılması gerektiği vurgulanmaktadır. 
Günlerdir izlediğimiz her haberde Amerika Birleşik Devletleri’nin kaynadığını görmekteyiz. Yaşanan olaylar bilimkurgu sahnesi gibi görünse de maalesef tamamen gerçek. Siyahı ve beyazıyla Amerika, caddelerde,  sokaklarda. Arabalar devriliyor, polis araçları ateşe veriliyor, lüks mağazalar yağmalanıyor.
Veee... ABD Başkanı Trump, ailesiyle birlikte iki geceyi bir nükleer saldırıya karşı inşa edilmiş olan sığınakta geçiriyor. Dış tehlikelere, örnek verirsek; Çin’den ya da Rusya’dan fırlatılabilecek nükleer başlıklı füzelere karşı inşa edilmiş olan “Başkanlık sığınağında” geçen iki gece... Peki, neden sığınakta kalıyor tabi ki kendi halkından korkuyor. Bu ateşi onun nefret duyguları yaktı ve o duygulardan kaçıyor. Halk çok öfkeli. Toplumu sevgisizlik, saygısızlık, nefret duygusu esir almış. Şükürler olsun ki bizim milletimiz çok sağduyulu ve sakin bir millet Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Boşnak vb. tüm millet tek bayrak altında yaşamaktan çok memnun. Halk bunu sağlıyor. Batman halkı zaten bilir deee... Tüm Türkiye'den okuyucularım mutlaka şu mısraları dikkatle okuyorlardır. Onlar için şunları söyleyebilirim ki:  Mutlaka ve mutlaka Doğu ve Güneydoğu bölgeleri turu yapın. Çünkü Batman, Diyarbakır, Mardin, Midyat gibi şehirler gerçekten o kadar farklı ki inanamayacaksınız.  Ellerinde ne varsa resmen zorla ikram ediyorlar. Mardin çarşısında gittiğinizde görürsünüz ki esnaf arabanızın önünü kesip "lütfen şu ikramımızı kabul edin" diyorlar. Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Süryaniler kardeşlik duygusu ile birbirine bağlı şekilde binlerce yıldır hayatlarını sürdürüyorlar. Mardin'e gittiğinizde Süryani çöreğini zorla ikram ederlerse mutlaka kabul edin. Tavsiye ederim. Diyarbakır'da ise çoğu esnafın adisyon kesmediğini görüp şaşırabilirsiniz. Başlarda biz de şaşırıyorduk. Sonradan anladık ki binlerce yıllık gelenek bu "insanlar birbirlerine güveniyorlar"  Batman'da da aynı şekilde nereye giderseniz gidin kasada siz söylüyorsunuz. Şunu kesin diye kimse kimsenin güvenini suiistimal etmiyor, kimse kimsenin malına ırzına göz dikmiyor, kimse sen şu dinden, şu ırktan, şu renktensin demiyor. Çünkü en önemlisi canım ülkemde herkes birbirine saygı duyuyor. Bu toplum zorluklar ile savaşlar ile mücadeleler ile yoğururdu ve bu kıvama geldi. Allah birlik beraberliğimizi kardeşliğimizi bozmasın. Korona virüsü döneminde Ülkemizle ne kadar gurur duyduk. İngiltere'de bile medya istemeden de olsa Türkiye'nin mücadelesini manşetten verdi. Bu durumları görmeli uyanık davranmalı ülkemize ve birbirimize sahip çıkmalıyız. Aramıza hiçbir şekilde ırkçılık gibi olumsuz hisler girmemesi için safları daha sık hale getirmemiz gerekir.
Dünya ise bunu önlemek için öncelikle saygı kavramını ön plana almalı ve insanları ötekileştirmemeli. Dünya devletleri ve otokratik yönetimler tarih boyunca insanlar arasında ırk ayrımı yapmaktaydı.  Bunun önüne geçmek için çeşitli organlar kurulup ırkçılık ile savaşılmıştır. 2. Dünya Savaşı sırasında ve öncesinde diğer ülkelerde insanlar arasında ırk ayrımı yapıldığı için İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi yayımlandı. Bu beyannameye göre insanların hor görülmemesi gerekir. İnsanlara saygı göstermek gerekir. Bütün insanlar onur ve hakları bakımından eşittir. Renk, cinsiyet, ırk ayrımı yapılmamalı. Bu ayrımlar yapılmaksızın herkesin eşit hak ve özgürlüklere sahip olma hakkı vardır. Bildiğiniz üzere yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de insanlara eşit davranılması gerektiğiyle ilgili çok çeşitli ayetler bulunmaktadır. Bu ayetlerde göre insanlar arasında ayrım yapılmaması gerektiği söylenmektedir. Biz de bu anlayışla hareket ederek topluma ve geleceğimiz olan çocuklarımıza eşit davranılması gerektiğini öğretmeliyiz. Örnek vermek gerekirse bir belgeselde izlemiştim hiç unutmam İsrail'de Filistin halkının düşman olduğu Arapların nefret edilmesi gereken bir toplum olduğu çocuklara çok küçük yaşlarda öğretilirdi.  Irkı, dili, dini, mezhebi ne olursa olsun insanlar arasında ayrım yapılmaması gerekir. Büyük değerlerimizden Yunus Emre“Yaratılanı sevmeliyiz Yaratan’dan ötürü” demiş.  Biz de onun gibi insanları tüm yönüyle sevmeliyiz. Geçmişte Cahiliye döneminde Arap olmayanlarla Araplar arasında ayrım yapılıyordu bunun üzerine Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (sav)  Veda Hutbesi’nde bununla ilgili şunları söylemiştir. “Ey insanlar!..  Rabbiniz birdir, babanız da birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarısınız. Adem ise topraktandır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerinde üstünlüğü olmadığı gibi kırmızı tenlinin siyah üzerinde bir üstünlüğü yoktur.” Herkesin özgür olmaya, sevmeye, sevilmeye hakkı vardır. Zengin de olsa fakir de olsa, siyah tenli de olsa beyaz tenli de olsa insanlar arasında ayrım yapılmamalı. Çeşitli ülkelerdeki hükümetler bununla ilgili detaylı çalışmalar yapmalı. Ülkelerindeki farklı din, dil, renk, mezhepten insanlara da eşit imkanlardan sağlamalı. Okullarında, medya organlarında insanlar arasında ayrım yapılmaması gerektiği ile ilgili dersler verilmeli yayınlar yapılmalı. Sevgi; süt değildir bitsin, elektrik değildir kesilsin, para biter, ekmek biter, çay biter, şeker biter, gündüz biter, en karanlık gece bile biter ancak sevgi asla bitmez. Yeter ki kalplerimizde sevgiyi taşıyacak yer bırakalım. Bir oda bile başına kadar dolu ise içerisine herhangi bir şey ekleyemezsiniz. Hemen şunu yapın ve kin ve nefret gibi size sadece yük getiren duygularınızı kalbinizden söküp atın ve güzel duygulara güzel ve ter temiz yeni yerler açın. Dayanışma içinde hep birlikte eşit bir şekilde yaşayalım. Çünkü ırkçılık, insanlar arasındaki sevgiyi yok eden dünyanın en kötü duygularından biridir. İnsanları sen ondan ben bundan o şundan diyerek ırkına milletine ayırırsak dünyada eşitlik ve sevgi denen bir şey kalmaz. Herkes birbiriyle düşman olur. Yöneten ya da yönetilen ayrımı yapılmamalı. Mustafa Kemal Atatürk de insanlar arasında eşitlik sağlamak için Halkçılık ilkesini yayınlayarak insanlar arasında sınıf, mezhep, zümre ayrımı yapılmaması gerektiğini belirtmiş, herkesin eşit haklara sahip olduğunu ortaya koymuştur. Herkes yaşama hakkına ve güvenliğini sağlama hakkına sahiptir. Kanun önünde herkes eşittir. Herkesin çalışma ve üretme hakkı vardır. İşte kavramlar anayasamızda kanunlar ile de, eşitlik ilkesi ile kabul edilmiştir. Avrupa'da da Irkçılık uzun süredir devam etmekteydi. Ancak bu durum İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile azaltıldı. 
Irkçılıkta insanların fiziksel görünüşüne göre başarılı başarısız ayrımı da yapılmaktadır. İnsanlar deri rengine göre ayrıma tabi tutulmaktadır. Hatta renk tonuna varacak derecede. Bazı bölgelerde beyaz insanlardan üstün olduğunu gösterme çabası vardır. Ekonomik olarak geçmişte siyahi kölelere aynı statüde yer almamak ve onları maalesef köle gibi görme durumu vardı. Sonuçta kim olursak olalım hepimizin varacağı yer aynı. Kimse kimseden üstün değildir. Üstünlük sadece takvadadır. Onu da sadece yüce Allah bilir. Aynı yüze sahibiz rengi ve şekli ne olursa olsun. Hepimiz aynı olumlu ve olumsuz düşünceye sahibiz. Herkes sevgiyi ve saygıyı hak eder. 
Dünyada barış olmasını istiyorsak insanlar arasında ayrım yapmamalıyız. Onları zengin de olsa fakir de olsa siyah tenli de olsa beyaz tenli de olsa her yönüyle sevmeliyiz. Sevgi ve iyi davranılmak herkesin hakkı. Bu dünyada hep birlikte yaşıyoruz ailemizdeki insanlara nasıl davranıyorsak diğer insanlara da öyle davranmalıyız yani sevgimizi esirgememeliyiz. 
Son olarak ülkemizin önde gelen Mentorlerinden Sayın Hakan ACAR Beyefendi ile pazar akşamı 8’de yapacağımız yayına hepinizi bekliyorum. Konusu Anadolu’nun çeşitli illerinde üniversite okuyan gençlerin ve Anadolu'daki üniversitelilerin gelişim süreciyle kendilerine neler katabilecekleri ile ilgili olacaktır. Yayınım; "fatiherdoganresmi"Instagram hesabımdan canlı olacaktır. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Sorularınızı önceden de not alacağım. Şimdiden Instagram hesabımdan yazabilirsiniz. Haftaya tekrar görüşmek dileğiyle, Kalın sağlıcakla. Allah'a emanet olun.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?