TÜKETTİK, TÜKETİYORUZ, TÜKENİYORUZ…

25-10-2017

İnsanın düşündükleri düşledikleridir.

Düşledikleri de bildiğini sandığı, olmasını istediği ve kendine hedef olarak belirleyip ulaşmak istedikleridir.

Bundan dolayıdır ki bir çocuğa resimsiz kitap saçma gelir.

Çünkü onun düşünde dünya rengârenk bir bahçedir.

O ise bu bahçenin içinde bir oyuncu ve onun için geriye kalan her şey oyunun parçasıdır. Muhtemelen bizlerde dünyayı çocuklar için böyle düşünürüz ki en çok onların ölümüne şaşırırız.

Lakin dünyayı onlar için ölümcül hale getiren de yine bizleriz.

Yani kocaman bir çelişkiden ufacık doğrular arayan bizler, yani büyükler ve bizden de daha büyükler onlardan da büsbüyükler dünyayı yaşanmaz olmaktan çıkarma ile kalmayıp bir de çocukların düşlerini kirletiriz.

Çünkü bizlerin düşleri kirlenmiş ve bu kirlilik düşüncelerimize de bulaşmıştır.

Dünyayı biz de rengârenk görürüz ama bizdeki bu renkler ağaçları, kuşları, çiçekleri değil insanları temsil eder.

Bizler o renklerden de dostane renkler ve diller seçeriz ve bir seçim varsa dostane gerisi elbette düşman olur.

Sebepsiz düşmanlar var ederken, usumuza gelmeyen şey ise ya da gelip de bizim düşünmediğimiz unsur bunca ölümün ve kederin karşılığı nedir?

Mülteci çocuklar var eden o zihniyetler, neden ki hep aynı malikânelerde ikamet ederler?

Göçebe kuşlardan çok, göçebe çocuklar var eden bu politikaların insana vaat ettiği cenneti bilen, duyan ve göreniniz var mı?

İnsan yeryüzünde yaratılmış her şeyden üstündür.

Sınırlardan, siyasetlerden, en yeni ve ilginç teknolojik gelişmelerden ve tabi ki bütün silahlardan, işte bundan ötürü dünyayı kendi istekleri için tasarlamak isteyenlerin, bu tasarı sürecinde insanı bir araç olarak kullanması büyük bir hatadır.

İnsanın da buna alet olması büyük bir talihsizlik elbette.

Sanırım bununda en önemli kaynağı insan büyüdükçe düşleri küçülüyor.

Bu da demek oluyor ki düşler insan küçükken daha büyük oluyor.

İşte bizler yani düşleri küçülen büyükler, büyük düşlere sahip küçüklerin düşlerini kirletiyoruz.

Kirlendikçe tükeniyor dünya ve galiba daha da kötüsü, insanlık zamanın köhnemişliğinde kayboluyor.

İnsanoğlu gelişiyor diye sanırken dünya, ne kadar güzellik varsa hepsini tüketiyor.

Evet, kaybolduk ve bu da yetmedi gideceğimiz yönü de kaybettik.

İşte ben de bu kaybolmuşluğun içinde bugün bir başka şeyi daha anladım.

Daha iyi anlaşılmasını sağlamak için, zaman-zaman bir konu ile alakalı uzun uzadıya yazılar yazarken, bugün aslında bir şeyi anlatmak için uzatmanın daha da anlaşılmaz olduğunu anladım.

Bu yüzden kısa kesiyorum. Sağlıcakla kalın.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?