TÜRKİYE VE ORTADOĞU ÇIKMAZI

17-12-2015

Dünya kabuk değiştiriyor. Yeni eksenler oluşuyor ya da oluşturuluyor. Tunus, Mısır Libya Arap Baharı'ndan nasibini aldı. Ancak bu gelişen kaotik olgular her ne kadar adına bahar deniliyorsa da tartışma götürür gibime geliyor.

Komşumuz İran her fırsatta aleyhimize çalışıyor.

Özellikle de Suriye konusunda haklı olan Suriye özgürlük ordusunun yanında değil de Rusya’nın yanında yer alması, mezhepçilik yapması, o topraklara asker ve silah göndermesi hiç de İslami bir davranış değil. İnsani hiç değil.

Ortadoğu'da belirsizlik devam ediyor. İsrail kendi güvenliği ve çıkarları için yapmayacağı illegalite yok. Geçmişte almış olduğu pozisyonlar ve vukuatları bunu her şekilde ispatlıyor. Mısır, Suriye ve iç savaş sonrası netleşecek olan durumlar, şekillenmeler İsrail'i aslında tedirgin ediyor.

Rusya-Suriye ilişkileri, antlaşmaları karşılıklı çıkara dayalı diyalogları olası mezhep çatışmaları; Ortadoğu'da fırtına sonrası durgunluk, yeni yapılaşmalar satranç oyununu hatırlatıyor. Ortadoğu'da birçok ülke geleceğe yönelik plan ve projeler peşinde.

İktidar yani AK Parti Hükümeti Başbakan’ın ABD Başkanı Obama ile yapacağı ikili görüşmeler, Ortadoğu Projesi’nde ABD'nin çıkarları ile Türkiye’nin alması gereken misyonu hiç de kolay olmayacağa benziyor.

 Okurlardan özür dileyerek yerinde ve manidar bulduğum bir atasözünü paylaşmanın zamanı gibime geliyor.

Atlar tepişir. Olan eşeklere olur” misali. Ortadoğu kazanı kaynıyor.

İçinde ne olduğu tam net değil kaynayan kazanın. Kazan ateşten indirildiğin de kimler ne bekliyor? Bir paylaşım beklentisi ve hazırlığı içinde olan ülkeler Çin, Rusya, İran, İngiltere-Türkiye-Irak.

Şimdiden bu ülkelere misyon biçmek; Esed sonrası Suriye'nin belirsizliği yani.

Arap Baharı bitli Arap saçına dönüşüyor. Ayıkla bitleri, tara saçları, yaşa baharı demek hayli kolay. Ancak ağır bedeller de ödenecek gibi gözüküyor.

Ortadoğu'nun en büyük zaafı petrol, doğalgaz ve istikrarsız yönetimler, üretim ve teknolojiden uzak halklar.

Yönetim boşlukları, rejim zaafları onları her zaman nehirde bekleyen azman timsahlara av yapıyor.

Dileğim o ki ülkemiz en az zararla bu fırtına ve kasırgaları atlatsın. Çok dikkatli, güçlü ve antrenmanlı olmak zorundayız içerde ve dışarıda. (Dâhili ve harici)

Değerli okurlar uluslararası çıkarlar, menfaatler galiba insandan da değerli olabiliyor ki öldürülen yüz binlerce Suriyelinin kanları, canları, mülkleri ve karanlık yarınlarına Türkiye'den başka aldıran ilgilenen yok.

Herkes çıkarlarına odaklanmış durumda. Timsahların avlarını sabırla bekledikleri gibi.

Korkum o ki Suriye parçalanır birkaç Ülkeye dönüşür hem de yapay olarak bizler de bu İlahi sınavı verememiş oluruz.

Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Sonsöz okurlarımız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?