Seni öldürmüyorum
Sadece yok sayıyorum
Yağmur tanelerini tek tek saydığım göbeği düşmüş bu şehrin göbeği düşmüş kaldırım yosmalarında...
Sen kim misin? Sen kendini biliyorsun. Bu kalp ne senler doğurdu, ne senler öldürdü; seneler boyunca ve ne senler asıldı dut ağacınca...
"Dut ağacı boyunca
Dut yemedim doyunca
Yâri düşümde gördüm
Sarılmadım doyunca
Yâri düşümde gördüm
Sarılmadım doyunca."
ama yine de
Sen seni bil, sen seni,
Bil sen seni, bil sen seni,
Sen seni bilmezsen
Patlatırlar enseni
Çünkü sen artık yoksun...
Ensest ilişkiler ve faşist haltlar gecesinin kurbanları.
Aklımda deli sorular,sokaklarda çılgın dalgalar gelir seni yalar.Ülkemde ve dünyada ise pırasa, Fransa ve pransa edebiyatı arasında post-modern bermuda şeytan üçgeni paslaşmalar hâlâ..
Ahhhh Romeooo Ahhh.Hayat bazen kısır bir ahtan bazen de beşiz bin ahtan ibaret....Ahhhh Solonus ahh...Kadın doğum uzmanlarının ustası ilk jinekolog Efesli Solonus işte o gün kadınlara içirmeseydin silfiyum suyu belki de bunların hiçbiri olmayacaktı.
Bütün dünyada iktidarsız iktidarların erkek idrar sorunları vardı ve prostat koltukları sallanıyordu. Önce misafir geldi cavad/cevad sonra da evden çıkmayın talimatı verdi...Koltukları sırtımızda düzeldi sağlamlaştı östrojen ve progesteron düzlemlerde ve düzüşmelerde...
Covid 29' dan sonra Corona 20, sonra da Korna 21 gelir, tey tey tey....Sonra gelin düğün arabası gelir,sonra da aşı gelir..En sonunda gelirse o da vakti/kısmetse, yani inşallah, Rabbimin izniyle olursa; bir öğretmen ataması bir de bir hemşire ataması gelir.Sonra yani en sonunda son pişmanlık gelir..son pişmanlık neye / beye yarar...Mutlu sonlara muhtaç bir toplumun isyanıydık.Ki hayatımızın hiçbir karesinde hiçbir şey bitmez mutlu sonla.Sadece son bulur her şey...
Aşıdan sonra ne gelir? Aş-k mı..
Tamam güzelim de ben kendime güzel demem.güzel olan pırasa edebiyatı. Carlos santana İstanbul'da.1989 İstanbul'da boyacı çocukları dinle....Ahhh kalbim istanbulda kaldı.İstanbul faşizmin peşinde ,Ege faşizmin pençesinde. Ne olmuş ki yani dünya faşizmin küresel ve puşt gibi ibnesel ellerinde...
Erman Miroğlu yok daha neler??? Hakikaten mi gerçekten mi?Yok artık ,ohhh ohhh.. Şaşırdık mı şaşırmadık mı çingene kardeşim... Affedersiniz Ermeni ve bilumum kardeşlerimiz..Hadsizilik diz boyu...Ve sen hala 1980 sonrası edebiyatı sayanlardan mısın yoksa saymayanlardan mısın?İnsanlık ayaklar altında bir halı.Bizler tarotsal ezik bir papatya falı.Şair mi ,yazar mı;edebiyat sanat için mi toplum için mi?Seviyor sevmiyor modunda..
Pransa edebiyatı popüler pırasa kardeşliği revaçta ve İbrahimoviç hala rövaşatada,nişanda.Van Basten Milanda..Cehalet de hadsizilik de bu ülkede, mutluluk da dünyada zirveydi.. Çingene kardeşim ise çöplükte birkaç damla emekti,alınteriydi.Aziz papatya falı Papa'nın dizlerinin dibinde vatikanda ,Quasimido kamburuyla güzeller güzeli Beatrice aşık olanda...
Tetkikleri ve terlikleri elinde bir anne seni bekliyor köşe başında..Yatağı topladın mı diye...Yatağı toplayacaktım vallahi annem ;ama gel gör ki
bizi mutluluğa götürecek yolun üzerinde işediler bense yatağa
meydan okudum sadece ..Birilerini yıkaya yıkaya, bariyerleri yıka yıka gitmeliydik an'a anti emperyalist fanteziler bizi doyura doyura....Aman boşver bütün faşizmleri ,bütün faşis it-leri/ ensest ilişkileri ve bilumum sado mazoşist, pransist , pragmatist pırasa edebiyatı ve sanatçıları....
Orhan Veli Kanık'ın dediği gibi:
Ne atom bombası
Ne Londra Konferansı
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna;
Umurunda mı dünya!
UMURUMDA MI DÜNYA?