Değerli sonsöz Gazetesi okurları;
Malumunuz ekonomik sıkıntıları çektiğimiz bu günlerde enflasyon canavarının nereye varacağını merak edip, sürekli televizyonlarda yayınlanan açık oturumları, ekonomi haberlerini izliyoruz.
Ekonomimizin iyi gitmediği bu günlerde benim ilgimi çeken bir rakam ile karşılaştık.
Nedir bu;
Enflasyon %34
Sanayi üretimi %34
Sebze meyve üretimi %34
Hububat üretimi %34
Hayvancılık ve %34
İhracat % 34
Çalışan sayısı %34
Enerji üretimi %34
34 rakamı aklımda kaldı ve neden hep çift haneli bu ekonomimiz dedim.
Ülkemizde refah ve huzura kavuşabilmemiz için önümüzde çok ama çok uzun bir süre görünüyor; eğer ki biz bu ekonomi rakamı ile devam edersek.
Ülkemiz ekonomi ve üretim konusunda öyle geriden geliyor ki, akıllara ziyan, nüfusumuz yüz ölümüne göre çok yüksek değil Avrupa gibi yaşlı bir nüfusumuz da yok, işsiz birçok kişi var.
Her ülke her alanda başarılı olamaz bunu demem kendimi ve sizi kandırmak olur ama her ülkenin coğrafi yapısına göre ekonomiye kazandırdığı bir takım üretim özelliği var. Ülkemiz ılıman ve sulak bir ülke bir sürü bakir ovası yaylası dağı tarlası var. Ülkemiz bir yarım ada ve Asya ve Avrupa arasında bir kilit nokta yani ne üretirsek üretelim ihraç etme şansımız çok yüksek, her ülkeye yakınız yani.
Ülkemizde enflasyon varsa bir takım işlerin ters gittiği anlamına gelir yani biz üretemiyoruz.
Sadece tüketiyoruz., bu da enflasyonun artmasına vesile oluyor.
Üretemediğimiz için her şey pahalı;
Elektrik ülkemiz de pahalı,
Hayvan yemi pahalı,
Gübre pahalı,
Mazot pahallı,
Traktör pahalı,
Arsa tarla pahalı,
Araç gereç pahalı,
Pahallı bir hayatta nasıl üretim yapabiliriz.
Üretmek için de hükümetin üretime dayalı teşviklerin vermesi gerekir.
Üretmek için iş insanları yatırımlarını binaya, alışveriş merkezlerine veya eğlence mekanlarına yatırmamalı.
Önce hükümet teşviklerini açıklayacak. Üretmek için bir seferberlik ilan edecek.
Ürettikçe vatandaş kazanacak, ülke kalkınacak.
Son söz olarak;
Bu sıkıntılı günlerden kurtulabilmemiz için
Üretmek
Üretmek
Üretmekten geçiyor
Dostçakalınız.
