YAŞADIĞIMIZ ŞEHİRLER,ÖLÜLER VE MUMLAR....

23-11-2018

Şehrim....

Şehrim benim ahhhh şehrim aşkım, sevdam, ömrüm en sevdiğimsin ki Yusuf'umun ilk ve son durağısın...

Yusufum'dan geçtim zalım Leylam'ın yuvasın,

dizlerinde uyuduğum Berfo anamsın.

Göğsünde ağladığım güvercinimsin,

saçlarınla halay çektiğimsin.

Şehirlerimiz ve ölülerimiz ve mumlarımız...

Şehirlerimiz ve biz...

Yaşadığımız şehirler ki ya düğünümüz ya cenazemiz...

Ya gülüşlerimiz ya ağlayışlarımız tıpkı hayatın tek gerçeği kendisi gibi...

Yaşadığımız şehirler ki cenaze törenlerinin cenazelerden daha değerli olduğu cenaze şehirler...

Yaşadığımız şehirler ki bir zeytin başına doymaya öleceğimiz şehirler.

Yüreklerimiz siyah gözler soymaya doyduğumuz şehirler.

Doğduğumuz şehirler ki ne doğduğumuz ne de doyduğumuz terk etmeye mahkum olduğumuz şehirler...

Yaşadığımız şehirler ki kendimizi ölmeye mahkum ettiğimiz fakat gidecek yerimiz olmadığı için kendimizi mahkum ettiğimiz ve o şehirler için her gün öldüğümüz şehirler...

Yaşadığımız şehirler ki tutarsızlığın çelişkilerin zirvesi, kelebek teorisinin zırvası  ya da  kim bilir belki de  bir  kasırga vebası...

 Ve o şehirler ki kanayan yaralarımız,

Yaralarımızı kanatan dikenlerimiz...

O şehirler ki her birimiz bir yakınımızı bir sevdiğimizi gömdük...

Kimimiz tırnaklara, kimimiz mezarlara, kimimiz kalbimize...

Kimimiz kardeşimizi, kimimiz anamızı,

Kimimiz babamızı, kimimiz can dostumuzu,

Kimimiz aşkımızı gömdük bu şehirlere...

Belki de bu yüzdendir şehirler bizim için çok anlam ifade ediyordu

Stockholm sendromuna dönmüş acılarımızla...

O şehirler ki  canımızı en çok yakan yaktıkça da aşık olduğumuz celladımız...

Şehirler şehirler şehirler o yaşadığımız şehirler ki nefes alamadığımız şehirler.

Mavi  denizleri var, yeşil ağaçları var, kocaman geniş caddeleri var güzel mi güzel evleri var; ama insanı olmayan şehirler

O yaşadığımız şehirler ki nefessiz bırakıyor yağmurları karları...

Nefes alamıyoruz çünkü her yere sevdiğimiz kokuyor her yer ceset kokuyor yaşadığımız şehirler de...

Her gün kalbimi bir yerine gömdüğüm şehrim

Ve her gün kalbine yeni bir mum diktiğim şehrim derler ki bir insanın bir yakını öldüğünde kalbinde bin mum yanarmış ve her gün bir mum sönermiş,

En son ta kiii bir mum kalana dek...

Lakin çocuğu ölürse bir mum yanarmış ve her gün bir mum eklenirmiş şebi aruza dek... Ölünceye kadar.

Yaşadığımız şehirler, ölüler ve mumlar...

Ve benim ey kadim şehrim biliyor musun kimsesizliğim,

Yusuf'um çocukluğum, yetimim, öksüzüm kalbimdeki mumların sayısı milyonları geçti.

Sana olan aşkım büyüdükçe büyüyor acılarla ve çoğalıyor sevdam her yeni güne yeni mumlarla...

Ve dahi yaşamak direnmektir dedik aşk mücadeledir dedik her gün içimizde

Ve şehrimizde çoğalttığımız mumlarla hayata merhaba diyoruz mum sıcaklığında mum umutlarla mum şehirlerimizde mumdan ölülerimize ağlarken...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?