YILBAŞI REZALETİ

17-12-2014

Asrımızın hastalıklarından biri olan gayri Müslimlere özenme meselesini nefsimizin hoşuna gittiği için normal olarak karşılıyoruz.

Ne yazık ki Müslüman bir ülkede İslam adına hareket eden insanlarımız hep hakir görülmekte ve bu hareket irtica olarak görülüyor.

Güneş balçıkla sıvanmaz der Bediüzzaman Said Nursi (r.a) Kendini bilmez zahiren insan libasını giymiş fakat hayvandan daha aşağı olan birkaç insanın karalama kampanyası ile sönmeyecek kadar büyük bir güneştir İslam dini.

Biz insanlar maalesef ki elmas mahiyetindeki değerleri, değersiz cam parçalarına değişme zafiyetini gösteriyoruz. Acaba ne oldu insanlığa. Hele de Müslüman ülkelerdeki insanlara. Nedir bu şeytani heveslere uyma merakı.

Hiç unutmam bundan 5 yıl önce bir Cuma vaazında imamın söylediklerini. “Evet, elhamdülillah hepimiz Müslüman’ız ama yılbaşı arifesindeki bu Cuma gününde cüzdanımızdaki milli piyango biletleri ile secdeye gidecek kadar Müslüman’ız. Camiye namazını eda etmek için gelmişsin ama cüzdanında şerefin gibi koruduğun yılbaşı bileti ile gelmişsin. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” demişti.

İmamın hitap ettiği kişilerden birisi de maalesef bendim. İlk ve son defa almıştım o bileti. Beynimden vurulmuşa dönmüştüm.

Tövbe ettim bir daha da öyle bir günahı işlemedim. Bilmem kaç milyonda bir ihtimalle bana çıkacaktı mili günah ikramiyesi. Sonum ne mi olacaktı açın bakın haberlere.

Bu yol ile zengin olanlar hepsi sefalet içindeler ve hayatlarından zerre kadar lezzet almıyorlar.

Oysaki Rabbim kullarına akıl vermiş.

Biz Müslümanlara İslamiyet’i lütuf buyurmuş. Buna şükür karşılığında 5 vakit namaz istiyor ve üstüne Rabbani lütfünden ebedi cenneti vermiş.

Bu kurala uyan % 99 rahata ereceğine garanti vermiş.

Peki, biz bu kadar kolay bir ticareti neden kabul etmiyor ve nefsimize uyuyoruz? Bakın ne kadar da güzel izah etmiş

Namaz Risalesi 4. Söz’de Said Nursi Hazretleri “Zira bin adamın iştirak ettiği bir piyango kumarına yarı malını vermek, akıl kabul ederse -hâlbuki kazanç ihtimâli binde birdir- sonra yirmi dörtten bir malını yüzde doksan dokuz ihtimâl ile kazancı musaddak bir hazîne-i ebediyeye vermemek, ne kadar hilâf-ı akıl ve hikmet hareket ettiğini, ne kadar akıldan uzak düştüğünü kendini âkıl zanneden adam anlamaz mı?” başka söze gerek yok.

Yahu benim derdim namazsız, sarhoş adam ile değil benim derdim camiden namaz kılıp çıkan ve ardından bilet alan gençlerle, abilerle ve yaşlı başlı amcalarla. Biri size dese “o bilete verdiğin paranın dörtte biri ile ihtiyaç sahibi bir yetimi sevindir” biliyorum ki kalbiniz sıkışacak.

İyi de ben bilete para verdim bu son olsun bir daha almam” demeyin kardeşlerim. Zararın neresinden dönersek kardır. Sonra değil şimdi elini cüzdanına at çıkar o şeytani bileti yırt. En azından saffın belli olsun. Zira kime benzersek onlarla dirileceğiz.

Selametle  kalınız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?