YOĞUN BAKIMDA 1 GÜN

13-04-2020

Dıt, dıt, dıt...
Makineden gelen sesleri duyuyorsun. Ha bir de ara sıra hemşireler tarafından açılan şifreli kapı sesini. 
Gözlerinde açık. 
Yanındaki hasta inlemelerini duyabilecek kadar şuurun yerinde.
Ama oda ne? 
Konuşamıyorsun.  Ağzındaki  ve burnunda ki solunum cihazlarını çıkarman yasak. Ki çıkarsan da ardı arkası kesilmeyen öksürükler konuşmana dahi müsaade etmiyor.
Arkanda bıraktıklarını düşünüyorsun. Aileni, dostlarını, çocuklarını... Hatta gün aşırı ziyaret ettiğin yalnız yaşayan komşu kadını... Tüm herkesi düşünürken bir tek kendini düşünmediğini farkediyorsun. Uzmanların ve yetkililerin tüm uyarılarını kulak arkası edip çıktığın haftasonu gezisini... Ayıp olmasın diye reddetemediğin arkadaş davetini... Aman kırılır diyerek sarıldığın akrabayı... Bir çok uyarılara rağmen dinlemediğin sosyal mesafeyi... Tüm son bir haftan film şeridi gibi geçerken gözlerinin önünden son pişmalıklarını yaşıyorsun.  Bir bakmışsın  herkesi mutlu edeyim derken sen yoğun bakım ünitesinde hayat savaşı veriyorsun. Öyle bir virüsle savaşıyorsun ki mutlu etme telaşına düştüğün sevdiklerinin yüzünü dahi son kez görmene imkan vermeyecek kadar acımasız olabiliyor. Ah şimdi kalksam diyorsun. şimdi, kalksam sabretmez miydim? Sayın bakanın her uyarısını kulağıma küpe etmez miydim? Varsın canım sıkılsın. Kendi odamda tavanı izlemek yoğun bakım ünitesinde ölüm düşünceleriyle tavanı izlemekten daha iyi değil miydi? Son kez dahi yakınlarını göremeyecek bir şekilde ölebilirsin. Öyle ki insanlar cenazene bile yaklaşmaktan ürperebilir. Her şeyi geç. Ya evindeki insanlara da bulaştırdıysam diye düşünüyorsun. Yaptığın sorumsuzluk ve lakaytlık ya başkasının da başını yaktıysa? Onun vebalini de taşıyor bu ağrılı vücudun. Hem bedenin hem ruhunu azaplar içerisinde bırakan aslında ne kadar da ufak görünen bir şey değil mi? Dışarı çıkman... Sosyal izalasyona öenm vermemen... Bu virüsü, kendi sağlığını ve ötekinin sağlığını ciddeye almaman... Belki sayılı günlerini hesaplıyorsun. Gelecekle ilgili kurduğun hayaller acı bir tebessüm bırakıyor yüzünde.

AH SÖZ DİNLESEYDİM!
Evet sevgili okurum. Bir an empati yaptım. Sizler de yapın istedim. Gündemimize saygısız bir misafir gibi giren coronacovid bedenlerimize girmesin diye SOKAĞA ÇIKMAYIN. Bu bir vatani vazife... 
Bir milli mücadele... 
Önce canını sonra cananı korumalısın. İşte bu yüzden... 
EVDE KAL TÜRKİYE! 
EVDE KAL BATMAN!

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?