İstersen gelme artık sevgili...
Kalbim sana soğumaya başladı bile...
Senden tarifi imkânsız bir şekilde nefret ediyorum artık.
Sana her nefretim kendime ağız dolusu küfür...
Oysa ben hiç küfür bilmezdim sen kurşun-kurşun nefretle işledin tenime...
Kalbimi dondurdum sırf seni sevmesin diye...
Bak yazmaya başladım seni yine...
Hep başka şeyler yazmak istiyorum...
Ama söz yine de dönüp dolaşıp sana geliyor...
Ve her seferinde kalemim senin yazıyor kaleminden nefret ediyorum kalemimi kırmak istiyorum...
Evet en doğrusu sanırım bu kendi kalemimi kırmalıyım artık senin öptüğün boynumdan, yıllar boyu hep başkalarının kalemini kırdım çünkü...
Ben seni sevdikçe sen kaçıyorsun turnalara ben sana geldikçe sen ağladıkça şarkısını dile doluyorsun...
Sevginin künyesine ihaneti aşkın damarına kanı bozukluğu sen kazıdın.
Ben gamzelerine hep güler seni hep güldürürdüm ağız dolusu.
Mavi gözlerinde uçurtmalar uçurur çocukluğuma.
Bilyeler oynardım saçlarının her telinde sen hiç büyüme hep evcilik oynayasın diye...
Oysa yar olmaya gittiğin yar seni yer, yer yer...
Yar olduğun Gregor samsa sana yar olmaz ondandır şimdi hep küfretmen...
Sürekli aşk arayışında olman...
Aşk sana küstü bebeğim...
Unutkan olman, sınırlı ve sinirli olman da bundan sınırsızken konumun kıyılarında, agresif kompleksli olman hep bundan hep bundan...
Aklın başına hep sonradan hep sonradan mı gelecek...
Anla ve gör artık bensizlik başına vurmuş sen bensiz bırak yaşamayı sen bir damla yağmur bile alamazsın Ker-belam benim...
Şimdi ben olmadığım için sen "Ne ben Leyla"yım ne de sen Mecnun" diyorsun ya; oysa biz yan yanayken sen Leyla'ydın ben de Mecnun ve sonra sen bulut oluyordun ben de yağmur ve bulutçuluk-yağmurculuk oynuyorduk ve hep de aklımız başımızdaydı...
Bu ne bölünmüşlük bu ne parçalanmışlık tıpkı ülkem ve yüreğim gibi...
Mevlana hazretlerinin dediği gibi sen bendin ben sendim yani bir yumurtanın tek ikizi gibi biz olmuştuk öyleyse ne diye bir bardak suda fırtınalar koparıp senlik benlik çatışmasına girdin bu aşkın tek katili de tetikçisi de sensin...
Bırak artık bizi istersen canım bizden de senden de tüm benlerden de nefret ediyorum artık... Seni istemiyorum senin modan geçti buralardan çoktan; sen git, arkana bakmadan ölüme git...
Bensizlik sana en büyük ölüm...
Öylesine öl ki adım-adım lime-lime bedenine işlemeli bensizlik ve benim kıymetim.
Sen git buralardan ölen gözlerini ellerine alıp yüreğini de köpeklere yedirip git, seni istemiyorum artık canım...
Gidene kal demeyecek kadar zavallı değilim ben ne kalana gidecek kadar terbiyesizim ne de dönmeyene dön diyecek kadar acizim
Hak edene git diyecek kadar asilim ben Nietchze gibi...
Git başımdan seni istemiyorum yüreğimden, gözlerimden ve hayallerimden...
Her şeyimken hiçbir şeyim olacak kadar türkülerimin en uzağına git, git, git...
Ama yine de gel,gel,hep gel müsaitsen yani istersen;çünkü senden nefret ediyorum hem de ölümüne; Lakin gel gör ki bu kalbin iflahı yok artık bu kalp sen oldu sen doldu artık ...
Sen gittin ben bittim...
Yine bugün ve her gün bana sen düştü sensizlik beklerken yağmurdan buluttan...