YUSUF KUYUDA, AŞK DEREDE VE HÜLYA NEREDE?

17-02-2021


    Yazıklar olsun... Kalbinin her atışına milyon kere, yazıklar olsun ki bir edebiyatın kölesi/köpeği olacaksın yıllarca.Hem de sana atılacak bir parça imge uğruna ..Birileri çıkıp önce harflerle kurşunlatacak Neo Postmodernist gerçekliğini ....Sonra sözcükler döktürecek hayallerine,derin  paragraf dehlizlerinde bıçaklatacak kırmızı rujlu umutlarını  ve kör kompozisyonlarda yaktıracak   seni, Kafka'nın bir durum  hikayesinde  kimsesiz roman cellatlarına...

   Yusuf'un kardaşları onu kuyuya atıp kuyunun üstüne düğün sofrası kurdular biz de kardaşlarımızı  kuyuya atıp düğün dernek kurduk,dedikten sonra: "Biz Urfa'dan bunun için mi geldik?" diyordu "Düğün" filminde Hülya Koçyiğit.

Şimdi biz soralım.Mavi mavi masmavi ,bir gördüm aşık oldum; gözleri masmavi Hülya neden böyle?

"Hülya Hülya Hülya Hülya
Hülya neden böyle Hülya derdini söyle
Hülya gönlünü eyle Hülya"

Biz Urfa'dan kardeşlerimizin bedenlerini gömüp o gömdüğümüz mezarlara çilingir sofraları kurmak için mi geldik?

Biz neden Urfa'dan geldik gurbet ellere, kardeşlerimizin leşlerini yemek için mi...Biz İzmir'e sessizce giden  o sensiz trendeki iki sessiz adamdan biri miyiz,biri Yozgatlı biri de Tokatlı?Yoksa Haydarpaşa'ya giden Anna Karenina'daki  hayallerimizin  raylar altında kaldığı , biri Anna biri de ben,
 iki kadın mıyız?...

 Yusufları kuyulara atıp üstlerine toprak atmak için mi ,
düğün/deccal  sofrası  kurmak için mi varlığımızı armağan ettik; Tuzsuz Bekirlere?Yalakalık, yandaşlık, yavşaklık olsun diye mi tuz ektik çorak gönüllerimize ve bütün ağaçlarımızı yaktık?

Benim şükrüm sensin deyip Şükrü'nün şükürsüzlüğünün  dibinde halaylar çekmek için mi bu çektiğimiz sancı?Adına sabır deyip de Sabri'yle dağlara taşlara  topları atıp Sabriye'nin göbeğinde Mezdeke oynamak için mi bu oynadığımız  Hamlet'in acı ve zulüm dolu maskeliler balosu?

Bir tabak  yemeği kırmızı katiller ve kırmızı köpeklerin sofrasından kapmak için mi bu kırmızı panjurlu  soytarılıklarımız? Ölümsüz aşklarımızın katilleri olmak için mi yaşamak sebebimiz?
"İlk 50 Öpücük"misali unutup unutup daha kaç kişi gömeceğiz mezarlara kanlı ellerimizle ve ardımızda kaç sahipsiz mezar bırakacağız?


"Hülya Hülya Hülya Hülya
Hülya neden böyle Hülya derdini söyle
Hülya gönlünü eyle Hülya"

  Hatırlar mısın Hülya? Bir filmin zeytin düşmüş nar ekşili göbeğinde şöyle diyordu:

     "Eğer sevdiğimiz kişiler bizden çalınmışsa, onları uzun yaşatmanın yolu, onları asla sevmekten vazgeçmemektir. Binalar yanar, insanlar ölür; ama gerçek aşk, ölümsüzdür. 
               The Crow/Ölümsüz Aşk 
                                


Yaşamak dedi ustalardan biri.
Sen yaşıyor musun ki dedi ey rahmetli?İnan ki yaşamıyorsun sen ;çünkü sen hiçbir şeye inanmıyorsun ve hiçbir dava uğruna kırılmadı hiçbir dişi-n.

"Yaşamak isteyenlere duyurulur."  dedi , ustalardan biri.Ve kırbacını şaklatıp göğe doğru bakarak:

 Yaşamak tek başına ve çırılçıplak aç köpekler gibi yaşamaktır dedi.
Yaşamak kardeşini kuyudan çıkarmak ve  yaşatmaktır Ruanda'da.Yaşamak ölmek üzerine değil yaşamak üzerine köprüler kurmaktır...Aldanmaktır ama asla aldatmamaktır.Şu köşede gördüğünüz kafesteki aslan olup miyavlamak değil ;aslan olup sevdiğine sarılmak ve sevdiklerine gözünü kapatmayıp cennetler yaşatmaktır....

Yaşamak ölümsüz aşktır,aşkını yaşatmaktır....

Aşk  hem en büyük yardır, hem de en büyük yaradır.Ama bütün sevişmelerden sevdiğinin yaralarını tek tek öpüp çıkmaktır  muzaffer komutanlar gibi....

Derin bir Enderun'da ve en derin , kör bir  kuyunun sıfır noktasında umuttur.Yusuf'a yeniden bin bir defa sarılıp sarılıp doymamaktır yaşamak.....Yaşamak çakallarla dansa durmak değil; aslanlarla aç yatmaktır,ama onurlu ölmektir yaşamak üzerine.... 

Yaşamak kardeşinin etini yememektir,yedirmemektir leş kargalarına. Kardeş selinde, sevda rüzgarında nefessiz kalmak ama yine de aşka  nefes almaktır....

          Ve ayet ustaya döndü gülümseyerek.Sus da beni dinle,ustaların ustası konuşacak  dedi:

﴾11﴿ "Dediler ki: "Ey babamız! Niçin, Yûsuf hakkında bize güvenmiyorsun? Oysa biz onun iyiliğini isteyen kimseleriz.
﴾12﴿ Yarın onu bizimle beraber (kıra) gönder de bol bol yesin içsin, oynasın; onu mutlaka koruruz."
﴾13﴿ Babaları, "Doğrusu onu götürmeniz beni endişelendiriyor; farkında olmadığınız bir sırada onu kurt yer diye korkuyorum" dedi.
﴾14﴿ Dediler ki: "Biz böylesine kalabalık iken onu kurt yerse o zaman gerçekten bize YAZIKLAR OLSUN!"
           Yusuf suresi/11-14

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?