BATAN BİR AŞKIN HİKAYESİ

Behçet Darğın

1 yıl önce

Sinema, insan yaşamının önemli bir parçası haline geldi. Drama, korku, gerilim, aksiyon, tarihi, komedi… Hangi kategoride olduğuna bakmaksızın sinema ile hemhal olmak, film izlemek, yeni dünyaların kapısını açar ve yeni bakış açıları kazandırmanın yanı sıra harika bir eğlence aktivitesidir. Yoğun iş yükü altında stresli bir yaşam sürdüren günümüz insanı, bir filmle stresini üzerinden atar ve zihnen dinlenebilir. Ayrıca etkisinde kaldığımız, beğenimizi kazanan, içimizdeki düğümleri çözen unutulmaz filmler de vardır. Bu filmleri tekrar tekrar izleriz, arkadaşlarımıza tavsiye ederiz, günlük hayatımızda repliklerini kullanırız, kahramanlarıyla özdeşlik kurarız…

   Titanik, yönetmen James Cameron tarafından çekilen ve 1997 yılında izleyici ile buluşan, sinema tarihinde unutulmaz bir filmdir. Felaket, epic, drama, aşk temalarını işleyen film, 15 Nisan 1912’ de batan dev Titanik gemisi faciası üzerine kurgulanmış bir aşk hikâyesini anlatmaktadır.

   Film; hikâyesi, karakterlerin doğal davranışları, görsel efektleri, müziği ve anlam dolu replikleriyle izleyiciyi büyülemiştir.

  İzlenme rekorları kırarak dünya çapında büyük bir başarı elde eden film, 14 dalda Akademi Ödülüne aday gösterildi ve 11 dalda ödüle layık görüldü. İzleyicinin beğenisini kazanan film, hala sinemaseverler tarafında sevilerek izlenmektedir.

   Başrollerinde başarılı oyuncular: Leonardo Dicaprio(Jack) ve Kate Winslet(Rose) ‘ in oynadığı film, Jack ve Rose’ un efsanevi aşk hikâyesini konu alır.

  Zengin, genç ve güzel bir kadın olan Rose, soylu bir ailenin kızıdır. Ve annesi tarafından zengin biriyle evlenmeye zorlanır. Jack ise alt sınıfa mensup, fakir bir ressamdır.

   İngiltere’den New york’ a giden Titanik gemisinde şans eseri karşılaşan ikili, tanışırlar ve birbirine aşık olurlar. Aralarındaki sınıf farklılığına aldırmadan aşklarını sürdürürler. Gemi, buz dağına çarpıp batmaya başladığında Rose ve Jack kurtulmak için verdikleri amansız mücadele ile izleyicilerin hafızasında önemli bir yer edinirler.

TABULAR YIKILIYOR

   Titanik filmi,  toplumda tabu olarak kabul gören konuları ele alır ve verdiği mesajlarla bu tabuları yıkmaya çalışır. Yönetmen filmiyle; sosyal sınıf, cinsiyet, kadın-erkek ilişkisi, teknoloji gibi tabuları yıkmaya çalışır.

   Titanik gemisindeki yolcuların çoğunluğunu soylular oluşturmakta. Ve bu soylu kişiler geminin üst tarafında eğlenirler, fakirler ise geminin alt tarafında kendi aralarında. Titanik faciası sırasında soyluların kurtarılmasına öncelik verilir ve fakirler kaderine terk edilerek insanlar arasındaki “sınıf farklılığına” dikkat çekilir. Farklı sosyal sınıflardan gelen Jack ve Rose’ un birbirlerine aşık olması sosyal sınıf tabusunu yıkmıştır.

    Kadın- erkek ilişkisinde, erkeğin kadına çıkma teklif etmesi kabul gören bir anlayıştır. Rose, burada cinsiyet tabusunu yıkar ve ilişkilerini başlatan taraf olur.

   Tanrı bile batıramaz denilen dev geminin buz dağına çarpıp batması,  insanların teknolojiye olan güvenlerini önemli ölçüde sarsar. Teknolojiye olan mutlak güven tabusunu yıkan film, insanları toplumsal normları sorgulamaya iter.

   Film, izleyicinin kafasında bazı soru işaretlerine de neden olur. Jack ile Rose aşkının ve batma esnasında müzisyenlerin müziklerini çalmaya devam etmelerinin gerçek olup olmadığı, kaptanın buz dağının varlığından haberinin olup olmadığı…merak edilen konular arasındadır.

  Sonuç olarak; Titanik felaketini insanların hafızasında tekrar canlandıran film, insanlar arasındaki sınıf farklılığını ve insanların hayatta kalma mücadelesini vurgulamaktadır. Bunlara ek olarak sınıf farklılığı, soyluluk, fakirlik, nefret, öfke gibi etkenlerin sevgi, aşk, tutku ve bağlılık gibi duyguların karşısındaki acizliğini de gözler önüne seriyor.

  Jack ve Rose’ un tutkulu aşkını anlatan Titanik filmini izlemenizi tavsiye ederim.

  Filimden anlamlı bir replikle yazımı noktalıyorum.

“Bir bilet kazandım, Rose. Hayatım boyunca başıma gelen en güzel şeydi. Bana, seni getirdi.”(Jack)

YAZARIN DİĞER YAZILARI