Değişim her zaman iyileştirir mi?

Behçet Darğın

9 ay önce

Hayatımıza yabancıların dahil olması ya da sevdiklerimizin hayatımızdan çıkmasıyla, hikayemiz yeni bir şekil almaya başlar. Dahil olma ve çıkma döngüsü, küçük ya da büyük çaplı sarsıntılara yol açarak bazı kırılma noktalarına neden olur. Bu kırılmaların yarattığı değişimler, hayatımızı bambaşka bir yöne sürükler. Artık eski benliğimiz ve hayatımız geride kalır.

Bu değişim yüklü duyguları da beraberinde getirir. Hüzün, yalnızlık, özlem, heyecan, sevinç, ayrılık ve kavuşma gibi hisler, içimizde karmaşık bir atmosfer oluşturur.

Bu karmaşık atmosferde, kendimizle hesaplaşmaya başlarız. İşte tam da bu noktada, karşımıza iki yol çıkar. Zihin dünyamızda, göremediğimiz, dokunamadığımız hayali bir canavar yaratıp, onunla tükenene kadar savaşırız ve sonunda gerçeklikten uzaklaşarak ona teslim oluruz. Ya da tüm acı veren, yaralayan durumlara rağmen gerçeklikten yola çıkarak mantıklı çözümler üretiriz; yaralarımızı sararak, gözyaşlarımızı silerek... Ve bu mücadeleden güçlenerek çıkarız, duygu ve düşüncelerimizi yönetmeyi öğreniriz.

Bu bağlamda; şu ana kadar üç defa okuduğum ve iki defa da storytel’ den dinlediğim, benim için önemli bir kitap olan ” Martin Eden” ‘dan bahsetmek istiyorum.

"Martin Eden" Amerika’ lı yazar Jack London'ın etkileyici romanı, kişisel gelişimle sosyal sınıfların çekişmesini bir araya getiriyor. Ana karakter Martin Eden, yoksul bir denizci olarak yaşarken, zengin bir ailenin kızı olan Ruth ile karşılaşır ve hayatı bir anda değişir. Ruth' un kültürel seviyesine yetişmek  için okumaya başlar ve yazar olmaya karar verir. Bu süreçte yaşadığı zorluklar ve mücadele, gerçek değişimin ve gelişimin önünü açıyor. Martin, sosyal statü farklarını yok sayarak, hayatının kırılma noktalarında cesurca yol alıyor. Maddi zorluklarla da boğuşan Martin, en sonunda kendi hayat hikâyesini yazarak ün kazanmayı başarıyor. Artık Martin Eden, tanınan önemli bir yazardır. Adı gazete ve dergilerde çokça geçmeye başlıyor.

Evet, hayatımızın akışında değişimler kaçınılmazdır ve bu değişimlerin bize getirdiği yeni fırsatlar da her zaman vardır.  Martin Eden'ın hikayesinde olduğu gibi, kişisel çabalarımızla aşabileceğimiz sınırlar her zaman olacaktır. Değişimin bize sunduğu fırsatları değerlendirip, güçlü bir şekilde çıkmak da elimizde. Sorumuza gelecek olursak, değişim her zaman iyileştirir mi?

Ondan nasıl yararlanacağımızı bilirsek, evet her zaman iyileştirir.

Sonuç olarak; hayatımızın her döneminde dönüşümü yönetebilir ve değişimin iyileştirici gücüyle yol alabiliriz. Dünya edebiyatında önemli bir yer edinen “Martin Eden” hayallerimizin peşinden gitmenin zorluklarını, mükafatlarını, başarı ve başarısızlık arasındaki ince çizgiyi gözler önüne seriyor. Bu kitabı okuduğunuzda, kendinizle ilgili pek çok şey bulacaksınız. Bu nedenle “Martin Eden” a kitaplığınızda  mutlaka yer vermenizi tavsiye ederim…

Son sözü Martin Eden’ a bırakarak yazımı noktalıyorum: ”En ağır silleleri vursa da kader, ezilir belki ama eğilmez başım. ”(syf.325) 

Keyifli okumalar….

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI