HALKIN SESİ

AKP VE NEPOTİZM

Fransızca menşeli “nepotizm” kelimesi Türk Dil Kurumu’nun Güncel Türkçe Sözlüğünde “akraba ve yakın arkadaşları kayırma” şeklinde karşılık bulmuştur.

AKP VE NEPOTİZM
19-06-2015 20:42
Google News

Rönesans dönemine kadar uzanan nepotizmde liyakat, kariyer ve objektif kriterler tamamen ters yüz edilir ve sadece kan bağı, cemaat bağı, arkadaşlık bağı gibi unsurlar ön plana çıkar. Nepotizm, toplumun temel dinamikleri olan adalete ve hakkaniyete balta vurmakla kalmayıp toplumda haset, ifsat, gıybet gibi kötü huyları veba gibi yayan zehirli bala benzer.

Adalet ve Kalkınma Partisinin nepotizmle ilişkisini ortaya koymadan önce partinin iktidara geldiği 2002 yılından tek başına iktidar olduğu 2015 yılına kadarki icraatlarını bir iki cümleyle kısaca değerlendirelim.

                  İktidara geldiği 2002 yılından 2009 yılına kadar siyasi perspektifini millete hizmet ve özgürlükler noktasında temellendiren Adalet ve Kalkınma Partisi, ne yazık ki, 2009 yılından sonra ülkeyi Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde kutuplaştırıcı, içe dönük ve çatışmacı bir noktaya sürükledi. Kimilerince paralel yapı kimilerince hizmet hareketi veya cemaat denebilecek yapıyla mücadele adına avize dükkanına girmiş fil misali her tarafı kırıp dökmeye başlayan Adalet ve Kalkınma Partisi, nepotizm pisliğine bulaştığını fark edemedi veyahut görmezden geldi. Biz iyi niyetle yaklaşıp fark edemedi diyelim. Nitekim Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Memur-Sen’in kongresinde sarf ettiği şu sözler bu fark edemeyişi destekler niteliktedir: Hangi etnik kökenden olursa olsun, nereden gelirse gelsin tüm memurların eşit olduğunu söyleyen Başbakan Davutoğlu "Bizim kültürümüzde nepotizm yoktur. Ehliyet ve liyakat tek kriterdir. 'Bu benim tanıdığımdır' diye devletin yönetilmesi çöküşe yol açar" değerlendirmesinde bulundu.

                Ahmet Davutoğlu’nun yukarıda zikrettiği hususları odağa memleketim Batman’ı alarak irdeleyelim. Sınav puanına dayalı yönetici atamaları iptal edilip değerlendirme formlarına göre yönetici atama şekli yasalaştıktan sonra Batman İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığına Memur-Sen’in eğitim alanında örgütlü sendikası Eğitim Bir-Sen’in uzun yıllar başkanlığını yapmış biri getirildi.

                 Bir haftaya yakın süre hem sendika başkanlığı hem de milli eğitim müdür yardımcılığını aynı anda yürütmesi bir yana sendikacı kimliğinden ötürü pek çok eğitimciyle çatışan bir insanın il milli eğitim müdür yardımcılığına getirilmesinin Batman’daki muhalif sendikalara üye eğitimcileri tedirgin ettiği aşikardır. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “yavru paraleli” olmaya namzet yandaş sendikanın bununla yetinmeyeceği de aşikardı. Nitekim ilk değerlendirme sürecinde kendi sendikalarına üye olmayan pek çok müdürü, sayın Davutoğlu’nun tek kriter olarak gördüğü “ehliyet ve liyakat” kriterlerini görmezden gelerek elediler. Bu aşamadan sonra muhalif sendikalar direnç göstermelerine rağmen bir neticeye varamadılar. Batman’daki yerel gazetelerin arşivlerine bakıldığında yavru paralel sendika hariç diğer sendikaların bu konudaki mücadeleleri, eylemleri ve uyarıları açıkça görülecektir.

                  Asıl konumuzdan daha fazla uzaklaşmadan Batman milli eğitim müdürlüğündeki kadrolaşma ve akraba kayırma iddialarımızı ispatlamaya başlayalım. Atamadan sorumlu şube müdürü sözünü ettiğim Eğitim Bir Sen eski başkanının Memur-Sen Toki yönetiminden arkadaşı. Milli eğitim müdür yardımcılarından biri Batman AKP milletvekilinin dayısının oğlu. Diğer milli eğitim müdür yardımcısı, maliye bakanı Mehmet Şimşek’in danışmanının kardeşi. Milli eğitim şube müdürlerinden biri AKP il genel meclisi üyesinin oğlu. Diğer şube müdürlerinden biri maliye bakanının okuldan arkadaşı. Bir başka şube müdürü AKP eski milletvekilinin arkadaşı. Bu veriler bile milli eğitim müdürlüğünde nepotizmin ne denli yaygın olduğunu ispatlamaya yeter, ancak biz bununla yetinmeyeceğiz. Görev süresi uzatılmayan müdürlerden sonra ikinci adaletsiz, liyakatsiz uygulama yeniden ve ilk defa müdür görevlendirmeleri için yapılan mülakatta ortaya çıktı. Bu kez sırığa sarılarak uzayan fasulye misali bir vekile, bir genel meclis üyesi yakınına, sendikadaki başkanına sarılarak yükselen bürokratlar da “biz büyüklerimizden böyle gördük” edasıyla mülakatta ve kurucu müdür görevlendirmelerinde kendi yakınlarını kayırmaya başladılar. Atamadan sorumlu şube müdürünün kız kardeşi mülakattan 86,40 alarak, yine milli eğitim müdür yardımcısının akrabası 89,80 alarak atandı. Diğer şube müdürünün akrabası iki ay içinde iki farklı okulda müdür olarak görevlendirildi. Milletvekilinin kız kardeşi bir okulda müdür olarak görev yapmakta. Bununla da yetinmeyen vekil, müdür olarak görev yapan kızkardeşinin yerine atanan/görevlendirilen müdürü, kızkardeşinin rahatını kaçırmama adına başka bir okulda görevlendirdi.

                Sizlerin de fark ettiği gibi alenen bir kıyım yapılmakta ve milletin verdiği oylar akrabalara, eşe dosta mevki ve makam olarak geri dönmektedir. Dindar ya da dindar etiketli insanların zehirli bala benzeyen bu makam ve mevki kapma sevdasına niçin giriftar oldukları ayrıca araştırılması gereken bir konu. Bu değerlendirmeyi başka bir zamana bırakıp Nepotizm temelli böyle bir adaletsizliğin, liyakatsizliğin olduğu ortamda halkımız sessiz durmamalıydı. Ve nitekim 7 Haziran seçimlerinde iktidar partisine şiddetli bir tokat indirdi. Başbakan Davutoğlu’nun tespit ettiği gibi “bu benim tanıdığımdır” mantığıyla devletin yönetilmesi devleti şu an için çökertmedi ancak açık olan şu ki bu mantık Adalet ve Kalkınma Partisi’ni    -böyle devam ederse-çökertecek.

                İktidar partisi mensuplarının yakınlarını kayırdıkları böyle bir ortamda Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, Hakan Albayrak’ın AKP’nin tek başına iktdidarını İslam ve ümmet için yegane kurtuluş reçetesi olarak gören “Bu seçimde AK Parti’ye bir ders verelim” başlıklı yazısını mesaj olarak seçmene göndermeleri de çok anlamlı gelmemiş olacak ki yüzde 9’luk bir düşüş yaşandı. Bu düşüşle seçmen iktidar partisine şöyle bir mesaj vermiş oldu: İş eşe dosta makam mevki vermeye gelince İslami hassasiyetleriniz aklınıza gelmiyor da anketlerde oy oranında düşüş yaşanınca mı İslami duyarlılığınız aklınıza geldi. Madem ümmeti o kadar düşünüyorsunuz ümmetin selameti için size oy kaybettirecek fiillerde bulunmayın. Bu konuda fedakarlığı öncelikle sizin ve yakınlarınızın göstermesi daha isabetli bir davranış olacaktır.

                 Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidarı kaybetmesinde Roboski’nin, anadilde eğitime karşı mesafeli duruşunun, Diyarbakır’daki patlamanın, Erzurum’daki diri diri yakılarak katledilen masum insanın payı kadar olmasa da bu haksızlıkların ve hukuksuzlukların etkili olduğu kanaatindeyim.

                 Rabbimden niyazım ülkeyi yönetecek kişilerin daha önce yapılan yanlışlardan ders çıkararak çoğulculuğa, çok sesliliğe saygı gösterip adil bir yönetim sergilemeleridir.

Batmanlı Eğitim Gönüllüsü

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?