Yaşamak isteyenlerin ve yaşam sevincin öldürüldü bir gün daha. Yaşar Kemal'in dediği gibi: bu ülkede dört şey olmayacaksın; kadın, çocuk, ağaç, sokak hayvanı. 'Yaşayan' tanımına uyan her şey ölüyor-öldürülüyor. Suçluyuz, sen de suçlusun. Çünkü sadece üzülüp kınıyoruz!
Evet kadınız! Cennet bizim ayaklarımızın altında ama bizde ayaklarız altındayız! Oysaki Veda hutbesinde bir ses yükselip 'Kadınlar size Allah'ın emanetidir.' diyor. Ve yine Peygamberimiz (sav):' Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kişiler değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür.' diyor. Burdan bakınca ne kadar da kirlenmiş insani duygularını yitirmiş bir toplum olduğumuz ortaya çıkıyor galiba..
Yanlış yetiştirilen çocuklar, sevgiyi yanlış anlayan insanlar, saygıdan uzaklaşan tahammülsüzleşen bir toplum. Sonrası mı? Çocuklarının gözleri önünde öldürülen anneler ve o annelerle birlikte diri diri toprağa gömülen çocuklar. Bu cinsiyet meselesi değil, İnsanlık meselesi. Çünkü bu vahşeti yapan erkek ama o erkeği yetiştirense kadın. Önce insan olup insan yetiştirebilmek mesele. Yoksa isimler değişse de sonlar birbirine benzer olacak, devam edecek vahşetler.
Sınavda kopyaya ya izin vermedi diye öldürülen öğretmenler, saplantılı bir aşkın kurbanı olanlar ve adını bilmediğimiz belki de hiç duymadığınız daha birçok kadın. Ve en son, eski eşi tarafından kızların gözü önünde hunharca katledilen Emine Bulut. Yorulduk, tükendik, öldük.
Çocuklar 'anne lütfen ölme! diye ağladıkça günümüz aydınlanmayacak, gecelerimiz huzurla dolmayacak. Aydınlatacak olan eğitimdir, merhamettir ve en ağır yaptırımlardır. Bu noktada hükümetten muhalefete, kadından erkeğe, gençten yaşlıya, en uçtan en başa herkesin ayağa kalkması gerek! İnsan hayatı bu kadar ucuz, ölüm bu kadar kolay olmamalı. Özellikle kadın ve çocukların.
Evet sen de suçlusun, hepimiz suçluyuz!
Oğlan ve kızları farklı yetiştirdiğimiz için, Ataerkil zihniyeti dönüştürerek şiddet ve ayrımcılığı önleyici eğitim-çalışma-politikaları yapmadığımız için.
Evet sende suçlusun, hepimiz suçluyuz! Şiddeti meşrulaştıran, kadını nesneleştiren, ayrımcılıkları körükleyen medya yapımlarını izleyip benimsediğimiz için Kadın ve çocukların yardım isteklerine çığlıklarına sağır olduğumuz için, ihtiyaçlarına sırt çevirdiğimiz için, onları yalnız ve savunmasız bıraktığımız için suçluyuz.
Bu konuda yükümlülüklerini yerine getirmeyen her türlü kişi, kurum ve kuruluşlar! Siz de suçlusunuz! Erkek Adaletini gözettiğiniz için, bize sahip çıkmadınız onlara hak verdiğiniz için.
Evet sende suçlusun, hepimiz suçluyuz! Çünkü sadece üzülüp kınıyoruz.
BİR KALP BİN UMUT PLATFORMU KADIN BİRİM BAŞKANI
HÜLYA ÖZEL
