ACILARI KARŞILAŞTIRMAK!

22-08-2016

Dünyanın en renkli ve eğlenceli düğünleri belki de Kürtlerindir.   

Kürt düğünlerinde zılgıtlar yanık ve gür, halaylar coşkulu olur.

Düğünler, Ortadoğu’da asırlardır zulme, kıyıma ve haksızlığa uğrayan, bu yüzden de büyük acılar yaşayan Kürtlerin hayata bağlanması ve umutlarını yitirmemeleri için büyük bir moral kaynağıdır.

Kendi topraklarında yurtlarından göç etmek, Kürtlerin adeta kaderi olmuştur. Belki de bu yüzden bu dünyada ve dünyanın neresine giderlerse gitsinler kültürlerini, düğünlerini de oraya taşır Kürtler.

Bu yüzden Gaziantep gibi metropol bir kentte bir Kürt düğününün hedef alınması, büyük bir düşmanlık ve planın sonucudur.

Bu saldırı öncelikle Kürtlerin umutlarını yok etmek, acılarını katlamak için yapıldı

Dünyanın bütün iblisleri, canavarları bir araya toplansa ancak Antep’teki saldırının bir benzerini hayal edip gerçekleştirebilirler.

Yapılan vahşetin tarifi imkansız ve acı gerçekten çok büyük.

Saldırı, savunmasız, çoğu çocuk ve kadınlara karşı yapılmış.

Dünyanın hiçbir yerinde bu güne kadar böylesi bir vahşet yaşanmadı.

O barbarca saldırı sonrası acımızın artmasını sağlayan diğer bir neden de ölenlerin kimliği üzerinde yapılan değerlendirmeler ve kullanılan dildi.

Olayın duyulmasının hemen ardından olay mahallinde kimlerin yaşadığına bakıp acısını ve tepkilerini ona göre belirleyenler de oldu ne yazık ki.

Öldürülenin nasıl vahşice ve barbarca bir yöntemle öldürüldüğünden ziyade kimin öldüğünü merak etmek!

Aman Allah’ım bu nasıl bir düşmanlık bu nasıl bir öfkedir böyle.

Suruç, Diyarbakır ve Anakara’daki saldırılarda da aynı durum söz konusuydu.

Anlayacağınız yasta, acıda taziyede bile birlik olmadık.

Darbe girişimi sonrasındaki ortak tepki ve birliktelik, Antep katliamı sonrası oluşmadı. 

Bu da toplumda gittikçe bir ayrışmanın olduğunu gösteriyor.

Bir de gizliden gizliye hasımlık yapanlar, bu yüzden de yapılan katliama sevinenler var.

Yani bazı kesimler, çatışmayı ve hasımlığı dışa vurmadan içinde sürdürüyor.

Buna da Antep saldırısından sonrada TV ekranlarında ve sosyal medyada açıktan açığa tanık olduk.

Olaya bir de bu açıdan bakıldığında bu çok tehlikeli bir durum söz konusudur.

Bu katliamları gerçekleştirenlerin bir hedefi de kuşkusuz toplumda bir kargaşa ve iç savaş çıkarmaktır.

Katliamlar ve şiddet tırmandıkça insanlar arasında kuşkular, nefret ve ayırışıma da artıyor.

Aynı zamanda toplumda açıktan açığa bir ahlaki çöküşe de neden oluyor.

Neredeyse acıları karşılaştıracak bir hale gelmişiz.

Oysa acıları karşılaştırmak yerine yasta ve taziyede birlik olup acıları azaltmak için paylaşmak gerekir.

Şu da bir gerçek ki, kendine ait gördüğü acısını başka bir acıyla kıyaslayarak “o benim acımı neden kınamadı” diyerek yapılan vahşeti görmezden gelenler var.

Ne yazık ki toplumsal gerçekliğimizin tam da bu noktada olduğunu Antep olayından sonra bir kez daha gördük.  

Sözün Özü; Kimden ve kime gelirse gelsin fark etmez neticede şiddet, ayrışmayı ve duygusal kopuşu tetikliyor…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?