ALLAH(C.C) YOLUNDA DAVET

06-01-2021

Allah (c.c.) Yolunda davet: Allah’a  Kulluk,  Allah’tan başkasını kendilerine  Rab ve İlah edinmemektir. Dini , Allah’a has kılmak, kalpleri nifak ve çelişkili fiillerden temizlemek.  Zalim, sapık , yeryüzünü, fesada boğmuş sistemleri, kökünden değiştirip, otoriteyi  Tagutların elinden alıp, Allah’a  ahirete iman eden, İslam’ı  hayat nizamı kabul eden insanları başa getirmek. Her Müslüman’ın vaz geçilmez vazifesidir. Bunun için Allah(C.C.) Y olun da davet Müslüman olmanın ispatıdır. ‘’(İnsanları) Allah‘a davet eden, değer üreten ve ben (Allah’a) Kayıtsız şartsız teslim olanlardanım diyenden daha güzel sözlü kim olabilir? ’’(Fussilet suresi;33.ayet)
Günümüz insanlığı cehalet ve gaflet perdesiyle örtülmüştür. Gerçek bilgi Kur’an-ı kerimden yoksun bu insanlığı, Rabbiyle tanıştırıp hakikate ulaştırmak, en önemli gayret ve uğraşımız olmalı. İman edenler birlikte ALLAH’A teslim olmalı. ‘’Ey iman edenler, hepiniz (tüm kalbinizle Allah’a teslim olarak; huzur ve mutluluğun teminatı olan, Rab ve İlah bir tek Allah’a boyun eğme esasına dayanan dine) İslam’a  girin ve sakın şeytanın adımlarını izlemeyin! Çünkü o, sizin apaçık düşmanınızdır.’’(Bakara suresi;208.ayet) Allah’a inanıp, içerisinde yaşadıkları tagut isisteme tabi olanlar münafıktır. Müslüman Tevhidin hâkimiyeti için çalışır. Aksi halde kişi nifak içindedir. Kendi çıkarlarına uygun fetvalarda üretseler konum ve durumları değişmez. Müslüman için hayatın her anında Allah’a tabi olmak şarttır. ALLAH’IN boyası ile boyanması Müslüman’ın vaz geçilmez özelliğidir. Günde beş vakit salatı ikame ederken, ‘’ yalnız sana kulluk eder, yalnız sende yardım dileriz’’(fatiha suresinde ) değip te sosyal hayatta taguti sisteme uymak çelişkinin alasıdır.
Günümüz Müslüman’ın en önemli görevi; dünyayı idare eden  küfürkendi eliyle kurduğu sistemleri bu gün kendisi yıkmaya başladı.Sanal gerçeklik insanlığın sonu. Tasarlanmış bir dünya. Nano teknoloji ile insan anten haline gelecek. Dijital teknoloji dünyayı sevk ve idare edecek. onların idare ve sultasından kurtulup, Dijitali iyiye kullanıp, ALLAH’IN Nizamı İslam’ı hükümran kılmaktır. Bunun için mücadele ve gayret etmek, her Müslümana farzdır. Her şeyin kuralı vardır. Kural dışı çabalar, istenen şeyi elde etmeyi mümkün kılmaz. Resul Muhammedin hayatı, İslam’ı hükümran kılmanın en büyük örneğidir. İslam’ın ve samimi kulluğumuzun gereğidir. Güzel haslet ve ahlak sahibi inananların bir araya gelip, İslam cemaatini oluşturmaları birlikte küfürle mücadele etmeleri şarttır.
  İslam cemaatini oluşumu ile özlenen, ideal dünya ve ahiret saadetini getiren, Allah’a kulluk bilincinde olan sistem oluşur. Bunun için geleceği oluşturan gençliği Kur’an-ı Kerim ile tanıştırıp, Rabbi ile konuşur hale getirmeli. Gençliğin, Kur’an tutan eli, gören gözü, söyleyen dili olmalıdır. Bunun için azami gayret etmeli, her türlü menfi davranış ve güçlüklere karşı sabrederek yola devam etmelidir. Hakkın tahakkuku, batılın yok edilmesi üstün gayret ve çaba ürünüdür. İnanç ve fikir hastalarını öğütle sağlığa kavuşturmaya çalışmaktır. ALLAH’IN buyruğu ‘’ Öyleyse sizler  hayra çağıran, meşru ve iyi olanı öneren, kötü ve yanlış olanlardan da sakındıran bir ümmet olun! İşte onlar, evet onlardır sonsuz mutluluğa erenler’’(Al-i imran suresi, 104.ayet)  Ümmetin türetildiği kök  Anne, ümmet de insanlığa anne gibi şefkat ve merhamet abidesi kesilen toplumdur. Önce İslam’ın esası tebliğ edilecek, İslam’a davet edilerek, hakkı kabul edip kurtuluşa erme arzusunda olanlarla birlikte, ALLAH’IN rızası kazanmak içintebliğ  çabası sarf edilecek.
  İman kuvveti, ciddiyet, vakar, insaf, yüksek ahlak ve değersiz şeylerden uzak kalmayı gerektirir. Kalp mutmain olur. Davranışlarımız imanımızın testidir. İslam’a bağlı, muttaki insan olduğumuzu ispat edecektir. Temel düşüncemiz, mevcut sistemin kanun ve nizamına bağlı kalmayıp, ALLAH’IN  kanun ve nizamı İslam’a sahip çıkmaktır.‘’ Ey (Kur’an-a) iman edenler! ALLAH’A Karşı sorumluluğunuzun gereğini hakkıyla yerine getirin! Ve ALLAH’A tam teslim olmadan can verecekseniz sakın ölmeyin!’’(Al-i imran suresi;102.ayet). Madem ölmemek mümkün değil, o halde ALLAH’A teslim olarak yaşayın ve ölün! Aksi halde sizi ölümden bin beter ceza bekler.
  İslam mücahidinin şu özelliklerde olması gerekir: Kişisel üstünlükler, önce kendi nefsiyle mücadele etmesi gerekir. İnanıp yapmadığınızı başkasına telkin edemezsiniz. ALLAH’A hicret şarttır. ALLAH’IN emir ve yasaklarını önce kendi nefsimizde tatbik edeceğiz. Sonra aile, akraba, dostlarla ve çevremize tebliğ edeceğiz. İslam’a davet çalışmalarımızda , hastaile değil, hastalıkla uğraşmak gerekir. Gaflet ve sapıklığa karşı hidayeti tavsiye etmeliyiz. İyilik, yücelik, sevgi ve şefkatle yaklaşmalıyız. ALLAH’IN Yolunda olduğumuzu ispat etmeliyiz. Davetin canlı örneği olmalıyız. ALLAH(C.C.) İçin seven, buz eden, ALLAH(C.C.) için veren ve ALLAH(C.C.) için men eden kişi olmalıyız. Bunun için Muhammed  Rasulün bildirdiği şu hususları yerine getirmeliyiz.
  Gizli ve açıkta ALLAH’TAN korkmak! Öfke ve rıza halinde hak sözü söylemek! Bolluk ve darlıkta iktisatlı olmak! İyilik yapmayana iyilik yapmak! Zulmeden kimseyi affetmek! Susman tefekkür, konuşman zikir, Bakman ibretlik olmalı. İyiliği emredip, kötülükten men etmek gayen olmalı. Kişisel niteliklerden başka, sosyal hayatımızın tesisi ve korunması için ayrı üstünlüklere ve ahlaka ihtiyacımız vardır. Toplum uyumunu sağlamak, ondan faydalanmak için, üyeler arasında karşılıklı sevgi, yardımlaşma, bir birine hakkı ve sabrı tavsiye şarttır. Bu aziz İslam davası uğrunda birlikte hareket, destek ve bütünleşmek gerekir. Kur’an-ı Kerim: Sosyal ahlak ve dayanışmadan sıklıkla bahseder. Resul hadislerinde bu görüşlerin topluma mal edilmesini vaz eder. Sosyal hayatta esirgeme ve fedakarlık olmazsa toplumda inkılap gerçekleşmez. Her Müslümanın vazifesi toplumda İslam’ın gerçekleşmesi için LA İLAHE İLLALLAH Bilincini oluşturması gerekir. Bunun için düşünerek , tefekkür etmeli, çalışmalı. Kur’an-la hem hal olarak, Resulünün haliyle hallenerek, hayatı idame etmektir. Ne mutlu ALLAH(C.C.) Yolunda davet ederek hayatını yaşayarak son nefesini verenlere. Selam ve dua ile.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?