Sivil toplum, işlevini tam olarak yerine getirdiğinde bir yerde halkın nefes borusudur.
Demokratik toplum, hesap verebilen ve soran bir kültürün gelişmesinin de öncüsüdür.
Gönüllüğün, hesap verebilirliğin, bilgi paylaşımının, şeffaflığın, demokrasinin gelişimini sağlarlar.
Sivil toplumun sustuğu, durağanlaştığı, alanın daraldığı yerde halk, daha az söz sahibi olur ve sesi daha gür çıkar.
Batman’da çok güçlü bir sivil toplum yapısı var.
Bu bir bakıma şehrimizin en önemli özelliklerinden ve zenginliklerinden biridir.
Sivil Toplum Kuruluşu (STK) sayısı 500’ü geçiyor.
Bu zenginlik doğru temelde işlediğinde demokratik işleyişin oluşumuna etki yapar.
Özellikle 2000 yılından başlayarak 2016 yılına kadar şehir olarak bunun etkilerini ciddi bir biçimde hissettik.
Ancak son zamanlarda şehrimizde sivil alan gittikçe daralıyor.
Kutuplaşıp, kendi kabuğuna çekiliyor.
Sivil toplum çalışmalarında bu, açık bir biçimde hissedilip görülebiliyor.
STK’lar arasında diyalog ve iletişim ağı gittikçe azalıyor.
Bu durum, güven ve üye sayısını da etkiliyor.
Sadece suya sabuna dokunmayan türde etkinlikler ve çalışmalarla gündeme geliyorlar.
Bu nedenle gittikçe etkileri azalıyor.
Güçlü, kararlı irade sahibi STK’lar, gittikçe korkak, tedirgin ve kaygılı bir hal alıyor.
Kamu ile STK’lar arasında da aynı şekilde bir durum söz konusu.
Kamu da STK’lara, sorunlu hep kişisel taleplerde bulunan yapılar olarak bakıyor.
İdeolojik kaygılar ön plana çıktığından STK’lar da gruplaşma ve karşılıklı ön yargılar gittikçe artıyor.
Bir takım kaygı ve korkulardan dolayı geleceğe dair plan ve programlarını oluşturamıyorlar.
Bu nedenle güçlü yanlarını birer birer kaybediyorlar.
Bölük pörçük şekilde bir görüntüleri var.
Bu tabloya en son kentin ortak aklı olan Kent Konseyinin yeniden aktif hale getirilmesi çalışmasında şahit olduk.
Bir kesimin, BATSO, Baro, TMOBB ve Muhasebeciler Odası öncülüğünde yeniden Kent Konseyini inşa etme süreçlerinde ve Kent Konseyi için tarafsız bir başkanın belirlenmesi süreçlerinde net bir biçimde ortaya çıktı.
Toplumsal sorunları gündeme taşıma ve çözme noktasında önemli bir aktör olan STK’lar ne yazık ki sahada görünmüyorlar.
Sivil alan daraldıkça daralıyor.
Batman’da sivil toplum, gelişebilmek için üzerlerindeki ölü toprağı biran önce atmaları gerekir.
Rol ve sorumluluklarını tekrardan yerine getirmeliler.
Şehrimizin ortak paydasında bir araya gelebilme anlayışını geliştirmeliler.
Kendi kabuğuna çekilip birbirleri ile didişme ve ayrışmayı bir kenara bırakmaları gerekir.
Her şeyden önce siyasilerin veya kurumların güdümüne girmemeliler.
Hür iradeleri ile tarafsız bir şekilde davranıp sivil alanın daralmasını önlemelidirler.
