BATMAN’IN SAHİPLERİ KİM?

29-05-2020

Zaman,  zaman sorunlar yığılınca hemen sarıldığımız bir sitem var hep;
“Batmanın sahibi kim?”
Ancak bu güne kadar Batman’ın gerçek sahipleri kim olduğuna dair soru tam olarak yanıt bulmadı.
Sahi, Batman’ın sahipleri kimler?
Bu yazıda biraz bu meseleyi deşelim;
Mevki makam sahipleri mi?
Büyük servet sahibi kodlanmanlar mı?
Milletvekilleri, Belediye Başkanları, meclis üyeleri, muhtarlar mı?
Sivil toplum örgütü ve oda başkanları mı?
Ya da Batman’da yaşayan herkes mi?
Gerçekten bu soruya artık gerçekçi bir cevap bulmak gerekir.
Bir de soruyu tersinden soralım;
Yetki, şehrin tapusunu elinde bulundurmak mıdır?
Zenginlik, şehre karşı aidiyet duygusunu geliştirir mi?
Seçilmiş olmak, kentin geleceğine karşı tek başına karar vermek midir?
Sivil otoritenin gücü ve kapasitesi tek başına buna yeter mi?
Şehirde yaşayan her birey, şehrini sahiplenme bilincine sahip mi?
Soruları daha da çoğaltabiliriz elbette.
Ama daha çok kafa karışıklığı yaratmamak için bu kadar soru yeter.
Bu soruların cevabı ne tek başına “evet” ne de, “hayırdır” kuşkusuz.   
Ama sahiplenme ve aidiyet duygusu bir şehrin geleceği açısından çok önemlidir.
Bir kentte yetkisi serveti, konumu ne olursa olsan herkes her şeyden önce bir bireydir.
Yani önce birey olarak gönüllülük temelinde yatan sorumluluk hissiyatına sahip olmak, bu yaşam biçimini benimsemek gerekir.
Bir şehirde sorumluluk sahipliği ve aidiyet, kentlilik bilincini de artırır.
Kentin sahiplenmesi tek başına bir kurumun bir topluluğun himayesinde ve yetkisinde değildir.
Sahiplenme, kolektif ve çoğulculuk şekilde gelişmelidir.
Ancak Batman’da ne yazık ki böyle bir zemin olmadığı için böyle bir oluşum da yok.
Bu nedenle “Batman’ın sahibi yok” diyenlerin siteminde haklılık payı var.
Çoğunluk, bu şehrin nimetlerinden sadece nemalanma derdinde.
Şehrine gönülden bağlı sadece küçük bir azınlık var diyebilirim.
Bu nedenle şehrimizin değerleri bir bir yok oluyor.
İnsanlarımız Batman’a karşı yabancılaşıyor.
Ortak paydada bir araya gelmiyor.
Bu dağınıklık en çok da bu şehrin nimetlerinden faydalananların işine yarıyor.
Çünkü istedikleri gibi at koşturuyorlar.
Koltuklarını sağlamlaştıranlar, servetine servet katanlar, astığım astık kestiğim kestik anlayışı ile hareket ediyorlar.
Bunların mevkisi ne olursa olsunlar bunlar bu şehrin sahipleri olamazlar.
Bu şehrin sahipsiz olduğu karamsarlığına kapılmıyorum hiçbir zaman.
Çünkü şehrini seven, koruyan az da olsa bir kesim var.
Her zaman bu kesimin içerisinde yer aldım.
Bu şehrin sokakları, evleri, insanları, kedileri, kuşları, ağaçlarına hiçbir zaman yabancı olmadık.
Bizi yıldırmak, bu şehirden kaçırmak isteyenlere pabuç bırakmadık.
Bu şehrin varoşlarında büyürken bu şehre vurulduk.
Çok şey kaybetmiş olabiliriz ancak hiç vazgeçmedik.  
Birçok şey öğretti bize;
Batman’dan başka bir memleket yoktur bizim için.  
Bu yüzden vazgeçmiyoruz sahipleniyoruz.
Bu şehrin bin bir masalı vardır.
Batman kendisine bir şey katanı bırakmaz.
Yerden yere savrulup vurulmasına müsaade etmez.
Bu ruhla bu inançla şehrine bağlı olanlardır Batman’ın sahipleri.
Buradayım, bu şehrin sevdalısıyım diyen herkes sahibidir Batman’ın.
Biziz Batman, Batman’da biziz, kim vazgeçse de biz asla vazgeçmeyiz, çünkü gerçek sahipleriyiz, kimliği, belleğiyiz bu şehrin.   

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?