BELEDİYE YIKSIN MI, YIKMASIN MI?

12-02-2020

Batman Belediyesinin 65 yıllık tarihinde bir ilk yaşanıyor.
Belediye mücavir alan sınırları içerisinde bulunan kaçak inşaatlar hakkında yıkım kararı alındı ve uygulanmaya başlandı da.
Kayyumun bile geçmişte yapmadığını mevcut Belediye Yönetim, göreve geldiğinden beri büyük bir cesaretle yaparak, yıkım işine girişti.
Bir kaçak inşaata daha temelde müdahale edildi, kazılan yerler dolduruldu.
İnşaat halindeki birçok bina için de yıkım kararı alındı.
Ancak her ne hikmetse mahkeme yoluyla yıkım kararlarına her itiraz edildiğinde, yıkımı durdurma kararı alındı.
Yıkım durduruldu ama inşaat sahipleri dokunulmazlık zırhına bürünmüşçesine durmadı, binalarını yükseltmeye devam ettiler.
Belediyenin yürütmeyi durdurma kararına itiraz etmesi ve itirazın kabul edilmesi üzerine de bu hafta başından itibaren yıkımlara başlandı.
Üstelik HDP’de Belediye Başkan Aday Adayı olmuş birinin binasından yıkıma başlandı.
Bu da Belediyenin bu konuda ayırımcılık yapmaksızın ne kadar kararlı olduğunu gösterdi.
Belediyenin bu radikal kararı, kamuoyunu ikiye bölmüş durumda.
Kimisi kaçak binaların, yasal açıdan Belediye Başkanı ve ilgili kişiler için oluşturduğu sorumluluk ve çarpık kentleşme açısından oluşturduğu riski bilmeden “kaçak binalara karışılmasın” diyor.
Kimisi ise şehrin geleceği ve çarpık kentleşmenin önüne geçilmesi adına belediyenin imar konusundaki hassasiyetini destekliyor.
Kaçak yapılaşma hemen hemen her şehrin önemli sorunlarından biridir.
Belediyeler bu sorunla bir türlü baş edemiyor.
Kaçak binalarla baş edilememesi, siyasi kaygılar, yaptırımların uygulanmaması, rant ve risk alamamadan kaynaklanıyor.
Bu yüzden Batman gibi şehirler geçmişte imar ile ilgili yapılan hatalar nedeniyle bu gün ulaşım, altyapı, yeşil alan ve oto park sorunu yaşıyor.
Hatta hava kirliliğinin yoğunluğu bile çarpık kentleşme ve bina yoğunluğundan kaynaklanıyor.
Her taraf betonlaştı.
Arsa sahipleri kural tanımadan arsalarının yüzde yüzünü inşaat amaçlı kullanmak istiyor.
Oysa Belediye mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek resmi ve özel bütün yapıları kapsayan 3194 sayılı İmar Kanununun amacı, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların, plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun oluşmasını sağlamaktır.
İmar Kanunu’nun amacının gerçekleşmesini sağlayacak en önemli yaptırımlar Kanunun 32. ve 42. maddelerinde yer almıştır. 
Kanunun 32. maddesinde ruhsatsız ve ruhsat eklerine aykırı olarak başlanan yapılar hakkında yapılacak işlemler, 42. maddesinde de ceza hükümleri düzenlenmiştir.  
Bu yasal mevzuatı bilmeyen yok.
Ancak buna rağmen ısrarla günümüzde şehrin ortasında birileri çok katlı ruhsatsız binalar inşa etmeye çalışıyor.
Elbette Belediyenin bu tür kişilere dur demesi gerekir.
Kaçak bina yapanlar aslında en çok da kendilerine zarar veriyor.
Çünkü o binanın daireleri için ne yapı kullanım izni ne de tapu veriliyor.
Hatta o binalarda elektrik, su ve doğalgaz hizmeti için abonelik bile yapılmıyor.
Buna rağmen bile bile kaçak inşaat yapmak, akıl kârı değil.
Aslında sadece kaçak inşaat yapana değil, o temeli kazan, o binada çalışan, o binaya hazır beton veren herkes kaçak binanın suç ortağıdır.

Bir yasal düzenleme ile hepsine ceza vermek gerekir.
Ancak bu şekilde Batman, şehirleşme açısından normalleşme sürecine girebilir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?