BELEŞE SU

28-01-2020

Doğup büyüdüğüm köyde onlarca çeşme vardı.
Şırıl şırıl sular akıyordu köyümüzün dereleri ve dağlarında.
Yüksek dağların arasında uzak bir köyden söz etmiyorum.
Batman’a 15 km mesafede Kaniraval Köyü’nden söz ediyorum.
Hani, Beşiri’ye giderken Organize Sanayi Bölgesi’ni geçtikten sonra Kire Dağı yamacındaki şirin köy.
Bu köydeki çeşmeler ve akarsular, yer alt sularından vahşice, kontrolsüz bir şekilde motopomplarla su çekilince kurudu.
Ama halen akan çeşmeler var ve halen o köyde su beleş.
Ama şehirde şimdi suya her ay para ödüyoruz.
Çünkü şehir suyu pınarlardan akmıyor, bin bir zahmet ve uğraş sonucu yeraltından çıkarılıyor.
Su şebekeleri döşeniyor.
Depolar oluşturuluyor.
Sular arıtılıp klorlanıyor.
Depolarda bekletildikten sonra şehre pompalanıyor.
Şehre su sağlama hizmetinden dolayı bir sürü elektrik ve malzeme gideri ödeniyor.
Neredeyse Belediye bütçesinin 3’te 1’i su karşılama parasına gidiyor.
Batman Belediyesi de diğer belediyeler gibi abonelerine sağladığı suya karşılık bir ücret alıyor tabi.
Meskenlere verilen suyun tonajı 2 lira.
Su temininin en büyük gideri olan elektriğe habire zam geliyor ama buna rağmen Belediye suya zam yapmayacağını duyurdu.
Aslında su, temel bir ihtiyaç ve vatandaşlık hakkıdır.
Bu hakka karşılık tıpkı bizim köyde ücret ödemediğimiz gibi bizim de para ödenmememiz gerekirdi
Nasıl ki yol, kaldırım ve parklar yapılırken bunun karşılığında vatandaştan para alınmıyorsa, su için de para alınmayabilirdi.
Hatta bana göre belediyeler, toplu taşıma için de para almamalıydı.
Ancak gel gör ki Belediyenin içinde bulunduğu ekonomik durum, bunun için elverişli değil.
Bu yüzden bu işe ticari bakmadıkça en azından su karşılamayı amorti edecek şekilde bir ücret alması, anlaşılabilir bir durumdur.
Bir de suyun israf edilmemesi için Belediyenin bazı tedbirler geliştirmesi gerekir.
Mesela tüketim tonajına ve gelir durumuna göre ücretlendirme yapılabilir.
Mesela 30 ton’a kadar 2 lira, ondan sonrası için daha fazla para alınabilinir.
Yine özellikle camilerde aşırı derecede bir su israfı söz konusu.
Mesela cami tuvaletlerinin büyük kısmında ücret alınıyor.
Buralara sayaç kurulup, su tüketimi kontrol altına alınmalıdır.
Yine Belediyenin ciddi manada su kaybı söz konusudur.
Yani büyük kısmı faturalandırılmıyor.
Buna da bir çözüm bulunmalı.
Kayıp su şebeklerinde kaçak mı var, yoksa sayaçsız su kullanan veya kaçak su kullananlar mı var?
Belediyenin bunun üzerinde durması gerekir.
Sanırım bunun nedeni bulunursa, Belediyenin suya harcadığı bütçeye de ciddi manada olumlu etkisi olur.
Bir de şehre cazibeli su sağlayacak arayışlara girmek gerekir.
Mesela Batman Barajı veya daha yukarısındaki Garzan Barajından alternatif su sağlama yolları düşünülmelidir. 
Bu önlemler ve alternatif yöntemler sayesinde belki bir gün Batmanlılar olarak beleş suya kavuşuruz.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?