ÇETE SÜRÜLERİNE DİKKAT!

02-02-2016

Hiçbir kutsalı,

İdeolojisi,

Veyahut ilke ve felsefesi olmayan bir birey, medeni toplumlarda bir hiçtir.

Bilmiyorum farkında mısınız?          

Kendilerini bir şey sanan ancak gerçekte ise bir “hiç” olanların sayısı gün geçtikçe artıyor ne yazık ki.

Günümüz Batman’ında “hiç”lerin çoğunlukta olduğu bir nesil yetişiyor.

Bu” hiç”ler çoğaldıkça kişisel vukuat ve problemler de artıyor.

Ölümlere varan şiddet olayları yaşanıyor.

Çete ve mafyalar topluma hükmediyor.

Korku salıyorlar bütün topluma.

Bütün bu olumsuzluklara ek olarak da toplumsal çıkarlar ve problemlerle uğraşmak yerine herkes birbiri ile problemli konuma geliyor.

Böyle dağınık ve birbiriyle sorunlu olan toplumlar her zaman egemenlerin işine geliyor.

Günümüzde toplumun büyük çoğunluğunun gittikçe inançsız, tepkisiz, şuursuz ve ilgisiz olmasının tabi birçok nedeni var.

Ancak önemli nedenlerden biri de “hiç” olan bireylerin, maksatlı ve planlı olarak birilerinin işine daha çok gelmesinden kaynaklıdır.

Çünkü “hiç”lerin çoğunlukta olduğu toplumu istedikleri şekilde yönetmek, uyutmak, aldatmak, kazıklamak daha kolaydır.

Aslında bütün toplumsal sorunların kaynağındaki temel neden kişilik erozyonudur.

İnançlı ve donanımlı olan bir kişiliği, bir binayı sağlamlaştıran bütün nesneler gibi yorumlayabilmek mümkündür. 

Bir binanın yıkılmasına yol açan da sağlamlaşmasına yarayan aynı nesnelerdir.

Yani sapasağlam ayakta durmak da bir binanın yerle bir olması da nesnelerin nasıl bir pozisyon aldığı ile alakalıdır.

Nesnelerin pozisyonunu belirleyen temel unsur ise dayanaklıktır.

Tabi konumuz binaların değil, toplumun genel durumu olduğuna göre, toplumsal yapının nesnesi olan bireyler şu yaşadığımız sıkıntılı süreçte ne durumda ona bakmak gerekir.

Sağlam bir toplum için tıpkı binalarda olduğu gibi dayanıklı nesnelere ihtiyaç vardır.

Sağlamlığı sağlayacak nesne de düzgün, inançlı, ilkeli, cesur, kararlı, üreten ve düşünen kişilerdir.

Bu özellikteki kişilerden oluşan toplumlar sağlam toplumlardır.

Ancak günümüz toplumuna baktığımızda bu özelliklere sahip kaç insanı görebiliyoruz çevremizde?

Bireye vurduğumuzda merhametin, şefkatin, dürüstlüğün gittikçe azaldığı,

Dostluk, akrabalık, komşuluk ilişkileri yerine bireysel çıkarların ön plana çıktığı,

Emek hırsızlığının, sömürünün, her türlü haksız kazanç elde etmenin meşrulaştığını görüyoruz.

Tefecilik ve faiz,

Kumar, bahis, şans oyunları,

Uyuşturucu madde kullanımı ve satışı,

Fuhuş ve her türlü insan ticareti,

Hırsızlık ve dolandırıcılık,

Almış başını gidiyor.

Topluma ağır zayiatlar veren bu olumsuzluklara yeteri kadar mücadele edilmiyor.

Edilmeyince de neredeyse serseriler esir alacak yaşamımızı.

Serseriler ve çetelerle yaşamak kaderimiz değildir.

Ahlaksızlığa, maneviyatsızlığa, “hiç” olan kişiliklere yol açan tehdit ve tehlikelere geçit verilmemelidir.

Yoksa toplumumuzu çete, mafya, hırsız, soyguncu ve serseri sürüleri teslim alır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?