HATİCE TÜRKAN DA EPT’LİDİR

27-11-2019

Yazının başlığından bir şey anlamadığınızdan eminim.
Bir kısmınızın, başlığı anlamadığınızdan bu satırları okuduğunuzu biliyorum.
Habercilikteki kurallardan biri de merak uyandıran başlıktır.
EYT’nin olduğuna gelince?
Sanırım çoğunuz EYT’yi bilirsiniz.
Yani;
Emekliliği yaşa takılanlar.
Aylardır yıllardır mağduriyetlerini dile getiren EYT’liler, zorunlu iş günü prim sayısı dolmasına rağmen yaşları tutmadığı için emekli olamıyorlar.
Gerçekten ilginç bir ülkede yaşıyoruz.
Kimisi emekliliği gelmesine rağmen, bulunduğu mevki ve makamı bırakmamak, daha çok para kazandığı için emekli olmamak için her yolu deniyor. Hatta mahkeme yolu ile yaşını bile küçültenler var. 
Kimisi de bir an önce emekli olmak için direniyor.
Birileri “ben emekli olmam”
Birileri ise henüz yaşı dolmamasına rağmen “illa beni emekli edin” diyor.
Bu EYT meselesi, memleket meselesine dönüştü.
Gerçekten emeklilikte yaşa takılan birçok kişi, işsiz olduğu ve başka bir geliri olmadığından mağdur durumdadır.
Ama prim gün sayısını doldurup işi olan kişilerin 45-50 veya 50-60 yaşında bir an önce emekli olup iş hayatından çekilmelerine bir anlam vermiyorum.
Tabi ki sağlık sorunu olan, zar zor prim gün sayısını doldurup işsiz güçsüz olanlar için söylemiyorum.
 Bir an önce emekli olmak isteyip tembel tembel hiçbir iş yapmayacak, üretim hayatından düşmek isteyenleri kast ediyorum.
Bana sorarsanız bu EYT tartışması biraz da işsizlik ve gelecek kaygısından kaynaklanıyor.
Sosyal devlet anlayışı ile her yurttaşın, bu ülkede yaşamını idame edebilecek ekonomik gelir güvenceleri olmuş olsaydı veya herkesin iş güvencesi olsaydı gerçekten insanlar bu kadar çok emekliliği ve ondan gelecek cüzi bir maaşı sorun yapmayabilirdi.
Ancak bu güvenceleri olmadığından, emeklilik meselesi bu kadar çok gündem olabiliyor.
Tabi bu meselenin bağladığı kişilerden bir taraftan hak verdiklerim de var, hak vermediklerim de var.                   
Bu EYT meselesi çözülmeden şimdi EPT çıktı ortaya.
Bunun da açılımı ise “Emekliliği Pirime Takılanlar”

Yani anlayacağın emeklilik hayali kuranlar, sadece yaşa takılanlar değil, bir de pirime takılanlar var.
Onların derdi daha da büyük.
Bunlardan biri de bizim gazetenin genel yayın yönetmeni Hatice Türkan’dır.
Sabah, akşam emeklilik için prim günlerini ve yaşını hesaplıyor.
Kim bilir emekliliği için daha kaç bin iş günü, kaç yılı var?
Ama o, güne ve prime takmadan bu ara emekliliği kafayı takmış.
Üstelik pirim gün sayısı ve yaşının dolmasına daha çok kalmasını bile bile.
Resmen erken yaşta emeklilik sendromu yaşıyor.
Şimdi emekli etseler yaşına başına bakmadan bu yaşta emekliler sınıfına geçecek.
Gerçekten hayretler içerisindeyim.
Benim tanıdığım azimli, heyecanlı Hatice Türkan 80 yaşında bile köşesine çekilip gazeteciliği bırakmaz diye düşünüyordum.
Ama son zamanlarda ciddi manada kendisinde bir yorgunluk, bezginlik ve köşesine biran önce çekilme arzusunu his ediyorum.
İster istemez bu durumu Batman Sonsöz Gazetesi ailesinin moral ve motivasyonunu da etkiliyor.
Ne etsek ne yapsak “illa da ben emekli olacağım” diyor.
Bu iş için çoktan yollara düşmüş.
Geçen hafta Ankara’daydı.
Bir sürü görüşme yaptı yetkili kurum ve siyasilerle.
Bundan bir sonuç almamış olacak ki şimdi daha büyük bir şehre, İstanbul’a gitmiş.
Bu gidişle yakında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bulunduğu Fransa’ya giderse hiç şaşmam doğrusu.
Bu EYT meselesi çıkmasaydı belki bu gün Hatice hanımın aklına emeklilik gelmez ve bu EPT meselesi de çıkmazdı

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?