İki bayramın ardından

İki bayramın ardından
05-05-2022

Çok önemli değerlerimizden olan bir bayramı daha geride bıraktık.

Diğer bir bayram da 1 Mayıs İşçi Bayramıydı.

1 Mayıs’ta işçi bayramını, 2 Mayıs’ta Ramazan Bayramını kutladık.

Pandeminin etkisini yitirmesi ile Ramazan Bayramı son iki bayramdan daha coşkulu ve heyecanlı geçti.

Sokakları çocuklar renklendirdi.

Bayramlaşma trafiği daha yoğundu.

Bayram sohbetlerinde öncelikli gündem maddesi tabi ki zamlardı.

Bayramın olmazsa olmazlarından olan etin, baklavanın kilosu 100 lirayı geçti.

Bu bayramda hayat bahalığının bayrama damga vurması, beklenen bir durumdu elbette.

Ama geçmiş bayramlarda olduğu gibi de bu bayramda da bayram gerçek manada ve ruhuna göre idrak edilmedi.

Toplumdaki kutuplaşma, ayrışma bu bayramda yine devam etti.

Bunu en çok siyasi parti ve STK’lar arasındaki bayramlaşmada gördük.

Herkes görüş olarak birbirine yakın parti ve STK’nın bayramını kutladı.

Bayram mesajlarını sosyal medya ve diğer görsel araçlarla paylaşanlar, neredeyse bir parantez açıp şu kesimin bayramı hariç diğerlerinin bayramı kutlu olsun diyecek kadar bir ötekileştirme ve düşman görme duyguları içerisindeydi.

Bu mübarek bayram gününde bile bazı kesimlerin kindarlığı geçmedi.

Keşke bu manzara bu bayramda son bulsaydı.

Herkes bayramın ruhuna uygun davranabilseydi.

Bayramda Batman Sonsöz olarak bayrama web tv’de özel bir canlı yayınla bayram nostaljisi programı yaptık.

Hatice Türkan’ın moderatörlüğünde Araştırmacı, Tarihçi-Yazar Sait Temel ve ben, eski bayramları ve gelenekleri konuştuk.

Çok faydalı ve dolu dolu bir program oldu.

Bayram tatili sürecinde kutlanan diğer bayram olan 1 Mayıs’a gelecek olursak;

Kültür Mahallesi 8 Mart Kadınlar Parkının bulunduğu caddeye yakın kavşakta gerçekleştirilen etkinlik bana göre son yılların en sönük kutlamasıydı.

Nüfusunun neredeyse yüzde 60’ı emekçi olan bir şehirde 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramına yaklaşık bin dolayında kişi katıldı.

Alana kurdukları sahneye bakıldığında tertip komitesinin bu işi pek ciddiye almadığı da görünüyordu zaten.

Kaldırım üzerine kurulan ses düzeni ile konuşmalar ve konserler verildi.

Konuşmacılardan birinin ‘Atatürk Parkında kutlama yapmamıza izin vermediler’  türünden gerekçesi, katılımın bu kadar az olması için haklı bir gerekçe değildi.

Elbette bayram arifesi, oruç günü, havanın yağışlı olması gibi gerekçeler katılımı etkileyebilir ancak tertip komitesinde yer alan sendika, STK ve siyasi partilerin sadece yönetici ve temsilcileri katılsaydı eminim bayram kutlamasına daha büyük bir katılım sağlanırdı.

Hadi Genel İş ve KESK’e bağlı sendikalar öyle böyle 1 Mayısı kutladı, ya diğer işçi ve memur sendikaları neredeydi?

Onların da bayramı olan bu günde ne yaptılar?

Sanırım hiçbir şey.

Bir basın açıklaması yapma zahmetinde bile bulunmadılar sanırım.

En azından ben duymadım.

Geride bıraktığımız her iki bayram için demem şu ki;

Bayramlar ruhuna, anlam ve önemine göre kutlanmalıdır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?