İNSANLARIN HUZURA KAVUŞMASI

17-12-2020

 Bu gün dünya gündemini oluşturan Covid:19 virüsü, insanlarda ölüm korkusu ve gelecek endişesine neden oldu. Toplumun düzeni bozuldu. İnsanlarda yalnızlık psikolojisi oluştu. İnsanlık  kaosun içine sürüklendi. Tabii ki her şeyin bir sebebi ve sonu vardır. Virüs belasını dünyaya salanlar bunun sonunu da tasarlamışlardır. İnsanlık üzerinde oynanan bu oyunun bozmanın tek yolu,  insanlığın Tevhit inancına sahip olarak, Muvahhid Müslüman olmaları.
  Dünyaya gelen bela ve musibetler, insanlığa uyarı mesajıdır. RABBİM bu musibetle bana ne mesajı veriyorsun? Diyerek, düşünmek, ders almak gerekir. ALLAH(C.C.) Hidayeti, akıl edenlere verir. Akıl etmeyenler günahı hayat tarzı haline getirenlerdir. Sosyal hayata ait bütün aşağılık bağları, insanların ruhunun, şahsiyetinin üzerine dolanmakta ve gittikçe daha çok sıkıştırmaktadır. Dünkü kölelik boyuna takılan ipti. Bu gün ise sahte sosyal ve kültürel yerleşmiş sahte bir sistem. Dün insan esir ediliyordu, bu gün ise insan değiştiriliyor. Dün kervana yapılan gece baskını, bu gün bir millete, ırka veya kıtaya karşı  gündüz ve kanlı şekilde yapılıyor. Artık yorgan, kilim, kap kacak değil, Din, kültür, tarih, medeniyet, ahlaki değerler, erdemler, maneviyatlar, milli gelenekler, yer altı ve yer üstü kaynaklar yağmalanıyor. İnsanlık dijital kopyalama ile robotlaştırılıyor, Bu gidişi durduracak, insanlığı huzura kavuşturacak  tek çare, insanların, ALLAH’IN Mesajı  Kur’an-ı kerimle buluşmasıdır.
  Dünya hayatı nasıl olsa şöyle veya böyle geçecektir. Önemli olan geçiciyi, kalıcıya tebdil etmektir.

Geçiciyi anlamlı ve dolu  geçirmek  önemlidir. Bu da ALLAH’A Kulluğun idraki ile mümkündür. Bahçıvanı  HZ.Muhammed,  kılavuzu son Resul olan, Kur’an-la hayatını inşa eden, sonsuz nimetlerin üretildiği cennete Layık olur. ALLAH’IM beni de kulluğuna kabul et! Sana hakkıyla kul olanlardan eyle! Derdini seversen, gelecekten kaygı ve üzüntü duymaz. Aşkını ispat etmiş olursun. Hidayet: yola çıkıp, uzun yolculuğu kabul edip, ısrarla vurduğumuz kapının açılmasıdır.
  İnsanların huzura kavuşması;  La ilahe illallah bilincine ulaşması, Tevhidi hayat tarzı haline getirmeleri ile mümkün olacaktır. Tevhid; Ferdi, sosyal, maddi ve manevi hayatın alt yapısıdır. İnsan hayatının temeli ve ilkesidir. Bireysel ve toplumsal ilişkiler, Tevhid esas alınarak düzenlenmelidir. Hepsinin ortak çizgisi, anlamı ve yönü Tevhid olmalıdır. ALLAH(C.C.)

Varlığın anlam ve yönüdür. Hayat O’nun la  diri, tabiat O’nun la canlıdır! Hayat ve tabiat O’nun la iradeli, değerli, yüce hedef ve azamet sahibidir!  ALLAH’SIZ varlık değersiz, leş ve cansızdır.   
  Günümüz insanı ALLAH’LA buluşmak için fırsat bulamamaktadır. Batılı ALLAH’I tanımazlığın vicdansızlığını sergilemektedir. Bu gün dünyayı tehdit eden pandemi ortamında; Kendi eliyle sarstığı imana muhtaçtır.  İnsanın  ALLAH’A  karşı hissettiği duygusal ihtiyaçlardan biri, bütün varlıkta bulunan mutlak bir güç, güvenli bir sığınak ve belli bir kutsal yön ve mana hissidir. Bu gün insanlığın çoğu Dualizm;   iki yaratanın varlığına inanmaktadır. Teslis: üç tanrısal varlığa inanır. Çok tanrıcılık, tanrıya olan ihtiyacın içinden çıkılmaz hale gelmesine sebep olmuştur.’’ ‘’ ALLAH’IN  peşi sıra, hahamlarını ve rahiplerini- tabii Meryem oğlu Mesih’i de-  Rabler edindiler. Oysa ki, tek bir ilahtan başkasına asla kulluk etmemekle emr olunmuşlardı. (O ki) O’ndan başka ilah yok;  ve O onların putlaştırdıkları her şeyden beri ve yücedir.’’(Tevbe suresi;31.ayet) İnsana; kesin inanç, huzur ve umut veren, onu sorumlu kılan, varlığa anlam katan, yegane ALLAH’A iman tevhiddir.
 İnsanların huzura kavuşması: ‘’ İşte onlar, iman eden ve kalpleri ALLAH’IN vahyi (Kur’an-ı kerim) ile huzura kavuşan kimselerdir. Şunu iyi bilin ki, kalpler ancak  ALLAH’IN zikri (en büyük mucizesi bu Kur’an) sayesinde huzura kavuşabilir!’’( Rad suresi;28.ayet) ALLAH’I zikreden, O’nu duyumsayan gönüller, dünyada yalnız olmadıklarını bilir, daima O’nun himayesinde, güvence içinde olduklarını hissederler. ALLAH’IN zikriyle, Kur’an mucizesiyle doyuma ulaşmayan kalplerin, başka bir şeyle huzur bulmasına imkan  yok tur. ‘’ Ne mutlu  (Kur’an-ın rehberliğinde) iman edip doğru ve yararlı iş yapanlara! (çünkü sonsuz mutluluk ve muhteşem nimetlerle bezenmiş) harika bir yurt onları bekliyor! ‘’(Rad suresi;29.ayet)
 Bu gün dünyanın gündemini oluşturan Pandeminin sebep olduğu ,  insanlarda  gelecek korkusu ve endişe ortamı oluşturan, dünyayı yöneten şeytanın temsilcileri firavunlaşmış karunların etki ve yetkisinden insanlığı kurtarmak ve huzura kavuşmaları için her Müslüman’a düşen görev; insanlığı Kur’an-ın  çağrısı ile buluşturmak, ebedi mutluluklarına vesile olmaktır. Bu sorumluluğu, ibadeti ertelemek, görmezlikten gelmek, başka insanlara havale etmek gibi kaçamaklar, beraberinde  taklitçiliği , fikri  donukluğu ve çöküşü getirecektir. RABBİMİZİN: ‘’Onlar hiç Kur’an üzerinde derin derin  düşünmez ler mi?  Yoksa kilit üzerine kilit vurulmuş kalplere mi sahipler?’’(Muhammed suresi;24.ayet) sorusuyla muhatap kılınan ekseri kalabalıklar arasından sıyrılıp, insanlar içinden çıkarılmış hayırlı ümmet olunmalı. Bizlere en güzel örnek Rasulullah(s.a.v)  ve seçkin sahabesi gibi Kur’an nesli inşa etmeliyiz.
  İnsanların huzura kavuşması: Her Müslümanın en mukaddes görevi, Kur’an-ı   Kerimin çağrısını insanlara ulaştırmaktır. Silkiniş ve ayağa kalkışın ilk adımı İslam bilinci uyandırmaktır. İslam aklı, Kur’an ile düzenlendiği, Kur’an ile sürekli  konturol ve zindelik  yakaladığı  zaman, asrı saadet döneminde olduğu gibi yeniden eski zindeliğini kazanacak, bu dünyada ve ahirette mutluluğun belirli göstergesi olacak. Bu uyanış ve öze dönüş hamlesi; Kur’an ülkesinde, bitmek tükenmek bilmeyen bir heyecan ve enerjiyle yapacağımız çalışmalarla hayat bulacaktır. Beynini, kalbini, vicdanını başkalarına kiraya vermeden, yerlerin ve göklerin kabul etmediği, ama kendisine bahşedilen emanetin kıymetini bilen. ALLAH’IN Kendisini muhatap aldığını unutmayıp, kendi kendine taklitçilik, pasiflik, müritlik gibi prangalarla haksızlık etmeyen,  iradeli var olan, akıl eden Müslüman, Kur’an mesajının muhatabıdır.
 ‘’ Ey  Ademoğulları!  Size aranızdan benim mesajımı ileten elçiler geldiğinde, her kim sorumluluk bilinciyle hareket eder ve kendini düzeltirse, onlar  gelecekten kaygı  taşımayacak ve geçmişte yaptıkları için üzüntü duymayacaklardır.’’(Araf suresi;35.ayet) Bu ayet insanların huzura kavuşmasının anahtarı, mümininde tarifidir. ALLAH(C.C.) Cümlemizi mutluluğa kavuşarak huzura ermemizi nasip etsin. İnşallah! Selam ve dua ile.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?