İNSANLIK DRAMI

05-02-2016

Sur ağlıyor, Sur’da yaşayanlar ağlıyor. Evsiz yurtsuz sokaklarda yaşam mücadelesi veriyorlar. Görüntülere baktığımızda tamamen savaş alanı görüntüleri yerle bir olmuş bir şehir. Taş taş üstüne bırakılmamış.  Bir harabe yığınına dönüşmüş şehir.

65 gündür sokağa çıkma yasağı yaşanıyor. Bu süreç uzadıkça uzuyor mağduriyetler artıyor.

İki ateş arasında kalan, yaşamak zorunda olan sahipsiz Kürtler… Kimsesizlikleri daha da ortaya çıkıyor. Bu operasyonlar devam etmekte.

Cumhuriyet'ten Sertaç Eş'in haberine göre, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Suudi Arabistan dönüşünde yeni operasyonların olabileceğine yönelik açıklamasının ardından Hakkâri Yüksekova’da bu yönde bir hareketlenmenin yaşanabileceğine dikkat çekildi.

Bu süreç bölgemizin birçok şehrinde devam edeceğe benziyor. 

Sur ’da ve diğer il ve ilçelerde yaşananlar insanlık dramı fotoğraf karelerine baktıkça insanların içi yanıyor. 

Birkaç eşyasıyla yollara düşen insanlar. Gidecek başka yerleri olmamalarına rağmen yolara revan olan insanlar.

Sokağa çıkma yasağı, operasyon ve çatışmalar nedeniyle Diyarbakır'ın Sur ve Şırnak'ın Cizre ile Silopi ilçeleri, son aylarda en çok göçün yaşandığı yerler olmuş.

Birileri “evlerinizi bırakıp gitmeyin” diyor. Birileri “evlerinizi terk edin” diyor.

Oysaki onlara akıl verenler kalmaları için herhangi bir can güvenliği sağlamazken, gidin diyenler de üç, dört parça eşyalarıyla nereye gideceklerini göstermiyor.

İşte bu ateş arasında yurtsuz olan insanım yurdundan olan insanım.

Kürtlerin ölmesi zaten devletsiz oluşundan değil midir?

Birileri çıkar “senin hakkını savunuyorum” der senin ölmemen için hiçbir şey yapmaz.

Başkası der “ben hepinizin hakkını savunuyorum”, yine de ölümden çıkan pay Kürt’e düşer.

Asker ağıtı Kürtçe, evinden ve yurdundan olan insanların ağıtları Kürtçe.

Ağıtların dili fark etmiyor zaten dili Türkçe de olsa yürek yakıyor, Kürtçe de olsa yürek yakıyor.

İlk günden şehirlerdeki hendek olayını doğru bulmadım.

Tarihin böyle yazıldığını, bir devrim yapıldığını söyleyip eleştirdiler.

Tarih ne yazacak? Türkiye’de siyasi iktidardan memnun olunmadığı için sivillerin can güvenliği hiçe sayılarak Kürtlerin yurdundan edilmesine sebep oldukları mı yazılacak?

Tarih nasıl yazılacak nasıl şekillenecek bilmiyorum, bilmiyoruz ama şuan okunan evsiz yurtsuz göç edilmek zorunda kalan insanların dramından başka bir şey değil.

Daha da acısı ölüyorlar. Günlerce yerde kalıyor ölüsü, kapısının önünde vuruluyor.

Kimin suçlu kimin masum olduğunu izlediğimiz haber bültenlerine göre mi yorumlayacağız.

Bu insanlar devletten de PKK’den de hesap sorma haklarına sahipler.

Bu akşamdan itibaren her gün saat 19.00'da eylem çağrısı yapılıyor. "Bu akşamdan başlayarak her akşam 19.00’da bulunduğunuz yerden zulme ses çıkartalım. Evde, arabada, her nerede olursak" demişler.

Eğer bize düşen zulme ses çıkarmaksa elbet yaparız.  Zaten halk bu durumdan rahatsız ve son verilmesini istiyor.  Ama halkın inisiyatifinden çıkmış durumda.

Bu operasyonların bir an önce bitmesi insanların bu çaresizliklerine son verilmesini umut ediyor ve istiyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?